(3) Bay Bilinmeyen

11 3 0
                                    

Medya: Asel karakteri

Üzerimdeki pantolonu çıkarıp dolabımın içerisinde bir yerlere attım. Yeni çıkardığım ispanyol paça pantolonu giyerek tekrar evden çıktım.

Her izinli olduğum günlerde yaptığım gibi bugun de parka doğru yürümeye başladım. Arada bir dönüp arkamı kontrol etmeyi, ihmal etmiyordum Takip ediliyormuşum gibi bir hisse kapılmıştım. Tamamen kafamda kurduğumun farkındaydım ama yine de şüphem her şeyin önüne geçiyordu. Adımlarımı hızlandırdım. Telefonuma gelen bildirim sesiyle elime aldim. Gelen mesajin üzerine tıkladım.

Bilinmeyen Numara: Benden kaçıyor musun?

Bilinmeyen Numara: Hızlı yürümeyi kes! Çok fazla insan var, gözden kaybedersem iyi şeyler olmaz.

Mesajları okumamla birlikte refleks olarak arkamı döndüm. Adımlarım duraksadı. İçimdeki şüphe haklı çıkmıştı. Gelen bildirimle olduğum yerde tekrar kafamı telefona çevirdim.

Bilinmeyen Numara: Böyle de çok dikkat çekiyorsun. Yürümeye devam et, sadece gözden kaybolmamaya çalış.

Bilinmeyen Numara: Aksi takdirde dediğim gibi, hiç iyi şeyler olmaz...

Biri benimle dalga geçmeye mi çalışıyor. Eğer öyleyse hiç de komik gelmedi. Yavaş adımlarla dümdüz parka doğru ilerledim. Arkamı dönmeme kararı aldım.

Fazla dikkat çekmemeye çalışarak parkın kapısından girdim. Normal bir parktı, her parkta olduğu gibi kenarlarda çardaklar ve banklar bulunuyordu. Parkın başında ve sonunda olmak üzere iki tane çocuk oyun alanı duruyordu. Fazla kalabalık değildi, bu da en sevdiğim yanıydı. Rahatça oturup temiz hava alarak kafa dinleyebiliyordunuz. Merkezi bir yerde olmamasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum.

Kalabalığın içerisinden çıkıp sakin biraz da tenha bir yere girdiğim için Bay Bilinmeyenin arkamda olduğunu düşünerek arkamı döndüm. Kimse gözükmüyordu. Bilinmeyeni gözlerimle ararken telefonum çalmaya başladı.

Bilinmeyen Numara Arıyor...
Korkmalı mıyım?

Telefonu açarak kulağıma götürdüm. "Alo?" Karşı taraftan ses gelmedi. Hafif bir öksürük sesinden sonra sesini duydum.

"Boşuna arkanı kontrol etme, göremezsin." Kendi sesi olmadığı titreşim sesinden anlaşılıyordu. Hoparlör kısmına bir bez parçası koymuş olabileceğini düşündüm.

"Kimsin sen ve benden ne istiyorsun?" Kahkaha sesi geldi. Komik gelen şeyin tam olarak ne olduğunu anlayamadım.

"Kim olduğumu söyleyecek olsaydım, bizzat kendi numaramdan arardım, güzelim." Güzelim mi dedi o, bana? Çık karşıma da görelim kim kimin güzeli.

Beni öldürmezse tabi...

"Peki, ne istiyorsun o zaman?" Tekrar bir kahkaha sesi, ardından yaklaşık bir dakika kadar süren bir sessizlik...

"Şimdilik sakin ol, yakında anlarsın ne istediğimi." Ve tekrar kahkaha sesi... Gülmeye hasret kalmış olmalı yoksa neden bu kadar çok gülsün ki.

Telefonun kapanma sesini duyunca derin bir nefes alıp verdim. Sakin olmaya çalışarak gözüme ilk çarpan banka yöneldim. Banka oturup sırtımı geriye yasladım.

Kaç saat öylece oturduğumu hatırlamıyorum. Saate baktığımı da hatırlamıyorum. Tek düşündüğüm şey Bay Bilinmeyenin kim olduğu ve benden ne istediği oldu. İçimi büyük derecede korku sarmıştı. Uzun zamandır bu denli korktuğumu hatırlamıyorum.

Bir şeyi de hatırla be Asel!

Korku bütün bedenimi sarmışken telefonum tekrar çaldı. Bay Bilinmeyen...

"Zamanı geldi, Asel. Kalk ve parktan çık. Anayola doğru yürü, araba seni orada bekliyor olacak. Dediklerimi yapmayıp kaçmaya çalışırsan olacaklardan ben sorumlu değilim." Aramanın bittiğini anlamamı sağlayan o ses geldi. Şimdi asıl korkmam gereken zamandı. Başıma ne geleceğini bilmeyerek korkuma yenildim ve parktan çıkıp dediği gibi anayola dogru yürümeye başladım.

...
O kadar çok korkmak kelimesini kullandım ki ben bile korkmaya başladım sanırım....

KAPI | Yarı textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin