Selamlar. Sezon finaline son bir bölüm kaldı. O bölümü attıktan sonra ne yazık ki, yaz tatili boyunca olmayacağım. Ve bu bölüm iki bölüm uzunluğuna olacak.
Şarkılar:
Eyes don't lie – İsabel LaRosa
Gitme – Dolu Kadehi Ters tut
Swim - Chase Atlantic
İyi okumalar!
Maria'dan....
Bugüne kadar en büyük pişmanlığımı yaşamış mıydım acaba? Yoksa pişmanlık dediğim şeyler, bir hiç miydi?
Kendim için gelmiştim buraya, her şeyi öğrenmek için. Ama korkuyordum.
Alacağım cevaplardan korkuyordum. En kötüsüyse ya bildiğim her şey yalansa? Ya hayatımın ta kendisi yalansa, işte bundan korkuyordum.
Fakat savaşacaktım. Ne olursa olsun, kendi cevabımı bulacaktım. Ne yaptığımı öğrenecektim.
Ne yaptığımı bilmiyordum, ama öğrenmem gerekiyordu.
Ama tam da bu anlarda, Yesa'nın büyükannesinin geldiğini öğrenmiştim. Belki de cevabım ondaydı.
Bu yüzden hemen Yesa'nın evine yani büyükannenin yanına gitmiştim.
Beklediğimin tam aksine ev çok sakindi. Hatta Yesa ve büyükanne masada oturmuş çay içiyorlardı. Ben şok olurcasına onlara bakarken, büyükanne beni yanına çağırdı.
"Buraya gel güzel kızım," gülümseyerek dediği şeyle, yanına oturdum. Yüzümü büyükanneye çevirerek, "Büyükanne, seninle hemen bir şey konuşmam gerek. Lütfen, sana sorularım var."
Tamamdır dercesine kafasını salladı. "Sorularını sor bakalım." Yesa'ya döndüm, büyükanne anlamış olmalı ki, "O her şeyi biliyor." Dedi.
"Ben neyim tam olarak? İnsan olmadığım aşikar, melek yada doğaüstü varlıkta. Ben neyim peki?" çayından son bir yudum alarak, çayı diğer tarafa itti büyükanne. "Sen, yaşamsın. Biz cadılar dengeyi koruruz. Ama dengeyi korumamızın sebebi, dengeyi altüst edenlerdir,"
"Yaşamın olması için, dengenin korunması ve bozulması gerekir. Ve sen burada ki yaşamsın. Sen dengenin ta kendisisin. Nasıl mı?" Duyduğum şeylere inanamıyordum. Yaşamın ta kendisi olmakta neyin nesiydi?!
"Senin bir türünden başka yok. Teksin, bu yüzden herkesin korktuğu nadir bir türsün. Türünün adı yok, bu yüzden biz buna yaşam deriz. Sen ölümde getirirsin yaşamda, sen arafsın." Yutkundum. Asla böyle bir şey beklemiyordum.
Ben kendimi bile tanımıyordum ki. Ben ölümü de, yaşamı da getiren bir insandım. Artık insan bile değildim ki!
"Çoğu kişi senin ölmeni doğru bulurken, çoğu kişi seni öldürmenin çok kötü şeylere mââl olacağını söyledi. Şuan da olan dokuz türün hepsi, sana sahip olmak istiyor. Ama geçmişte yaptığın şeyler, dokuz türde de intikam ateşini yarattı. Bu yüzden dikkatli ol Maria."
Benim türüm derken ne demek istiyordu acaba? Ama aklıma takılan başka bir şey vardı.
"Peki o zaman, benim Melekler ve İblislerin olduğu kitapta ne işim vardı?" sırıtmaya başladı. "İşte yaptığın yanlışta buydu. Kendini öldürtmemek için, herkese melek olduğunu diyerek kandırman." Duyduğum şeyle gözlerimi fal taşı gibi açtım.
Benim önceki hayatımda yaptığım yanlış bu muydu? Herkesi kandırmıştım, ve yalanım pek kötü değildi doğrusu. "Peki benim türümün ayrıcalığı ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA MELEK
FantasyKara Melek lanetiyle lanetlenmiş Melek, ve her dokuz türün güçlerine sahip bir kız... Her ikisi diğerlerinden farklıydı. Geçmişleri onları bir araya getirmişti. Peki onların geçmişi, düşünüldüğünden daha derinse? O zaman gelin, iki korkusuzun hikay...