kırık çatılar

1: Aslı Değirmenci

cigarette daydreams '
from playlist.

  "Ah cidden matematik sınavı neydi öyle? Gavura sorar gibi sormuşlar." 

  Kolejin yurtlarının az ilerisindeki ara sokaktaki kör noktada toplanan kız öğrencilerin üstünde gri dumanlar uçuşuyordu. Sokağın duvarına yaslanan dağılmış kızların kimisi yere çökmüş, kimisi ise ayakta sigaralarını içiyorlardı. Sonbaharın sararttığı yaprakları yollarda uçuşurken gelen rüzgardan sigarasını yakamayanlar karışan saçlarıyla birlikte sinirlenip bağırıyorlardı.

  "Eminim Aslı yine bundan tam not alır, değil mi? Sen sonuçta bizden çok daha farklı bir seviyedesin." Saçını öylesine bir topuz yapmış, diğerlerinden farklı olarak formasının altına etek giymiş kız gülerek yerde çöküp sigarasını içen siyah deri ceketli kıza yaklaşmaya çalıştı.

  "Bütün soruları cevapladım, hepsinden az çok eminim." dedi Aslı, umursamaz soğuk bir tonla. Soğumuş parmaklarını sigarasından çekmek için ağzına koydu, çöktüğü yerden siyah ceketinin cebinde telefonunu aradı. Bulup çıkarttığında saatin dörde geldiğini gördü ve aceleyle sigarasını tekrar eline aldı.

  "Ah, Başak beni sikecek." Aslı hemen ayağa kalkıp aceleyle kalan sigarasını içmeye koyuldu. Bir ayağını sabırsızca titretirken aynı zamanda sigarasını bir an önce bitirmek için çabalıyordu. Gözüne kestirdiği tanıdık kıza tek elini kaldırıp gelmesini işaret ederken ağzındaki sigaradan dolayı konuşmadan ona bakıyordu. Sonunda bitirip ayağının altına fırlattığında kollarını iki yana açtı.

  "Bana da sık." dediği gibi kız elinde duran deodorantı, gruptan ayrılırken baştan aşağı kıza boşalttı. Bir kenara attığı çantasını koluna geçirip, diğer kitapları eline aldığında kıza teşekkür etti ve hızlıca koleje giden yola çıktı. Rüzgardan dağılmış koyu düz saçlarını topuz yaparken elleri donmuştu sanki. Ama bunu umursamayıp okulun bahçesine girdi ve adım adım binaya koşturdu.

  Sınıfın kapısından içeriye adım attığı an üstünde ona öfkeyle bakan çift gözü hissetmeden edememişti. Okuldan sonraki verilen ek kurslara geç kalmamasını isteyen arkadaşı Başak'tan başka birisi değildi. Ve eğer ki üstündeki bu sigara kokusunu fark ederse, azarlamayacağından kuşkusu yoktu.

  "Yine bir yerlerde üffürüyordun değil mi? Allah'ın keşi." Başak'ın yanına sandalye çekip çantasını masaya koyarken genç kızın dırdırlarının ardı ardına kesilmediğini fark etti.

  "Bir dakika daha geç kalsaydın derse başlayacaktı."

  "Geç kalsaydım bile sorun olmazdı Başak. Alt tarafı ek ders." 

  Aslı Başak'ın bazı noktalarda fazla panik yaptığını düşünüp onu sakinleştirmeye ve bazı şeylerin o kadarda büyük olmadığını ona göstermeye çalışsa da sürekli bu tekrarlayan bir döngüydü. Yine de Aslı için bu sorun değildi, zaten çokta yakın arkadaş olmadıklarından bazı şeyleri kurcalamadan bir kenara fırlatıyordu.

  İkisi ortaokuldan birbirlerini tanısalar da sadece ders çalışacakları zaman bir araya geliyorlardı. Aslı, her türlü Başak'tan daha iyiydi ama Başak'la olan çalışma arkadaşlığı sayesinde bir şekilde kendi kendine gelişmişti. Ayrıca Başak'ın çeşitli kaynakları sayesinde Aslı bir sürü şeyden yararlanabiliyordu. Başak için ise her türlü bir kazanç meselesiydi bu.

  Saatler süren kurs, sona ermişti. Yarın olacak son sınav için konular tekrar gözden geçirilmişti. Sınav zamanı kurslar normalden daha çok dolardı. Okulun kendi verdiği, ders saatlerinden sonra yapılan ek dersler niteliğindeydi. İsteyen gelebiliyordu tabi, ama genelde tek tük olan sınıflar şimdi sınav haftasından dolayı dolu doluydu.