İncir reçeli çok üzücü değil mi arkadaşlar
"Şimdi ne yapacaksın?" Taehyung elinde tuttuğu kalemi çevirirken Seokjin'e her şeyi anlattıktan iki gün sonrasında, hastanede ellerine ulaşan sonuçların yazdığı kağıdı almışlardı.
Seokjin oldukça gergindi ancak bu Taehyung için pek de öyle değildi. Planı beklediği gibi gidiyordu, Seokjin Soohyun'a saldırmak istemişti.
"Bana yardım etmelisin Taehyung." Seokjin öfkeli ve kararlı bir tonda konuştuğunda Taehyung kısaca ağına takılan balık olarak gördüğü Seokjin'e baktı.
"Ne için?"
"Soohyun'dan intikam almam için, yalvarırım sadece ufak bir yardım."
"Olmaz Seokjin-"
"Aylardır çalışıyoruz, birbirimizin arkasını kolluyoruz, ortağız biz. Sende gerçekten hiç mi değerim yok, o şerefsize beni mi tercih ediyorsun?" Seokjin Taehyung'un kolunu tuttuğunda farkında olmadan sıkıyordu.
"Bilmiyorum, bu zor ve tehlikeli bir iş.."
"Değil, Soohyun'un bütün boş anlarını biliyorum, nerde yediğini hangi saate genelde nerde olduğunu... Hepsini, sende yardım edersen kurtuluruz ondan, kendi laboratuvarına geri dönersin."
"Bunu yapmayı gerçekten istiyor musun?" Konuşurken Taehyung'un yüzü asılmıştı. Seokjin ise çok kararlıydı.
"Bana bahsettiğin zehiri yapalım." Dediğinde Taehyung ona şaşkınlık ve korku içinde baktı.
"Seokjin bak bu tehlikeli olur."
"Boş bir anında yediririm ben. Sen sadece bana yardım et, bu plana dahil etmeyeceğim seni." Seokjin konuştuğunda Taehyung birkaç dakika düşünerek başını salladı.
"Pekala ama ben hiçbir şey bilmiyorum."
"Bilmiyorsun dostum, sana zarar gelmesine izin vermem." Elini Taehyung'un omzuna atıp sıvazladığında Taehyung, Seokjin elini omzundan çeksin diye bir anda ayağa kalktı.
"Gidelim o halde."
______
O günün sonunda bu konuyu ve Seokjin'in planını saatlerce konuşmuşlar ve sonunda Taehyung Seokjin'in isteği üzerine risin yaparak ona vermişti. Seokjin bir gün evine yemeğe gittiğinde yemeğine katacaktı.
Seokjin ile ayrıldıklarında Taehyung aceleyle kendisini koruyabilecek ve planı için yardımcı olacak kişinin yanına, Kim Namjoon'un hem iş yeri, hem evi olan ofisine sürdü arabayı.
Tekerlekleri ani frenle resmen çığlık atarken hızlıca arabadan inerek içeri girdi. Kapıyı bile çalma gereği duymadan içeri daldığında yerde uzanıp dinlenmek için gözlerini kapatmış olan Namjoon'a baktı.
"Namjoon! Namjoon kalk, sana ihtiyacım var!" Namjoon onu duymuyormuş gibi dümdüz uzanmaya devam ederken Taehyung silahını çıkarıp ona doğrulttu.
"Sana kalk dedim!" Silahın sesini duyan Namjoon gözlerini aralayıp Taehyung'a ikna olmamış gibi baktı.
"Daha etkileyici olabilirdi." Namjoon tekrar gözlerini kapattığında Taehyung sinirle silahını beline yerleştirip cüzdanını çıkararak yüzlerce doları Namjoon'un üzerine attı. Namjoon gözlerini aralayıp üzerindeki paraya bakarak ayaklandığında Taehyung yerdeki paraların üzerine basarak koltuğuna oturdu.
Namjoon da aynı şekilde masasına geçtiğinde Taehyung hemen söze girdi. "Namjoon, bana ailemi koruyacak birileri lazım. Dediğin gibi hiçbir şey olmadı ama artık başlıyorum. Bana birkaç kişi bulabileceğini söylemiştin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dangerous Dad
Fanfiction"Onu sustursan olur mu Taehyung?" "Isıtın şu bıçağı." Texting+düzyazı