special part!

24 4 47
                                    

"Heeseung kahküllerim düzgün mü?" Karina telefonunun ekranından kendine bakarken başını sevgilisine doğru çevirdi, rüzgardan saçları uçuşuyordu, Heeseung onun bu hâline güldü.

Saçlarıyla büyük bir savaş içerisindeydi.

"Çok güzelsin yine, kampüste en ilgi çeken kız olmana şaşmamalı." Karina utanarak gülümsediğinde hızlıca yürümeye başladı. Heeseung elindeki bavullarla peşinden gidiyordu."Neredeyse iki buçuk yıldır çıkıyoruz hâlâ utanıyorsun."

Karina'nın üniversitesi bittikten sonra Seoul'a geri dönmüşlerdi, diğerleri onları oradayken sürekli aramıştı. Bu aramalarda Niki sürekli Eunchae ile kavga ediyor oluyordu.

Bugüne kadar ayrılmayışları da insanı şaşırtıyordu.

Sunghoon ile Wonyoung çoktan sözlenmişlerdi, eh zaten oradan gelmelerinin sebebi de yarı yarıya buydu ya. Jake ile Minjeong ise bıraktıkları gibilerdi, kendilerini evlilik ya da benzeri şeylere hazır hissetmiyorlardı.

Eski evlerinin sokağına girdiklerinde ikisinin de gözleri etrafı inceliyordu. Karina'nın ağzı şaşkınlıkla açıldı."Çoğu ev boşaltılmış." Heeseung burada yaşadığı zaman diliminde bile burada yaşayanlarla muhabbet etmemişti bu yüzden bilmiyordu.

Balkonda çamaşır asan ismini ikisinin de bilmediği bir kadın onlara seslendi."Bu Jimin ile sevgilisi değil miii, anam nerelerdeydiniz!" Karina ile Heeseung'ın gözleri kadına döndüğünde ikisi de muhabbete girmek istemedikleri için ellerini sallayıp geçtiler.

Evlerinin önüne geldiklerinde Karina'nın heyecandan elleri titremeye başlamıştı, çok özlemişti burayı. Kapıyı açtığında Heeseung bavulları bahçe kapısından içeri aldı, bu sırada Karina ev anahtarını deliğe sokmaya çalışıyordu.

"Neden girmiyor ki bu!" Heeseung Karina'nın yanına geldi, elleri titrediği için deliğe sokamıyordu."Of Karina.." dedi."heyecanlanmana gerek yok burası bize ait."

Karina'nın elinden anahtarı alıp kapıyı açtığında Karina da bavulları içeri sürükledi. İçeri havasız kaldığından kokuyordu. Heeseung yüzünü buruşturup tüm pencereleri açtı.

Karina bavulun birini koltuğun üzerine koyduğunda fermuarını açtı, açar açmaz karşısına ikisinin çerçevelenmiş bir fotoğrafı çıktı, Heeseung bunu ne ara yaptırmıştı?

Fotoğrafı eline aldığında iyice inceledi, bu fotoğrafı çektiğinde kendisinin ağzı yüzü pamuk şeker olmuştu Heeseung ise kendince selca çekecekken onu da kareye almıştı.

Heeseung'a doğru dönüp çerçeveyi gösterdi."Cidden gıcıklığından hiçbir şey kaybetmiyorsun!" Heeseung çerçeveye ve içindeki fotoğrafa bakınca kahkaha attı."Buraya koyarız diye yaptırmıştım."

Sonrasında Heeseung bir koşu Karina'nın depo olarak kullandığı yere doğru gittiğinde Karina bağırdı."Oraya girmeyeceksin!" Daha sonra çocuğun peşinden gitti."Lee Heeseung bir kere beni dinlesen ölür müsün?!"

Heeseung tüm kolileri aşağı indirdiğinde buraya ilk kez girdiği zamanı hatırladı, Karina kolundan tuttu."Lütfen, görmek istemiyorum." Heeseung dinlemeyip gözüne kestirdiği kolinin içini deşercesine dökmüştü.

En sonunda önüne çıkan o zamanlar gördüğü birkaç aile resmini eline aldı, Karina sinirli bir şekilde onu izlerken Heeseung yüzünü ona çevirdi."Onlar senin ailen."

"Biliyorum, ben sadece kötü hissediyorum."

Heeseung nefesini dışarı verdiğinde elindeki resimleri kolinin üzerine bırakıp Karina'nın ellerinden tuttu."Sen ne kadar kaçmak istesen de onların hep aklının bir köşesinde olduğunu biliyorum, ailen ailemdir ki bu senin için de geçerli."

Karina tepkisizdi, Heeseung'ın art bir niyeti olmadığının farkındaydı, onun kendisine neden bu denli aşık olduğunu da anlayamıyordu bir türlü.

Ailen ailem, ailem ailen demişti.

Heeseung sonrasında Karina'nın elinden tutup fotoğrafların yanına getirdi, birini eline alıp Karinaya gösterdi."Eğer izin verirsen onları da bizimle birlikte evin içinde bir resim olsa bile bulundurmak istiyorum."

Karina gözlerini büyüterek Heeseung'a baktığında Heeseung gülümsedi."Ne dersin? Şuanlık tek bir çerçevemiz var ama yarın alabilirim?"

"Bir an dedim ki, hamileyim."

"Ne?" Heeseung gülmeye başladığında Karina ne dediğini anladı ve ağzını eliyle kapattı, geri açtığında konuştu."Ben ne dedim?" Heeseung göz kırptı."Fena olmazdı ya." Karina koluyla Heeseung'a vurduğunda Heeseung acıyla karnını tuttu.

Odadan çıktıklarında Heeseung salondaki masanın üzerine ilk kendi ve rina'nın olduğu fotoğrafı sonra da rina'nın ebeveynlerinin olduğu fotoğrafı yerleştirdi.

Bu sırada evlerinin önünde büyük bir korna sesi koptu, Karina pencereyi açıp baktığında yeşil bir arabanın üstünde Niki oturmuştu, arabanın arka koltuğunda Eunchae, Wonyoung ve Minjeong olduğunu tahmin ettiği biri vardı. Ön koltukta Sunghoon ve Jake vardı.

Karina Nikiye doğru konuştu."Arabanın içine sığmadın da üzeri mi kaldı mülteci orospu çocuğu?" Niki parmağını Karinaya doğru salladı."Yolarım seni."

Karina güldüğünde Heeseung evin kapısını açmış oradan bakıyordu."Oğlum yine mi siz? Ben kurtulamayacak mıyım sizden?" Niki arabanın üstünden yola atladığında evin kapısının önüne geldi."Hiç sanmıyorum."

Niki'nin inmesi ile arka koltuktaki kızlarda inmeye başlamıştı en sonunda ise jakehoon ikilisi indi. Hep birlikte evin kapısından girerken ufak bir sarılma merasimi başlamıştı.

Hoşgeldinizdir şudur budur gibi merasimi bitirdiklerinde içeriye geçip koltuklara oturdular. Karina ve Heeseung hepsinin üzerinde gözlerini gezdirdi.

Niki saçını mavi yapmıştı, Eunchae ise pembeye boyatmıştı. Bunlar net cosplayer falan oldular ya da anime izliyorlardı. Wonyoung ve Hoon ise sürekli yüzüklerini gösteriyorlardı. Minjeong ile Jake ise biraz tarz değişikliği yapmıştı.

Niki Heeseung, Hoon ve Jake'e kaş göz işaretleri yaptığında Heeseung ne diyon yarram der gibi bakıyordu Nikiye Jake Niki'nin anlatacağı önemli bir mevzu olduğunu hatırladı, yanındaki Minjeong'a döndü."Sevgilim siz kızlarla mutfakta biraz dedikodu yapsanıza."

Wonyoung hemen atladı."Ayy çok iyi aklına geldi Jake, neler oldu neler ama hadi biz bence bir mutfağa geçelim." Wonyoung tüm kızları peşine taktığında Karina itiraz etti."Ben sizin yediğiniz bokları duyup kalp krizi geçirmek istemiyorum, hayır."

Wonyoung Karina'nın götüne eliyle şaplak attı."O zaman arkadaş olmayacaktın bizimle aşkım, yürü şimdi." Karina oflaya oflaya mutfağa doğru yürüdüğünde Heeseung boşalan yerlerden birine oturdu."Ne kaş göz yapıyonuz, zaten onu da beceremediniz de."

Niki ellerini saçlarına attığında gülmeye başladı."Heeseung." Devamını bir türlü getirmiyordu, Sunghoon ağzını kapatıp gülmeye başladığında Niki de ona bakıp güldü."Heeseung ben galiba."

Heeseung kaşlarını çattı."Söylemezsen ya dayak ya da malum yeri yiyeceksin?" Niki gülmesini durdurdu."Tamamen ciddiyim.." sonra işaret parmağı ile Hoon'u gösterdi."şu piç gülüyor diye gülüyorum."

Jake ise Niki'nin dayak yiyeceği zamana kadar susuyordu umudu yemesi üzerineydi. Niki ciddileştiğinde konuştu.

"Heeseung ben sanırım baba oluyorum amına koyayım."

disguise, heerinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin