0.8

34 8 44
                                    

"Niki inşallah allah belanı verir sende kurtulursun bizde!" Heeseung kolundan tuttuğu çocuğu sertçe arabanın içine ittirdiğinde Karina ve diğerleri de hızlıca arabaya binmişti.

Heeseung giderken Niki'nin oturduğu ön koltuğa oturmuştu Jake de geldiğinde arabayı çalıştırdı. Çoğu reşit olmadığı için komiseri Nikiyi almak için zor ikna etmişlerdi.

En sonunda ne mi olmuştu Niki'nin Japonya'daki ailesi aranmıştı, onlar Heeseung'ı söylemişler ve Niki öyle serbest bırakılmıştı. On birinci sınıfta annesinin de Koreye gelme ihtimali Niki'nin özgürlüğünün kısıtlanması anlamına geliyordu.

Tüm herkes Niki'yi beklerken arabanın içinde başını cama yaslamış biri vardı; Hong Eunchae. Eunchae kendini iyi hissetmediğini söyleyerek polis merkezinin içerisine gelmedi.

Jake bir eliyle karnını tuttu."Lan ben fena acıktım." Sunghoon yanında oturan kızlara baktı."Kızlar siz aç mısınız?" Karina başını iki yana salladı."Saat geç oldu, uğraşmaya gerek yok."

Heeseung dikiz aynasından Karinaya baktı ve konuştu."Jake arabayı en yakın lokantaya sür." Jake güldü."Hesaplar senden mi?"

Heeseung arkasını dönüp sevimli sevimli Sunghoon'a baktı.

Sunghoon kaşlarını çattığında bu sefer de Wonyoung başladı Sunghoon'a bakmaya, Sunghoon Wonyoung'a kıyamıyordu. Yoksa Heeseung için hayatta hesap ödemezdi."İyi, öderim."

Arabanın içinde taraftar gibi bağırmaya başlamıştı Jake, Heeseung ve Niki Wonyoung saçını savurdu, kendinin sayesinde olduğunun farkındaydı. Karina arabanın içindeki tepinmelere karşılık sıkıştığı yerde iyice sıkışıyordu, bağırdı."Hepinizin amına koyarım, oturun oturduğunuz yerde!"

Ani gelen küfürle Eunchae dahil herkes Karina'ya bakmaya başlamıştı. Heeseung güldü."Karina ne derse o gençler, oturun."

Ne yeneceği vesaire konular konuşulmaya başlanmışken Karina'nın yanına oturan Niki başını diğer cam kenarındaki Eunchae'yi görmek için eğdi. Normalde karakola ilk onun gelmesi gerekirdi. Ne olmuştu?

Lokanta önüne gelindiğinde Jake müsait bir yere park etti, hepsi hızlıca inerken Eunchae Wonyoung'ın inmesi için iki dakikalığına indi Wonyoung çıktığında geri içeri girecekken Wonyoung durdurdu."Gelmiyor musun?"

Eunchae gülümsedi."Az sonra geleceğim telefonda bir işim var." Wonyoung imalı imalı baktı sonra güldü."Jaehyunla mı konuşacaksın?" Eunchae'nin yüzü düştü."Hayır, annemlerle." Wonyoung başını salladı."Çabuk gel ama!"

Wonyoung yürümeye başladığında Eunchae arabaya geri bindi. Bu sırada hâlâ lokanta içine girmemiş Wonyoung'ın girmesini bekleyen Niki Wonyoung girdikten sonra arabanın yanını buldu.

Az önce indiği yerden tekrar arabanın içine bindiğinde Eunchae irkildi."Sen.."

"Ne oluyor Eunchae?" Eunchae başını pencereye doğru çevirdi, sonra alay eder gibi güldü."Siktiri çekmeni bekliyorum." Yüzünü tekrar Niki'ye çevirdiğinde Niki anlamamıştı."Ne diyorsun sen amına koyayım?"

"Herkese asıl ama karşındakini görme, ne âlâ değil mi? Aradığımda her zaman cevap ver ama şımarık, prenses olduğumu söyle!" Niki yumruğunu sıkmıştı, Taesan denen piç herşeyi Eunchae'ye mi yumurtlamıştı gerçekten?

Şimdi bir yalan atması lazımdı. Düşün Niki düşün bu sefer fena takıldın. Eunchae hâlâ bir yanıt beklerken Niki oturduğu yerde ilerleyerek Eunchae'ye biraz daha yakınlaştı.

Eunchae gözlerini büyüttü."Yaklaşma, burnuna bir vururum arkadan çıkar." Niki gülmüştü, bu sefer içinden gelerek gülüyordu. O gün grupta dediklerini tekrardan ölçtü, tarttı.

Eunchae'nin çirkin olduğunu iddia etmiyordu, Eunchae'yi üzeceğini ilişkilerden hemen sıkıldığını biliyordu. Ona göre dediklerinden doğru olan tek şey Eunchae'nin gerçekten şımarık olmasıydı.

Fakat şuan o yanını tamamen kesip atmış hayal kırıklığı ile doluydu, o neşesi yoktu. Bu olanlardan sonra kendisine eskisi gibi yaklaşır mıydı umrunda değildi, ihtiyacı da yoktu.

Niki aynı Niki kalırdı.

Belki de dürüst olması gerekirdi."Benim hatam, biliyorum çünkü seni hâlâ tanımıyorum." Niki elini kızın boynuna attığında Eunchae yeri kalmadığını bile bile hâlâ geri gitmeye çalışıyordu, Niki yüzüne eğildiğinde tekrar konuştu."Eğer yapabilirsem, kendimi affetmeyi becerirsem.."

Eunchae Nikiyi itti."Çok kötü yerlere gidiyor bu konuşma, siktir ol git başımdan." Niki dinlemedi onu, bu sefer de bileğinden tutup kendine çektiğinde dudaklarını kızınki ile birleştirdi.

Eunchae iğreniyordu ondan. Tüm bu hareketlerinden, egosundan, samimi olmayan özüründen, hepsinden. Karşılık vermiyordu bile Niki dudaklarını ayırdığında ikinci kez tüm gücüyle itip arabanın kapısına yöneldiğinde Niki durdurdu."Jaehyun ile.."

Eunchae yüzünü oğlanınkine çevirdi."Ben sen miyim? Bir gün birine diğer gün diğerine umut vereyim? Arkadaşımın sevgilisine yan gözle bakayım?" Niki resmen millete maskara olmuş gibi hissediyordu.

Eunchae arabadan indiğinde peşinden gitti. Hiçbir şey olmamış gibi davranacaktı her ikisi de, Masaya geldiklerinde Heeseung elini kaldırdı."Neredesiniz siz!?"

Niki masaya baktı cidden bu zaman aralığında yemişler miydi? Karina Eunchae için yer açtığında Eunchae konuştu."Siz yerken karşınızdaki masada otursam olur mu?" Niki gözlerini yanındaki kıza çevirdi sonra önüne döndü.

Sunghoon çıkıştı."Olur mu öyle şey? Geleceksin yemekleri bitirdik diye seni öylece mi bırakacağız?" Nikiye baktı."Bu yemese de olur."

Niki güldü."Eyvallah" Eunchae iyice ısrar etmişti. Heeseung böyle şeylerden hiç hoşlanmazdı, ailesinden böyle görmemişti ki ailesi hep bir arada olmak zorundaydı küçüklükten beri.

Çıkışta Heeseung diğerlerini arabaya gönderirken Karina duraksadı. yarım saattir yemek tabağıyla bakışan Eunchae'nin masasına doğru gidiyordu Heeseung.

Eunchae hemen ayağa kalktı."Gidiyor muyuz Hee-" Heeseung gelip karşısına oturdu."Hiç dokunmamışsın Eunchae." Eunchae yavaşça geri yerine oturdu."Canım istiyor mu diye hiç sormuyorsun ki?"

"Ne oldu anlat bakalım." Heeseung kollarını masanın üstüne koydu. Eunchae'nin gözleri doldu, çatallaşmıştı sesi."Ne istediğini bilmiyor bile.."

Heeseung birdenbire ağlayan Eunchae karşısında şaşkındı, Eunchae devam etti."Sırf sesimi kesmek için öptü beni, işine gelmiyor orospu çocuğunun!" Heeseung, Eunchae'nin sesinin yüksek çıkmasına karşılık etrafa baktı."Çalışanlar var Eunchae sakin ol."

Karina az önceden beri izlediği yerinde durmuştu. İkisi de ona bakmıyordu "bırak gitti sansınlar" diyordu içinden dinlemeye devam etti.

Eunchae herşeyi en başından Heeseung'a özet geçti. Niki'nin bugünkü yazdığı şeyler de grupta vardı. Garam'ın bu konuyu patlatacağını hiç düşünmemişti.

Taesan dua etsin ki hiçbir şey bilmiyordu, yoksa Niki şuan yaşıyor olur muydu?

Heeseung yerinden kalkıp Eunchae'nin tarafına gittiğinde ağlayan kıza sarıldı. Karina başını hafifçe eğip gülümsedi, Heeseung'ın Eunchae hakkında kötü bir niyeti olmadığını biliyordu.

Şuan tam bir abi gibi görünüyordu.

Heeseung Eunchae'nin başını okşadığında kulağına eğildi."Niki'nin ağzı sigara kokuyordur şimdi, yazık olmuş." Eunchae geri çekilip güldüğünde Heeseung kolunu Eunchae'nin omuzuna attı.

Yürümeye başladıklarında Karina yavaş yavaş yanlarına geldi."Hiç de farketmediniz beni? Ne güzel konuştunuz." Heeseung ve Eunchae yanlış anlaşılma korkusuyla Karina'ya bakarken Eunchae büyük shipine birşey olmasın diye Heeseung'ın kolunun altından çıktı.

Karina ve Heeseung önden yürürken Eunchae arkalarından gelmeye başlamıştı. Karina Heeseung'a baktı."Sandığım kadar çocuk değilsin."

"Şunu bileydin, gerçek bir hard daddyim ben!"







disguise, heerinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin