0.5

45 8 40
                                    

"Annem!" Heeseung çocuk gibi koşarak annesine sarıldığında Bayan Lee haftalardır görmediği oğluna güldü."Ölmemişsin hâlâ köpeek!" Heeeeung geri çekilip kaşlarını çattı."Kötüye birşey olur mu kraliçem?"

Karina kendini yabancı hissediyordu, Heeseung babası ile konuştuğunda annesinin kendisini yemeğe davet ettiğini söylemiş sonra Karinayı da beraberinde getirmişti.

Bayan Lee ve Bay Lee gözlerini Karina'ya diktiler bu sırada Heeseung arkasındaki kıza bakarak gülümsedi sonra ebeveynlerine döndü."Fazladan misafir kabul ediyor musunuz?"

Karina iyice gerilmiş Heeseung'ın arkasına geçmişti. Bayan Lee kapının önünden ayrılarak yavaş adımlarla Karina'nın yanına geldi, sonra Heeseung'a baktı."Sen bu kadar güzel kızı nereden buldun?"

Karina şaşkınlıkla Heeseung'a bakmaya başladığında Heeseung boğazını temizledi."İçeri geçmiyor muyuz ya? Piştik ha."

Bay ve Bayan Lee önden içeriye girdiklerinde Karina Heeseung'ın bileğinden tuttu."Bizi çıkıyor sanıyorlar!"

"Ne var bir günlük öyle davransan?" Karina duyduğu cümleyi sindirmeye çalışıyordu."Ağzına sıçarım senin, ne demek öyle davransan?"

Heeseung ellerini Karina'nın iki omuzuna koydu sonra yüzlerini eşitleyecek şekilde yere eğildi."Bak, evde ot yemek yerine buraya gelmek çok daha mantıklı tamam mı?"

Karina sesini yükseltti."Madem kendin idare edemiyorsun, ne diye geldin? Siktirip git dön evine, yakın olmamız bu kadarına izin vereceğim anlamına gelmiyor Heeseung."

Heeseung gülmeye başladı."Ne sen Wattpaddeki o sümeyyesin ne de ben senin oppan Taehyung'ım, seni evde bırakırsam aklım hep sende kalacak Jimin. Buradan çıkana kadar sabret anladın mı?"

Herkesin kafasında oluşacak soru işaretlerini temizlemek adına bu günden dört gün önceki güne; Çarşamba'ya dönüş yapıyoruz.

Heeseung Karina'nın ağladığı günden beri ağlamasının sebebini her gün Karina'ya sormuş ancak bir yanıt alamamıştı. Bu Pazartesi günü ise Karina uyurken ilk baş arka bahçeye inmiş sonrasında ise eve geri dönmüştü.

Küçüklüğünden beri meraklı bir çocuk olmasının verdiği göt kaşıntısıyla Karina'nın girdiğini hiç görmediği genellikle depo olarak kullandığını bildiği odaya lap diye girmişti.

Normalde evin bir odası hep dışlanır ya, o oda bu odaydı işte. Heeseung ilk başlarda şaşırmıştı çünkü bu tür yerlerin bir ürkütücülüğü, pisliği olurdu ama Karina burayı baştan aşağı temizlemişti.

Karina net bottu.

Heeseung o gece beş tane koli'nin içini iyice arayıp araştırmış ve beklediği gibi birkaç fotoğraf ve aşk mektupları bulmuştu. Fotoğraflardan birinde Karina Babası ve Annesi yan yana oturuyorlardı.

Eline aldığı çoğu fotoğraf bu şekildeydi, ancak bir fotoğraf diğerlerinden farklı olarak sadece annesinin olduğu bir fotoğraftı, kadının etrafında ve elinde güller vardı bu güller Karina'nın arka bahçede yetiştirdiği güllerin aynısıydı.

İşte Heeseung'ın herşey aklına o zaman yerleşmişti.

Birde ciddi ciddi sevgilinden mi ayrıldın diye sormuştu o gün kıza. Bu kız Rapunzel'in apk sürümüydü zaten evi kuleydi oradan dışarı pek çıkmıyor, kimse ile görüşmüyordu.

Heeseung Karina'nın elinden tutarak içeriye doğru sürüklediğinde Bayan Lee çoktan masayı hazırlamıştı, Bay Lee ise çoktan baş köşeye oturmuştu. Heeseung'a baktı."Ulan faydasız sen yemesen de olur." Sonra gülümseyerek Karina'ya baktı."Gel kızım sen gel."

Heeseung sanki babası ve annesi ile değil de bir arkadaşı ile yemek yiyecek gibiydi, Karina ise suratı asık bir şekilde duruyordu. Masaya en son gelen Bayan Lee ise oturur oturmaz Karina'yı soru yağmuruna tutmaya başlamıştı."Adın ne senin güzel kızım?"

Karina zoraki bir şekilde gülümsedi."Jimin, Yu Jimin." Heeseung'ın anne ve babası gözlerini Karinadan ayırmıyorlardı. Manyaklar diye geçirdi içinden Karina, oğulları da kendilerine benziyor.

Karina yemeğin tadına bakmak adına önündeki çatalı aldığında yanındaki Heeseung'a baktı. Oğlan sanki günlerdir aç kalmış gibi yiyordu.

Karina biraz kırılmıştı.

"Kaç yaşındasın, annen baban ne iş yapar?" Soru yine Bayan Lee den geldiğinde Karina kaç gündür anne baba sorusunun getirdiği siniri ortaya çıkarmamak için büyük efor sarfediyordu."On sekiz yaşındayım ve annem babam vefat etti ama babam vefat etmeden önce Banka Memuruydu efendim."

Heeseung büyük pot kırdın dercesine annesine bakarken annesi Heeseung'a kaş göz işaretleri yaptı sonrasında Karinaya döndü."Ben cidden üzgünüm."

Karina cevap vermeyince Heeseung elindeki çatalı bırakıp başını Karina'nın omuzuna yasladı. Ne yapıyordu bu deli yine?"Anne bugün Jimin fazla agresif, yoksa biz çok iyi anlaşıyoruz."

Bay Lee bu cevaptan pek tatmin olamamış gibiydi Jimin'in oğlundan rahatsız olduğunu düşünüyordu."Bir ilişkin var ve bunca zamandır bize sesini çıkarmadın Heeseung."

"Öğrenmenize gerek yok, evlenecek değiliz ya!" Karina içten içe çığlık atıyordu. Şeytanı dinlese şuan salondaki masanın üstündeki sinek ilacını alır Heeseung dahil hepsine sıkar ve zehirlerdi.

Buradan daha erken ayrılmak adına bir bahane bulması gerekiyordu.

"Heeseung!" Heeseung irkilerek Karina'nın omuzundan başını kaldırdı, Karina devam etti."Yarın Bay Yang'a teslim etmem gereken bir ödevim var ve eksik kaldı."

Heeseung ne yapmaya çalıştığını anlamıştı."Güzelim birazdan kalkardık, hiç mi başlamadın?" Karina başını iki yana salladı sonra sandalyeden kalkıp Heeseung'ın sandalyesinin arkasına geçti ve ellerini omuzlarına koydu ve kendilerine bakmakta olan Bay ve Bayan Lee'ye gülümsedi.

"Kusura bakmayın daha musait olduğum bir zamanda tekrardan toplanalımm!" Heeseung'ın omuzunu sıktı."Yemeğini ye, bekliyorum ben seni."

Kimsenin birşey demesine fırsat vermeden hızlı adımlarla çıktığında bakışları üzerinde toplamıştı. Bayan Lee hüsrana uğramış gibiydi."Bari yemek yeseydi kızcağız."

Bay Lee herşeyin yalan olduğunu çakmıştı ama karısı ile yalnız kaldığında bu konuyu açacaktı.

Karina evin bahçesinden dışarı çıktığında kollarını göğsünde birleştirmiş sırtını da bahçe kapısına yaslamıştı. Yirmi dakika gibi bir süre sonrasında Heeseung'ın küfürlerini işitti."Birdaha senin için bir iş yaparsam orospu çocuğuyum Karina."

Karina kapının önünden çekilip Heeseung'ın geçmesi için alan yarattı. Karina omuz silkti tabiri caizse sikinde değildi.

Yol boyunca çenesi durmayan Heeseung a bile dememişti. Karina konuşmasını istiyordu, bu evde de böyle tavır yaparsa hiç çekilmezdi ki!

Evin kapısından ilk olarak Heeseung içeri girdi. Karina ise arkasından girdiğinde hiç Heeseung'a bakmadan odasına doğru gidebilmeyi diliyordu.

"Baksana." Heeseung'ın sesi normalinden daha kalın çıkmıştı. Karina gözlerini kapattı, ne diyecekti? Sadece orada kalmak istememişti bunun için sövüp sayar mıydı?

En fazla evinde kalmıyorum amına koyayım der çıkar giderdi.

Karina bedenini arkasındaki çocuğa doğru çevirdiğinde Heeseung tekrar konuştu."Cidden rol olsa bile bana katlanamıyor musun Karina?"





disguise, heerinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin