Oy vermeyi unutmayınn. Dediğim gibi bu hikayede başkalarını ağzından da yazacağım. Başlayalım.
Tayga ULAŞ
Ben Tayga Ulaş bu benim gerçek ismim değil. Yanında kaldığım bir suçlunun verdiği isim. Annem ve babam kim asla öğrenemedim. Hapishanenin bir kaç metre ilerisindeki çöpe, öldüğümü sanıp atılan bir bebektim ben. Anne ve baba denen varlıkların, zevkleri için oluşturulan bir bebek.
Kendi öz ailemin beni çöp gibi poşetin içine koyup çöpe atmaları ve benim hâlâ yaşamam çok ironik.
Beni oraya bıraktıktan sonra hapishaneden kaçan bir adam saklanırken bulmuş, yaşadığımı anlayınca benide yanına alıp kaçmış. Güvenli bir yer bulunca beni bir hayvan gibi yetiştirip darp ve istismarları ile her işini bana yaptırmıştı. Bana 2 yaşımda hırsızlığı, 5 yaşında kaçakçılığı, 7 yaşında bıçak tutmayı öğretti kendi yapamadıklarını bana yaptırdı.
Ben 11 yaşında masumluğunu kaybeden bir çocuktum sadece bana isim verdiğinde çok mutlu olmuştum. Bir ismim vardı artık normal bir çocuğun ki gibi. Ama sonra arkadaşlarının onu ihbar etmesi ile hapishaneye müebbet cezası verilip atıldı. O gün kaçmam ile yeni bir evim olmuştu.
Parklar.
Sokakta yaşamaya başlamıştım. Parklar benim güvenli mekanımdı. Ta ki bir adamın bana sıcak yemekler verip yanına almasıyla başladı. Onun ismi Kora. Bana bir aile vermişti. Ne istersem öğretmişti.
Sonra beni Belirsizlikle tanıştırmıştı. En büyükleri bendim. O zamanlar Aras benimle hiç konuşmuyordu. Sıla ara ara onla birbirlerine çok yakındılar kardeş gibi. Benimle en çok konuşan Emreden sonra Geceydi.
Gece çok güzel bir kızdı. Siyah saçları ve kehribar gözleri. Bakmaktan kendimi alamıyordum. Kendi hakkında bana hiçbir şey anlatmamıştı ama bakışları her şeyi anlatıyordu. Başta benden kaçıyordu ama artık hep yanımda. Ona karşı başkalarına bakarken hissetmediğim bir duygu hissediyordum. Zaman geçtikten sonra anlamıştım bunu.
Ben galiba ona âşık olmuştum.
Bunu ondan her zaman sakladım ve saklamaya devam edeceğim. Çünkü ben açıkladığımda benden kaçmasından deliler gibi korkuyordum.
Burdaki çocuklar çok tatlıydı. Geçmişleri kötüydü ama geleceklerini onlar iyileştircekti. Gece, Aras ve Sıla'nın oturduğu yere ilerledim. Gece'nin yanına oturdum hevesle.
Arkası dönüktü o yüzden simsiyah saçlarıyla göz gözeydim. Saçlarını okşamak istesemde kendimi tuttum. Birden arkasını döndü ve gülümsiyerek bana baktı. Gözlerinin içide gülüyordu sanki.
Gözleri benim için büyülü gibiydi.
Güçlü bir büyü.
Ama o güzel an Emre'nin "Azrayı gördünüz mü?" sorusu ile bozuldu.
"Senin yanında değil miydi?" sesim beklediğimden sert çıkmıştı. Aras, "En son banka oturmuş etrafı izliyordu. Tuvalete filan gitmiştir."
"Aradım açmıyor bir saattir tuvalette olacak hali yok ya." sesindeki telaşı duyunca durumun ciddi olduğunu anlamam yeterli olmuştu.
YOU ARE READING
BELİRSİZ
AdventureAzra Yıldırımın küçüklüğü ihanet edilerek , ruhu parçalanarak , şiddet görerek , pis eller deyerek geçmişti.Yetimhanelerde dövüşü ve binlerce şeyi öğrenmişti. Ama hâlâ bir kişiye karşı savunmasızdı.. Azranın günleri bir cehennem azabı gibi geçiyor...