0.2

83 12 59
                                    

eunchae;
JIMIN
Eve dort tane cocugu atmissin
sen varya kizim sen
iffetli orospusun
insan bari birini bana ayarlar

siz;
Of ne diyon sabah sabah
Bir kisi var sadece
ustelik iffetli orospu ne
wony mi soyledi

eunchae;
sunghoon denen cocugu tav edicekmis
ddha yeni rickyden ayrilmadi mi
uc ayda yeni birisi
korenin suyu cekildi

siz;
sende onun kucuk versiyonusun 😪
12. Siniflardan takinti yaptigin Jaehyunu yeni biraktin.

eunchae;
cok konusma kahpe
dun ikiniz de dort tane cocugu incelemis
birer tane gozunuze kestirmissiniz
bende gelseydim keske!!!!!!!!🙄

siz;
pardon ben napmisim?

eunchae;
hısıng denen cocukla hint dizisi bakisma
sahnesi cektigini biliyom
karina 🙃😚

siz;
sus allahin fetusu
16 yasinda bu ne azginlik
arap yarimadasi zamaninda helak oldu azginlik yuzunden
adamlara bir suru kitap, peygamber gonderilmis
hala burnularinin dikine gitmisler

eunchae;
Hısıngın ig buldum
cocugun paylasimlari hep irkcilik dolu
niki kimmis
oha
BOYU EN AZ 1.80 AMK BOYA BAK

siz;
evt dun gordum
jake haric hepsi 1.80 lerde
niki ateistmis bu arada
japonmus birde
dun esyalari tasidiktan sonra heeseung dedi ki
aciktik birseyler yiyek
niki gelmis benim vatanimin laflariyla
sanarsin dogma buyume guney koreli
dort senedir burdaymis lise icin anasi yollamış

eunchae;
takibe aldim
gidicem taciz edicem simdi
byyy

siz;
yarramin basi
siktie

Karina elindeki telefonu yanındaki masanın üzerine bıraktı. Kahvaltı hazırlaması gerekiyordu, evde tek kendisi olsaydı bunu düşünmeden öğle sonuna kadar yatardı ama Heeseung'ın ne zaman kalkacağını bilmiyordu.

Ne diye almıştı ki onu eve? Zevkinden değildi zaten, evin giderlerini ortaklaşa halleder üzerimden yük kalkar diye düşünmüştü.

Yattığı yerden doğruldu ve oturur pozisyona gelip yataktan indi. Odadan çıktığında karşısına uyuklayan Heeseung çıktı."Jimin bu kadar yoklukta olduğunu söyleseydin buraya gelmezdim."

Karina kaşlarını çattı."Aile evinde kuş sütüyle besleniyordun herhalde?" Heeseung yüzünü buruşturdu."Yok ya, klasik yumurta, peynir falan." Karina gülümsedi."O zaman çok konuşmayacaksınn."

Karina mutfağa doğru yürürken Heeseung da peşinden gidiyordu. Dolabı açtı içindekilere bir göz gezdirdi. Ne varmış? Hee bunun nesini beğenmemişti?

"Belanı arıyorsun. Gayet güzel işte."

"Sadece sebze var patates var anladık bu sefer de yağ yok!"

Karina kilo almamak için sebzelerle besleniyordu ama sanırım karşısındaki bu çocuk ona ayak uyduramazdı. Heeseung Karinayı kenara itti."Bunlardan birşeyler uyduracağız mecburen."

Dolapta ne kadar sevdigi sebze varsa toplayıp mutfak tezgahının üzerine koydu daha sonra Karinaya baktı."Sen geç otur masaya."
Karina güldü."Ev sahibini rahat ettirmek mi? Vaay!"

"Yok, sen şimdi Canan Karataya bağlar gerekli olan herşeyi eksik eksik koyarsın." Karina göz devirip sandalyeye oturdu dirseklerini masanın üzerine koydu."Bir yılın dolmadan kapı dışarı ederim seni."

Heeseung duyduğu cümleyle eline aldığı havucu tıpkı bir bıçakmışcasına oturan kıza doğrulttu."Ne dedin sen?" Karina bunu kullanmaktan acayip zevk alıyordu."Kapı dışarı ederim."

Heeseung sırıtarak önüne döndüğünde Karina istediği etkiyi yaratamadığını düşünmüştü, iğneleyici gözlerle Heeseung'ı inceledi."Gıcık."

Tabii ki Lee Heeseung'ın herşey için bir planı vardı.

Yarım saatin sonunda Heeseung elinde iki tabakla masaya geldi."Babamda mı aşçıydı? Yok o daha çok pezevenkti." Karina önüne konulan tabağa bakıyordu, dıştan güzel görünüyordu.

Sebzeleri haşlamıştı.

Heeseung kendisine sandalye çekip oturdu."Evde ekmek bile yok, sen nasıl ayakta kalıyorsun hayret ettim." Karina eline kaşık alıp yavaşça içmeye başladığında bir taraftan Heeseung'a bakıyordu.

Bu çocuk hakkında merak ettiği şeyler vardı. Mesela babasına günün her dakikasında neden sövdüğü gibi? Ya da hangi okula gittiği vesaire.

Elindeki kaşığı tabağın kenarına koydu. Heeseung pek doyacakmış gibi görünmüyordu ama yine de iştahla yemeye devam ediyordu.

"Babanla arandaki mesele ne?" Heeseung aldığı soruyla duraksadı, elindeki kaşığı bıraktı."Aslında bir sorunum yok. Rahatımı kıskanıyor bu yüzden evden atıldım gibi birşeyler oldu."

"Durduk yere?"

"Hiçbir işine yaramıyormuşum." Karina önüne gelen saçlarını kulağının arkasına attı."Öyle düşünmüştüm."

"Nasıl?"

"Vasıfsızsın." Heeseung sanki dokuz kurşun yemiş gibi kıvranmaya başladığında Karina gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı."Ayıptır ya! Yayını terkediyorum yeter artık."

Heeseung sandalyeden kalkar gibi olduğunda Karinaya baktı. Geri oturdu."Çok ısrar ettin gitmeyeceğim." Karina kahkaha attı."Sen baya şizofrensin." Heeseung kalbini tuttu."Yeter, dur artık!"

Kısa bir sessizlikten sonra Heeseung konu açtı."Tek yaşıyorsun ve ailen maddi destek yapmıyor mu işin olmadığını bile bile?"

"Hayatta olsalardı bunların hiçbirine gerek yoktu."

Heeseung yanlış kaleye gol attığını farketti."Özür dilerim, vallahi!" Karina başını iki yana salladı."Neden özür diliyorsun? Bilmiyordun bile."

"Onu bunu boşver.." Karina, Heeseung'a odaklanmıştı."ilk maaşımızda mangal yapalım midene biraz et girsin." Karina kusacak gibi oldu."Et olmak zorunda mı?"

"Evet." Heeseung her gün sebze yemek istemiyordu, inek miydi? Karinayı en kısa sürede ete, normal yiyeceklere alıştırması lazımdı.

Yoksa burada yaşanmazdı.



disguise, heerinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin