🍓

55 5 7
                                    

Karım : Ako

Siz : Ne var lan

Karım : Attığım reelslere bakılmamış orospu

Siz : Erhan

Siz : Sen

Siz : Mal

Siz : mısın

Siz: ?

Karım : ŞÖYLE TAKSİT TAKSİT YAZMA İŞTE

Siz : Kayınbabamla tanıştım

Karım : Akgün'ün hayal dünyasından yalan haberler bültenimiz baslamış

Karım : Töre davasına ölme de

Siz : Aynen kanka namus lekesini hangi deterjan çıkarır onu konuştuk

Karım : Şakan bittiyse defol ucube

Siz : OĞLUM ŞAKA DEĞİL DEĞİL

Karım : Sinirlenme kocam!!!

Karım : Nasıl oldu o iş aq

Siz : Ben enistesinin ballı lokmasını görmeye gitmistim

Siz : Sonra babası eve geldi

Siz : Başta mal gibi kaldım

Siz : Sonra bir konuşma yaptım

Karım : Ben Ülkü'yle evlenmek istiyorum demedin inşallah

Siz : Yok

Karım : (süpheli)

Siz : Lan keşke deseymişim

Karım : KAKSJKSJSKSKKSKSLS

Siz : Neyse kayınbabam gel müsait bir vakitte tanışalım dedi

Karım : Oha, gidelim isteyelim kanka

Siz : KANKA CİDDEN YAPSAK YA

Siz : NASIL OLSA HER TÜRLÜ EVLENECEĞİM BEN ÇİLEKİMLE

Karım : Beynin yok bil istedim.

Siz : Seninle konusurken ihtiyacım olmuyo ibneciğim

Siz : Ailemizin orospusu bize gel, ev bos

Karım : Ok

🍓🍓🍓

Ülkü

Başımıza gelebilecek bütün kaosların ardından Nisa'nın odasında bunlarla dalga geçmek en iyi terapimizdi. Nisa'nın yatağına pijamalarımızla uzanmıştık.

Telefonuma gelen bildirime baktım. Kartepe gezisi için duyuru atmışlardı. Gezi haberini sınıf grubuna atıp Nisa'ya döndüm.

"Gezi varmış."

Yatakta yana dönüp bana baktı. Dirseğini yatağa, başını eline yaslayıp doğruldu.

"Ne gezisi?"

"Kartepe, sınıf grubuna attım."

"Başkan çalışıyor."

"Ya of Nisa!"

"Ay geçen sene Akgün'ün seçim hallerini unutamıyorum."

Ben de unutamıyordum. Sınıf başkanlığını belediye seçimlerine dönüştürmüş, üstüne sınıfa perde getirip oy kabini yapmaya çalışmıştı.

"En azından birimiz doğru birisini seçebiliyoruz."

İç çekip başını yastığa bıraktı. Mertle olan ayrılığını atlatamıyordu. Mert'i çok seviyordu. Mert'in sevgi anlayışı ise ona uygun değildi. Nisa ne kadar romantik ve duygusalsa bir o kadar da mantıklıydı. Kafasında Mert'ten nefret etse de yine de seviyordu.

"Bir şey diyeyim mi?" diyip yatakta doğrulup bağdaş kurdum.

"Söyle."

"Mert için fazlasın ve bunun farkında değilsin. Aşk-ı Memnu Bihtersin resmen."

En başından beri malesef ki Nisa, Mert için fazlaydı. Bunu bilsem de Nisa o zamanlar mutlu olduğu için sorun etmemiştik. Ben de bunu söylememiştim.

"Melih Bey Takımı bir gol daha yedi Firdevs Hanım."

Bıkkın hali ile yataktan kalktı. Uzun saçlarını topladı. Mavi ayılı pijamalarına bakıp sırıtacakken üzerimdeki Tom ve Jerry'li pijama aklıma geldi.

"Kahve yapacağım bize." dedi kapıya yaslanıp. Hemen ayağa kalktım, mutfaktaki masada oturup tıkınma vaktimizdi.

"Ben de geliyorum."

Yataktan hızla doğrulup peşinden ilerledim.

"Gel götümün donu gel."

Mutfağa geldiğimizde ben masaya oturup Akgün'ün mesajlarına bakarken o da kahve ve atıştırmalık ayarlıyordu. Nisa'yı uzun zamandır bu kadar enerjiden düşmüş görmemiştim.

Telefonuna gelen bildirimle yüzünde bir gülümseme oluştu. Bana neşeyle döndü.

"Mert mesaj attı!" dedi. Şaşkın şaşkın ona baktım. Engellediğini söylemişti.

"Engellememiş miydin?" 

"Şey..."

Bana masum masum bakmasına rağmen  sinirle doğruldum. Kahvenin altını kapatıp masaya oturdu.

"Ya bu çocuk hayatına sıçtı!"

"Yapamıyorum, olmuyor." 

Bir bağımlı gibi Mert ne yaparsa yapsın sonunda yine ona dönüyordu.

"Ne demek yapamıyorum? Ya bu çocuğun daha ne yapmasını bekliyorsun?"

Kendi mental sağlığını bu kadar umursamayan birini daha tanımamıştım. Üstelik bu kişi benim en yakın arkadaşımdı. Keşke kıyıp dövebilseydim.

"Tam diyorum ki "Tamam, bitti içimde. Yapabileceği her şeyi yaptı." sonra bir şey oluyor. Dayanamıyorum. Pişman olsun ve her şeyi düzeltsin istiyorum."

Gözleri dolmuştu. Kolayca ağlayabilen birisi değildi ve Mert gittikçe daha fazla ayarlarıyla oynuyordu. Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Burnunu çekti. Ona sarıldım. Sinirim geçmişti, onun için onun kadar üzülüyordum. O benim en yakın arkadaşımdı.

"Düzeltmeyeceğini biliyorsun ama..."

"Biliyorum."

"Sana her anlamda zarar veriyor, beni yanlış anlama. Seni korumaya çalışıyorum. Ama keşke sen de kendini korumaya çalışsan."

"Bunları da biliyorum ama elimde değil."

Çaresizlik içinde birbirimize sarılmışken telefonumun çalmasıyla ondan ayrıldım. Akgün arıyordu. Ve normalde sürekli  birbirimizi arasak da Nisaylayken rahatsız etmemeye çalışıyordu.

"Bak hadi." dedi Nisa. Burnunu tekrar çekti. Yanağından makas aldım.

"Sümüklü böcek."

Benim Akgünle olan ilişkim en çok onu mutlu ediyordu, biliyordum. Telefonu açtım.

"Alo."

"Çilekli pastam ben bir buzdolabı olsam dondurucu kısmım altta mı olurdu, üstte mi?"

Sesi gergin geliyordu. Böyle şeyleri hep sorardı ancak bu sefer farklıydı.

"Üstte... Akgün, kötü bir şey yok değil mi?"

"Biz de öyle düşündük..." dedi düşünceli bir şekilde. Ve ekledi,

"Ha bir de biz karakoldayız."

"Ne?"

Bu bolum toksik askini birakamayan ezik bestolarimiza gelsin!!! Nisa için toksik ask konulu bir kitaba baslayasim var ama emin degilim. Oyle icimden geldi neyse bb😙

Çilek (Yarı Texting) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin