"İlk iş günümdü. Nereden bilebilirdim ki müşterimin bir mafya olduğunu? Gözleri sürekli bendeydi ve rahatsız olmuştum. Lavaboya elimi, yüzümü yıkamak için gittim. Ellerimi yıkarken bir anda ışıklar gitti. Ben ne olduğunu anlayamadan, ensemde hissett...
Bilincim yavaş yavaş yerine geliyordu. Son hatırladığım şeyler yüzünden kaçırıldığımı anladım. Peki doğrumu hissediyordum?
Beni kaçıran Araz mıydı?
Araz mafya çıkmıştı. Nil demişti evet, şom ağzımı açmayacaktım. Nil aklıma gelince, ona konum atmıştım. Umarım polisi arardı. Düşüncelerim ensemde hissettiğim acı ile son buldu.
Ah, doğru bayıltılmıştım.
Oturduğum yerde hafif sarsıldığımı hissedince arabada olduğumuzu anladım.
Gözümü açtığımda, karşılaşabileceğim şeylerden korktum. Fakat düşündüğüm kadar kötü değildi. Siyah bir BMW nin içindeydik. Yanımda bir adam vardı. Koruma olduğu belliydi. Ben kafamı cama doğru çevirip nerede olduğumuzu anlamaya çalışırken, yanımdaki adamın sert sesi kulaklarıma doldu;
-Abi, kız uyandı. Napalım? Diyip sustu. O anda telefonla konuştuğunu anladım. Bir süre karşı tarafı dinledi. Sonra bana kaçamak bir bakış attı.
-Yok abi, şuanlık sorun çıkarmadı. Biz eve geçince ararım seni. Diye haber verdi ve telefonu kapattı. Tam o sırada bağırmaya başladım;
-Siz kimsiniz? Nereye gidiyoruz?! Neden beni kaçırdınız? Konuştuğun kişi kimdi! Neden öküze bakar gibi bakıyorsun be adam! Konuşsana. Diyip soluklandım.
-Hanfendi sorularınıza isterse patron cevap verir. Benim buna hakkım yok. Ayrıca bağırmayın, bağırırsanız zor yöntemlere baş vurucam. Dedi sert sesiyle. Kendince kibar(!) bir konuşmaydı.
-Sen kimsin be! Patronuna başlatma bana nereye gittiğimizi söyle hemen! Hem beni nasıl tehtid edersin? Bağırıcam avazım çıktığı kadar bağırmazsam, susmaya mahkum kalırım! Hem neymiş zor yöntem? Ay çok korktum biliyomusun? Siktirtme zorunu bana. Kimsiniz ve benden ne isti- derken eline ne zaman aldığını bilmediğim iğneyi koluma vurdu. Telefonunu çıkarıp birisini aradı.
Bilincim giderken duyduğum son sesler, benim yaptıklarımı anlatan seslerdi...
🍷💥🍷💥🍷
Hafif sarsıntılar eşliğinde uyandım. Birisinin beni kucaklayıp arabadan indirdiğini anladığımda zor da olsa gözümü açmayı başarmıştım. Bir süre nerede olduğumu anlamak için etrafa bakındım. Birşey anlamayınca ne pozisyonda olduğuma baktım. Öküz adam beni bayıltmıştı, şimdi de kucağında taşıyordu.
Afra bunların sağı solu belli değil. Yandın, diyim sana...
İç sesimi susturarak kucağından inmeye çalıştım. Uyandığımı anlayınca umursamaz bir tavırla beni aşağıya attı. Evet bildiğiniz attı. Popumun üstüne düşünce kısık sesli bir inleme çıktı dudaklarımdan. Öfkeyle adama bakıp;
-Hayvan oğlu hayvan! Öküz müsün ne bıraktın beni bi anda! Diye söylenince beni kolumdan tuttuğu gibi kaldırdı. Resmen arkasından sürükleniyordum. Ona söylene söylene eve baktım. Ah, pardon Saray'a baktım demek daha doğru olur. Bu neydi be! Resmen şatoydu burası. Ağzım açılmış bakıyordum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.