34

938 113 26
                                    

~Taehyung

Yolda kısaca uğramam gereken bir yere uğradıktan sonra cinayet işleyeceğim evin kapısının önünde, evin zilini çaldığım sırada bakışlarım kısaca elimdeki şaraba kaydı. Yanımdaki risini bunun içine veya yemeğine koyacaktım ve tek temennim bu olana kadar Lia'nın, Soohyun'un öldüğünü öğrenmemesiydi. Bir şekilde dikkatini dağıtmak zorundaydım.

Kapı yavaşça açıldığında düşüncelerimden sıyrılarak kapıyı açan alfaya baktım. Kadın sırıtarak kapıyı tamamen araladığında bakışları dışarıda gezindi kısa bir süre.

"Tek mi geldin?" Sorduğu soruyla yüzündeki gülüş daha da büyüdüğünde tiksindiğimi hissettim ancak bunu yapabilmek için ifadesizliğimi bozmadım.

"Tek geldim." Diyerek elimdeki şarabı ona verdikten sonra içeri girdim. Her şeyi önceden hazırlamış, aptal hevesiyle masanın üzerindeki mumları bile yakmıştı.

"Otursana, bende getirdiğin şarabı hazırlayayım." Diyerek mutfağa ilerlediğinde bende hızlıca masaya geçtim ve cebimdeki sigara paketini çıkardım.

"Sigara içmem sorun olur mu?" İçeri seslendiğimde kısa bir sessizliğin ardından başını mutfağın kapısından uzattı. "Şimdi mi?" Dediğinde omuz silkmemle dudakları anlam verememişcesine aşağı büküldü.

"Hayır, sorun yok. İç sen." Tekrar mutfağa girdiğinde paketin içinde ters duran sigarayı hızlıca kırıp içinden minik kapsüldeki risini çıkararak kapağını açtım. "Lia! Benim için bira hazırlar mısın?!" Ona seslendiğimde mutfaktan beni onaylayan sesler gelince ayaklanıp elimdeki zehri onun yemeğinin olduğu tabağa serpiştirdim. Paketten başka bir sigara çıkarıp dudaklarım arasına yerleştirdikten sonra her şeyi sigara paketine tıkıştırarak camın önüne geçtim. Sigaranın ucunu yakıp bir nefes çektiğim sırada Lia'nın adım seslerini duydum.

"Bitmedi mi?" Diyerek arkamdan bana yaklaşıp ellerini omuzlarıma koyduğunda sigarayı atarak arkamı dönüp ellerini üzerimden çekmesini sağladım.

"Bitti, geçelim." Elimle masayı işaret ederek ilerleyip oturduğumda o da karşıma geçmiş ve bardağını bana doğru uzatmıştı. Bende bardağımı hafifçe havaya kaldırıp onun bardağına sürmeden geri çekerek bir yudum alıp önümdeki yemeğe odaklandım.

"Eee, hiç sesin de çıkmıyor Taehyung." İnce ve cilveli tutmaya çalıştığı sesiyle konuştuğunda bacağımda hareket eden bir şey hissettim. Bakışlarım kısaca oraya indiğinde bacağımı geri çekerek sinirle önümdeki biradan birkaç yudum aldım.

"Getireyim mi?" Bakışları bir beni bir de bardağımı bulurken konuştuğunda kaşlarımı çatacak gibi olsam da kendimi tuttum. Fena şekilde midem bulanmıştı. "Hayır yeterli."

Bakışlarım önündeki yemeğe değdiğinde hiç yemediğini görerek ayaklandım. Onun yanına geçip sandalyeyi iyice çekerken çatalını alıp yemeği ona yedirmek için uzattım.

"Hmm böyle mi yapacağız?" Eli kolumu okşarken kolumu çekmek istesem de yapamadım. Yemeği yiyip geberip gitmesi gerekiyordu.

"Evet, kendi ellerimle yedireceğim sana." Kendi söylediklerimle daha çok midemin bulandığını hissetsem de birkaç kere yutkunarak bunu bastırıp ona yemeğini yedirmeye başladım.

Ben yedirdiğim için oldukça fazla yemişti. Yeterli olduğunu düşündüğümde çatalı elimden bıraktığım sırada bir eli bacağımı okşamaya başladığında titreyerek ayaklandım.

"Ben, lavaboyu kullanabilir miyim?" Mide bulantım gittikçe artarken, o bu isteğimi yanlış anlamış olacak ki gülerek elini bacağıma uzattı.

"Gelebilirim istersen?" Elini tutup bana dokunmasına engel olurken derin bir nefes alıp geri çekildim.

Dangerous DadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin