1.9

19 5 28
                                    

"Ne demek gidiyorum?" Heeseung sinirli bir şekilde Karinaya bakmaya başladığında Karina dilini üst dudağında gergince gezdirdi."Burada okumak istemiyorum Heeseung."

"Bizim için bile Seoulda kalamazsın yani?" Heeseung dediğinin arkasından bir kahkaha patlattı, gözleri doluyordu."Seni kendime bağladım şimdi çekip gidebilirim diyorsun?"

Karina Heeseung'ın ellerini tuttu."Daha genciz Heeseung, belki tekrar karşılaşabiliriz çok daha iyi şartlarda.." Heeseung yüzüne bakıyordu sadece."belki de başka birini sevebilirsin."

"Siktir ol git."

"Ne?" Heeseung aniden bileğinden tutup çekiştirmeye başladığında Karina sesini yükseltti."Nereye gidiyoruz? Sıyırdın mı?!" Heeseung güldü."Eşyalarını toplayacağız."

"Bir hafta daha buradayım."

Heeseung başını yukarı kaldırıp derin bir nefes aldığında yüzüne bile bakmıyordu, Karina eliyle yüzünü kendine doğru çevirmişti."Kendinden büyük birine ihtiyacın yok."

Heeseung kollarını iki yana açtığında Karina gülerek çocuğun kollarının altına girdi Heeseung'ın ağladığını yüzünde hissettiği ıslaklıktan anlayabiliyordu, Heeseung konuştu."Yaşa neden bu kadar takılıyorsun? Benden biraz olsa bile hoşlanmadın mı?"

"Heeseung başına ne geldiyse hepsi benim yüzümd-"

"Karina iki yıldan bahsediyorsun, geldiğinde nasıl bulacağım ben seni ya." Heeseung burnunu çektiğinde devam etti."Her ne zaman ağlayıp zırlasan dibindeyim böyle mi ödüyorsun bana borcunu?"

Karina başını kaldırıp Heeseung'ın yüzüne baktığında yüzünü elleri arasına aldı."Beni üzme, ağlamak yok daha bir hafta var bolca birbirimizle vakit geçirebiliriz."

"Çirkin miyim?" Karina aldığı soruyla kaşlarını çattı."Bu nasıl soru ananı sikerim senin." Heeseung gözlerini yan tarafına çevirdi."Bilmem, sormak istedim."

Heeseung'ın her hâlinin gözüne tatlı gelmesi normal miydi? Bu koca bedenine ve erkeksi görünümüne rağmen içinde küçük bir çocuk barındırıyordu.

Kendisinden hoşlandığından beri Heeseung'ın eski gıcık, umursamaz hâli kalmamıştı daha çok erkek arkadaş metaryali gibi bir hâl almıştı. Karina bunu çok net görüyordu.

Heeseung onu hiçbir zaman zevkleri için kullanmamıştı, hiçbir zaman kaba olmamıştı, birkaç aydır sadece o değil Karina da ona karşı birşeyler hissetmeye başlamıştı.

Bunu kabullenemiyordu sadece.

"Heeseung sen gerçekten her kızın isteyeceği türden bir çocuksun anlıyor musun? Çenenin yayını sikmeyeyim." Heeseung'ın yüzünde hafif bir gülümseme oluştuğunda Karina burnunu burnuna sürtüp gülümsedi.

Heeseung'ın nelerden hoşlandığını az çok biliyordu; saçlarının okşanmasını severdi, Karina parfüm sıktığı zamanlarda koklayacağım diyerek ahtapot gibi sarılırdı. Birden öpülünce ya da iltifat alınca utanırdı.

Heeseung'ı ilk gördüğü zamanı hatırladı, Bay Yang'a ana bacı girmekle meşguldü sonra taşındığı ilk günü, o sıralar Karina kendince bu çocukla başa çıkılmaz diyordu.

Heeseung ne kadar boş beleş herifin teki olursa olsun terbiyeliydi ve iyi yetiştirilmişti.

"Ya Rina!" Heeseung dişlerini göstererek güldüğünde geri çekildi."Bu haksızlık, çalışıp gelmişsin!" Karina saçlarını savurdu."Aynı evde yaşaya yaşaya öğrendik?"

Ani cesaretle kollarını Heeseung'ın boynuna doladığında Heeseung ufak bir şok geçirdi, sonrasında kollarını kızın beline atarken konuştu."Bizim çekingen rina nerede? Çıkarın onu ortaya!"

"Diyorum ki zaten gideceğim şu çocuğu kalpten götürüp gideyim." Heeseung suratını astı."Çok acımasızsın?"

Heeseung'ın dudakları fırsattan istifade Karina'nın boynu ve yanakları arasında gidip geliyordu. Karina gülmeye başladı."Gıdıklanıyorum!"

Bu sırada Heeseung'ın telefonu yüksek bir sesle çalmaya başladı. Karina geri çekildiğinde Heeseung elini cebine attı."Hangi orospu çocuğu bu?"

Telefonu eline aldığında ekranına baktı.

"Eunchae" arıyor...

Telefonu açtığında Eunchae ağzında sakız patlatıyordu.

"Heeeeeeeeeseunnnng!"

"Ne var yine?"

"Kaynanamlar Japonya'dan gelmiş, Nikiden önce seni merak ediyorlar."

"Tamam gelmiyorum, hadi görüşürüz."

Karina sorarcasına Heeseung'a baktığında Heeseung sabır diliyordu."Eunchae tamam, tamam suriyeye ilk ben gönderileceğim."

"Geliyor musun yoksa Ümit Özdağ'ı arayayım mı?"

"Senin Niki ile videon Konon'un eline gitti nasıl hâlâ annesinin yüzüne bakabiliyorsun lan?"

"Orasını karıştırma? Sen Karinayı mekan farketmeden öğlen yemeği niyetine yiyorsun?"

"Defol çingene."

"Kes arama köpeği."

Heeseung telefonunu tekrardan kapatıp cebine attığında Karina konuştu."Ne olmuş?"

"Niki'nin ailesi Japonya'dan gelmiş." Karina şaşırmıştı."Annesini iki yıldır görmüyor muydu? Özlemiştir." Heeseung kaşlarını yukarı kaldırdı."Onun anne baba umrunda mı sence?"

Karina birşey demedi haklıydı, Niki çok tuhaf bir çocuktu.

"Bizi çağırıyorlar." Dedi Heeseung sonra ise elini Karinaya uzattı."Davete icabet etmemek olmaz." Karina Heeseung'ın eline baktı sonra ise elini Heeseung'ın eline uzatıp tuttu."Görelim bakalım her Japon Niki kadar kaba mı?"

arkadaslar hic iyi degilim hastayim bu yuzden bu bolum gercekten berbat, diger bolum final ve birde ozel bolumumuz olucak bugun hepsini aradan cikartabilirim

Lutfen desteklerinizi esirgemeyin iyi yazmadigimi biliyorum ama 😔

disguise, heerinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin