࿔‧ ֶָ֢˚˖𐦍˖˚ֶָ֢ ‧࿔
{5 yıl sonra, bir pazar sabahı}
(Jungkook)
Yatak başlığına dayadığım sırtım yarım saati aşkın bir süredir uyuştuğu için cayır cayır yansa da, dizlerime başını koyup uyuyan Taehyung'u uyandırmak istemediğim için bu acıya karşı direnmeye çalıştığım bir pazar sabahındaydım. Uyandığımdan bu yana epey bir vakit geçmişti, hatta öyle ki deniz kıyısından doğan güneşi seyrederken tepeye doğru çıktığının çok geç farkına varabilmiştim.
Yakıp kavurucu temmuz sıcağında bir güne Taehyung ile birlikte aynı yatakta uyanmıştık her günün sabahında olduğu gibi. Tüm geceyi koyun koyuna uyuyarak geçirip sabahında da öpücüklerle birbirimizi uyandırmıştık yine. Aslında dün gece kucak kucağa yattığımız bu yatakta sabaha kadar sohbet etme kafasındaydık. Ancak yorgunluktan ağzımızı açmaktansa birbirimize sarılıp uyumayı çok daha verimli bulmuştuk. Şimdi ise dizime koyduğu başında duran ellerimle saçlarını okşuyor ve de tekrardan uykuya dalışını seyrediyordum.
Hâlen daha arada sohbet ederken geçmişe dönüp eski günleri konuşuyoruz, kendimizi güldürüyoruz bu sohbetlerle ya da ister istemez kendimizi ağlatıveriyoruz. Çoğu zaman gülmek yerine uzaklara dalmış gözlerimizle yaşadıklarımız yeniden canlanıyor beynimizde. Sanki ilk günkü gibi sil baştan yaşıyoruz tüm o anıları. Aynı o zamanki gençliğimizde verdiğimiz kararları veriyoruz yine.
Aslında pişmanlıklarla doluydu zihinlerimiz ama sonucu değiştirme şansımız olsaydı bile kendimiz için yine bu sonucu hazırlardık biz. Çünkü bu sonuca varana kadar geçirdiğimiz her âna tekrar tekrar dönüp yaşamak isteyen ufak birer çocuk vardı içlerimizde.
Bir film şeridi gibi gözlerimizin önünden geçiveriyor tüm bu mazi. Birbirimizin hayatına dahil olduğumuzdan beridir geçen her günün tamamının sekiz yıla sığdığını fark edince "Zaman da ne çabuk geçti." diyebiliyoruz sadece. Acısıyla tatlısıyla geçen onca yıldan sonra daha yeni yeni düzene soktuğumuz bu hayatımız artık o kadar ferahlatıyor ki içimizi... Hayalini kurduğumuz bu küçücük yuvanın sıcaklığı sarıp sarmalıyor kalplerimizi ve diyoruz ki: "Tamam, artık geleceğimizi yaşıyoruz. O dilediğimiz gelecek uğruna gerimizde bıraktığımız şeylere rağmen yaşıyoruz biz bu hayatı."
Tam beş yıl önce yaşadığımız bu yapboz misali hayatın parçaları yerine oturup tamamlandığında kapıldığımız boşluk hissiyatından kurtulmak çok zor oldu. O dönemde üst üste gelen onca olaydan sonra maalesef tekrardan umutsuzluğa kapıldık. Kaçıp gidelim dediğimiz günlerdeki cesaretimizi de kaybeder olduk. Zamanla aramızdaki ilişki de anlamsız bir şekilde zayıflamaya başladı. Hatta hiç hayalini kurmadığımız o ayrılık çok kısa bir süre de olsa beynimizde tavaf eder oldu.
Kevin'ın ölümüyle birlikte geçen o birkaç aylık süreç çok değişikti; ciddi anlamda duygu karmaşası içeren, saçma sapan davranışlara yöneldiğim bir dönemdi benim için. İlk aylarda Taehyung'a karşı kendi içimde bir duvar örmeye başlamıştım. Birkaç ay birbirimize soğuk yaptık, kısacası benim kabuğuma yıllar sonra tekrardan çekildiğim bir zamanda açıldı aramız. Aslında ona en ihtiyacım olduğu zamanda yapmıştım bunu. Gerçi bir tek Taehyung'a karşı böyle değildim, teyzemle bile bir süre görüşmedim ta ki düğününe kadar.
O zamanlar birkaç aydır süren bu soğukluk ve kendi hâlimde takılıp sevdiklerimi göz ardı etmem teyzemin düğünü vesilesiyle yok olup gitmişti. Tabii herkes gibi ben de hiçbir vakit bu yaptığımı doğru bulmadım çünkü diğer herkes de benim gibi acı çekiyor, pişmalıklarıyla cebelleşiyor ve de geçmişi geriye almak istiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hu Hu? |taekook ✓
Fanfic"Bir baharda gelip bin bahar yaşattın gözlerinle." İntihar denemelerinin başarısızlığından kendini dünyadan soyutlayan Jungkook'a, yiyip içip hayatını yaşayan bir başkasına platonik Taehyung komşu olur. "Şey su borum patlamış da sende kalsam bu ge...