"ŞEYTANIN İNİ"

5 2 0
                                    

Bölüm 1
“ŞEYTANIN İNİ"


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.








Bölüm şarkısı
Merve Özbey~bir imkansız var



“Hayat Akılsızların oynadığı akıl oyunlarıdır”


1998 2 Aralık~


Geçmişin mazisi



Fransa’nın en güzel şehirlerinden biri olan Orlean şehrinde sabah duyulan tüm sesleri susturan tek ses vardı ıssız sokaklarda.
Hamile haliyle kaçmaya çalışan bir kadın, üstü başı çamur içinde kalmış, dudaklarında ve yüzündeki yaralarla karnını tutarak kaçmaya çalışan bir zavallı kadının nefes alışverişleri duyuluyordu köprünün altında yeni yağmış yağmur kadının soğuktan titreyen nefesi buhar olup havaya.


Karnındaki küçük can için derin derin nefes aldı çaresizce bir daha ve bir daha bilseydi sevgisi bunlara sebep olacak sever miydi bu güçlü kadın? “burası soğuk” diye fısıldadı gözlerinden acılı yaşlar akarken.


“Bebeğim, özür dilerim , özür dilerim ama ne olur gelme ,gelme bu dünya ya ,baban bırakmaz acı çektirir ne olur gelme üzür dilerim koruyamıyorum seni ,üzür dilerim keşke hiç sevmeseydim bebeğim baban çok iyiydi çok “ doğum sancısıyla iniltiler döküldü kadının dudağından “ben çok sevdim eğer büyürsen sende sevme burası ölümlü dünya burası bataklık çıkamıyor insan bebeğim ben ölemiyorum bile.. Oysa çok istedim ilk gün ölmeyi..”

Zavallı kadının acısı katlanıyordu. aldığı her nefeste iğneler bastırıyordu. zaman ona karanlık çökmüş kimsesizlerin bile uğramadığı izbe köprünün altında bir kadın ölümüne doğmak istiyordu.


“Ben yoruldum tanrım” artık iniltileri haykırışlara dönmüş yağmur ve Gök gürültüsüne ortak olmuştu, kadın yorgundu.


Gözlerini kapatıp en sevdiği günleri düşünmeye başladı insanın en güzel anları bile acı verir miydi insana.
Yağmurun soğuk asfaltta çıkardığı sesler ürkünçtü.


Zorunlu kaldığı hayata lanet etti kadın elleri şişkin karnına doğru gitti “tanrım çocuğumu yanına al izin verme o şeytanın eline kalsın” bir kadın bir anne bunu nasıl isterdi. Bu bir ah’ti, tüm dünyayı yerle yeksan edecek kadar büyük bir oyun, büyük bir savaş 2 binli yıla bile gelmemişken ölümcül deneklerin saklı olduğu bir dünya vardı.
Kadının ahına karşın kedi sesi geldi yakınlarda.


Kadının gözleri yeni doğum yaptığı belli olan kediye çevrildi burukça gülümseyip “sende annesin değil mi?” Dedi kısıkça kediden sanki onu onaylamış gibi mırıltı sesi geldi.

Yavrularının yanından çıkarak kadına doğru geldi başını kadının çamurlu eline sürdü. Kadın bu şefkate bile yıllarca ihtiyaç duymuştu oysa, hıçkırarak ağlamasına sebepti bu küçük kedi bile, halsizce ellerini kedinin ıslak tüylerinde gezdirdi.

...

Gözlerini yumdu, kadın biliyordu bu onun sonuydu. bu ruhsuz şehir onun sonu olacaktı. bu soğuk caddeler, gelip geçen insanlar ,boş sokaklar tanıktı bu manzaraya. tek tük soğuktan buz tutmuş ağaçların dalları sanki, bu dünyadan utanırmış gibi başlarını öne doğru eğdiler.

RUHSUZ BIÇAK İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin