9. BÖLÜM

643 49 2
                                    

Michael amcanın kızı bana bir sürü kıyafet ve iç çamaşırı almıştı.
Ama iç çamaşırlarının bazıları fazla cüretkardı.

"Karan bana bunları alan kız kaç yaşında?"

Banyodan seslenmemle cevap verdi.
"Senden iki yaş küçük."

Başımı iki yana salladım.
Kız bu işlere fazla erken başlamıştı sanırım.
Sporcu sütyenleri.
Transparan gecelikler ve iç çamaşırları.
Tangalar ve saydam Sütyenler.
Önümde duran kutulara garip garip baktım.
Ped ve diş fırçalarını çok fazla aldırmıştım.

Kıyafetler ise rengarenk elbiseler, eşofmanlar ve sweatshirtler, tişörtler, askılılar, v yakalı her şeyden de biraz eklemişti.

İçime siyah sade bir iç çamaşırı giydim saydam sütyenimi taktım ve üstüne de tişörtümü geçirdim.
Normal şartlarda ev içerisinde sütyen giymeye ihtiyaç duymazdım ama eşim tam bir sapık olduğu için giymek zorundaydım.

O yemek yemeye gitmişti bende yatağa uzanmış onu bekliyordum.
Gözlerimi kapatıp cama doğru döndüm.
Odaya geldiğinde bana arkamdan sarıldı ve kendine çekti.
Burnunu saçlarıma gömdüğünde derin bir nefes aldı.
Yastık değilde Karan'ın kaslı göğüslerini yada kol kaslarını kullanıyordum.
Göğsüne kafamı koyduğumda derin bir nefes verdi.

"Bebeğim!"

Sesi ne kızgın ne de üzgün geliyordu.
Sesinde bambaşka bir duygu vardı ama ben bunu anlayamadım.
"Efendim?"

Saçlarıma bir öpücük kondurdu.
"Bu halini gerçekten vahşi Alev'e tercih ederim."

Gözlerine bakarak şu cümleyi kurdum.
"Bazı konularda hala vahşiyim, anlarsın ya."

Derince yutkundu.
"Yavrum duştan yeni çıktım.
Beni tekrar girmek zorunda bırakma."

Dudaklarımı büzdüm.
"Ben duşa girsemde işe yaramıyor onu ne yapacağız?"

Gözlerini kapatıp derin derin nefes aldı.
"Yavrum sen kendinde misin?"

Başımı salladım onaylarcasına.
"Rusya'nın havası iyi gelmiyor sana.
Gel burada yaşayalım, bak yavrum, burada ne güzel anlaşıyoruz."

Ona göz devirdim.
"Aslında olabilir.
Ama emin değilim şu an karar veremiyorum.
Benim kazancımı sağladığım tek yer Rusya bunu sende biliyorsun."

Başını salladı.
"O zaman şöyle yapalım, sen benimle ilgilen beni sev bende senin her türlü ihtiyacını karşılayacağım.
Nasıl fikir?"

Gülümseyerek başımı iki yana salladım.
"O zaten planlarımın arasında var ama ben seni paran için değil eşim olduğun için seveceğim."

Yanağıma bir öpücük kondurdu.
Kabul etmek gerekirse Karan benim eş kriterlerimin üzerinde ve daha iyiydi.
Çift mühür lanetim olduğundan beri hiç bir erkeğe yaklaşmamış ve kriterlerimi de fazla yüksek tutmamıştım.
İki adet kriterim vardı.
Güzel koksun ve uzun boylu olsun.
Sadece bunlar bile Karan'dan etkilenmemi sağlıyordu çünkü Karan'ın devasal bir vücudu uzun boyu ve mükemmel bir kokusu vardı.
Kapı çaldığında ikimizde aynı anda ayağa kalktık.
Önünde durdum.
"Üzerine bir şeyler giy!"

Kaşlarını çattı.
"Yavrum sen beni mi kıskanıyorsun?"

Başımı salladım.
"Eşimin vücuduna sadece benim gözlerim ve ellerim değebilir.
Aynı şekilde benim vücuduma da sadece senin gözlerin ve ellerin değebilir."

Dolaptan bulduğum ona bol geleceğinden emin olduğum bir tişört uzattım ona.
Çapkın bir sırıtışla elimden aldı ve üzerine giydi.
Kapıdan çıktığında arkasından onu takip ediyordum.
Kapıyı açtığında karşımda duran kişinin büyücü olduğunu anladım aurası buram buram büyü kokuyordu.

Yaşlı bir adamdı ama iyi bir büyücü olduğu kesindi.
Adının Micheal olduğunu bir kızının olduğunu karısının öldüğünü anladım.
Biraz büyü kullanmış olabilirim tabi ki!
İki elinde göğsünün ortasına koyup önümüzde eğildi.

"Kızıl torunu ve alfamızı rahatsız ettiğim için affedin efendilerim."

O'da beni biliyordu.
Karan kapının önüne çıkıp beni arkasında bıraktı.
"Karımın kızıl torun olduğunu nereden biliyorsun?!"
Karan'ın sinirli sesini duyduğumda elimi koluna koyup biraz sıktım.

Büyücü aceleyle cevap verdi.
"Nasıl bilmem efendim!
O en yüce büyücüdür, o bizim tanrılarımızdan biri!"

Karan önce bana baktı sonraysa büyücüye keyifsiz bir bakış attı.

"Ne için geldin Jacob?"

Başını kaldırıp karan'a baktı jacob.
"Efendim bildiğiniz gibi mühüre rağmen kurtların tanrıçamızın kokusunu aldığını söylemiştiniz onun için gelmiştim."

Kapıyı daha fazla açıp Karan'ın yanına geçtim.
Jacob beni görünce bir anda gözlerini kapattı.

"Tanrıçam sizi sinirlendirdiğim için özür dile-"

Ona seslendim.
"Bay Jacob lütfen sakin olun sadece gücümü yeniliyorum."

Başını kaldırıp etrafımda sadece büyücülerin görebileceği, mor ve mavi karışımı olan ateşe baktı.

"Alfa'm, tanrıçamız yakmak ve yanmak için doğduğundan dolayı etrafa enerjisini ve güzel kokusunu bırakmak zorunda.
Ruhunun görevlerinden biri insanları etkilemek ve onları cehennem ateşinde yakmak.
En kudretli ve zor güçleri kullanabildiği gibi tanrıça olduğundan dolayı onun kokusunu hiç bir şekilde bastırmazsınız."

Karan başını salladı.
Teşekkür ettikten sonra kapıyı büyücünün yüzüne kapattı.

Beni bir anda sırtına alıp mutfakta ki tezgaha oturttu.
Sanırım mutfakta ki tezgaha oturtmasının nedeni yüz yüze gelmek istemesiydi.

"Karım beni ele geçirdi sanırım !"
Sinirli sesine gülümsedim.
Elimi kaslı kolunda gezdirdim.

"Daha hiç bir şey yapmadım Karan."

Burnunu boynumda gezdirdi.
"Kokunu sadece kendime saklamak istiyorum yavrum."

Gülümsedim.
Kollarımı boynuna doladım.
"Beni ormanda gezdirebilir misin?"

                    🌜🐺🐺🐺🐺🌛

        Diğer bölüm 20 vote karşılığında gelecektir.

Bütün okurlarıma ve oy veren herkese teşekkür ediyorum.
Bir sonra ki bölümde biraz fanfinifinfon yazacağım😀

En baştan söylüyorum sonra bana kızmayın.

GUEST DADDYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin