☆4☆

108 10 0
                                    

İlk uçak deneyimim ve yükseklik korkumun olmasına rağmen yolculuk boyunca uyuduğumda zaman benim için çok çabuk geçmişti. Abim mektubunun sonlarında küçük bir not olarak, gelebilme ihtimalime karşı beni havaalanında birisinin bekleyeceğini yazmıştı.
Beni karşılamaya neden abimin gelmediğini merak ediyordum sonuçta onunla yaşamamı istiyorsa bu beni önemsediği anlamına geliyordu ve karşılamaya onun gelmemesi...
Derin bir nefes aldım ve düşüncelerimi susturdum. Buraya gelmemin bir başka sebebi de ondan hesap sormaktı. Beni önemsemediğini düşünerek üzülmek istemiyordum.
Havaalanına geldiğimizde bavulumla birlikte fazla kalabalık olmayan bir yere geçip oturdum. Bavulumu yan tarafıma koyup beklemeye başladım. Etraf kalabalıktı. İnsanlar sevdiklerine kavuşmanın heyecanını yaşıyorlardı. Bir çift, dizi veya filmlerde olan koşup, sarılma klişesini yaşarken gözlerimi başka bir tarafa çevirdim.
Siyah takım elbiseli bir adamın, gözlerini benden hiç ayırmadan bana doğru geldiğini gördüğümde ayağa kalkıp yan tarafımda ki bavulu ayaklarımın ucuna getirdim.
Hızlı adımlarla, yanıma kısa zamanda gelmişti bile.
-Asel Özden ?
Evet anlamında başımı salladım.
-Beni takip edin lütfen dedi ve elimdeki bavulu alarak geldiği yönden yürümeye başladı. Havaalanından dışarı çıktığımızda adam, bavulumu bagaja koyarak, arabanın sürücü koltuğuna oturdu. Bir kaç saniye elim arka kapının kolunda bekledikten sonra harekete geçtim ve bende oturdum.
Araba hareket ettiğinden beri yüzümü camdan başka tarafa çevirmesemde sürücünün arada bana baktığını hissedebiliyordum. Nasıl bir yere gittiğimizi, abimin nasıl olduğunu ve benzeri soruların cevabını o kadar çok merak ediyordum ki hiç çekinmeden bu adama sorabilirdim. Ama beni durduran bir şeyler vardı. Sanki bir süprizi bozacakmışım gibi ya da kötü bir şey duymaktan korkmak gibi...
Evlenmiş miydi acaba? Çocuğu var mıydı? Ya da yakışıklı mıydı? Tabii ki öyleydi! Kız çocuklarının ilk kahramanı, ilk aşkları ,en çok kırıldıkları ama bir sözüyle de yelkenleri suya indirdikleri babaları olurmuş ya, ben abimi hatırlayamasam da benim için dünyanın en yakışıklı adamı, bu kadar sene ayrı kalıp o cehennemde yaşasamda benim kahramanımdı o.
Gittiği için ilk başlar ona çok kızsamda bir korkak değil kahramandı. Bir şeyleri düzeltmek için babamın aksine çaba harcamıştı abim. Böyle bir araba ile karşılandıysam durumunun iyi olduğunu tahmin edebiliyordum.
Düşüncelerim arabanın durmasıyla son buldu. Etrafı orta boyda duvarlar ile kaplı bir evin önüne gelmiştik. Duvarda ki taş desenleri hoş görünüyordu ve onların üstünde evin etrafındaki dikenli teller insanın içeride önemli biri yaşadığı gibi yada değerli bir eşya olduğu gibi bir kanıya vardırıyordu. Siyah, demir bir kapının açılması ile evin bahçesine girdik. Şoför beni evin kapısının önünde indirdiğinde etraftan gözlerimi alamıyordum. Beni buraya getiren adam muhtemelen arabayı park etmeye gitmişti.Yardım isteyebileceğim hiç kimse yoktu.
Sonunda hareket etmeye karar verdiğimde merdivenlere doğru yürüdüm. Daha bir kaç merdiven çıkmıştım ki , evin kapısı açıldı. Yaklaşık otuz yaşlarında bir kadın bana bakıyordu. Adımlarımı hızlandırdım ve kadını önünde durdum .Burdan gördüğüm kadarıyla içerisi oldukça zevkli döşenmişti. Kadın gülümseyerek
-Hoşgeldiniz Asel Hanım , buyurun diyerek kenara çekildi.
-Aaa, ben... şey... bavulum! dediğimde daha da gülümseyerek Ahmet Beyin odama çıkaracağını söyledi. Kafamı belli belirsiz sallayarak içeri girdim .
Burası ...çok büyüktü. Bir gecekonduda doğup büyüyen biri için çoğu ev büyük sayılabilirdi ama villalarda verilen partilerde garsonluk yapmış biri olarak burasının daha büyük ve göz alıcı olduğu bahsine girebilirdim.
-Şöyle oturabilirsiniz. İçecek bir şey istermisiniz ?
-Hayır ben sadece abimi...
-Peki hemen Melih Beye haber veriyorum diyerek yanımdan ayrıldı. Ayakta durmaktan yorulduğum için tekli koltuklardan birine geçip oturdum. Abim büyük ihtimal kadının onu çağırmaya gittiği taraf yani sağ taraftan gelicekti. Ve ben onun parkede yankılanan ayak sesini duyacaktım. Sonra o bu salona açılan kapıdan sağa döndüğünde karşı karşıya olacaktık. Peki sonra ne yapmalıydım?
-Bekleme salonunda efendim
Kadının sesini duyduğumda, şimdiye kadar hiç heyecenlanmayan ben o kadar heyecanlanmıştım ki derin nefesler alarak kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Kadını ayak sesleri uzaklaşırken bende terleyen ellerimi kot pantolonumun dizlerine silip ,ayağa kalktım. Şimdi yüzleşme vaktiydi. Aptal bir heyecan yüzünden kendimi güçsüz duruma düşürmeyecektim. Bu sırada kulağıma bir ses daha geldi. Yabancı ama bir o kadar da tanıdık. Daha öncede duyduğuma emin olduğum bir ses. Evet, bana doğru geliyordu. Ama bu bir insanın ayak sesleri değildi...

Bana Şans DileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin