Saat gece 1 e geldiğinde Deniz'den bir mesaj daha gelmişti.
Deniz: Evin içinde hareketlilik kalmadı. sadece koridor ışıkları yanıyor. Notu bıraktım güzel bir konum bulup son dokunuşu yapıcam.
Hera: Dikkat et.
Mesajı attıktan sonra yaklaşık 3 dakika geçmişti. 3 el silah sesi duyulduğunda ayağa kalktım. Sanki yeni uyanmışım ve korkmuşum gibi bir ruh haline girip kapımı açtım. Korkan gözlerle etrafa bakmaya başladığımda Ateş ve Berk kapılarını aynı anda korkuyla açmışlardı. İkisinin de elinde silah vardı. Gözlerimi bu durumda en çok bana odaklanması muhtemel kişiye yani Ateş'e kitledim. Önce gözlerine korkuyla baktım sonra elindeki silaha baktığımda transa girmişim gibi silaha bakarak birkaç adım geriledim.
Ateş elindeki silahı yeni hatırlamış gibi belinin arkasına takarak gizlemeye çalıştı ama benim onun silahını gördüğümü fark etmemişti. Bu sırada Berk silahı gördüğümü fark edip Ateş'e benimle kalmasını söyleyerek aşağıdan gelen kargaşa seslerine doğru ilerledi.
Ateş beni sakinleştirmek için birşeyler zırvalarken başımı iki yana sallayarak geri adım atmaya devam ettim. Merdivenlerden koşma sesleri gelmeye başladığında daha da korkmuş gibi bir hale büründüğümde sırtım duvara değmişti yanımda vazo vardı elimi vazoya yakın bir konumda tutmaya başladığımda Ateş silah sesiyle birlikte onun silahını da gördüğümü anlamıştı. Bunların hepsi en fazla iki dakika içerisinde olmuştu.
Damla hanım nefes nefese bizim bulunduğumuz kata geldiğinde ona da korkuyla bakmıştım. Damla hanım ikimize de hasar tespiti yaptıktan sonra bana doğru yaklaşmaya başladı. Kendimi koruyabilmek için yanımdaki vazoyu elime aldığımda olduğu yerde durdu.
Damla: Ateş ne oldu Hera bebeğim neden benden korkuyorsun kızım. Biz sana zarar vermeyiz. Silah sesinden mi korktun?
Ateş: Anne hem o hem de abimle benim silahımı gördü o yüzden korkuyor.
Damla: Hera kızım abinlerin silahları kendilerini korumak için sana zarar vermek için değil tamam mı güzel kızım. Vazoyu yerine koy annem bak yanına geliyorum korkma benden tamam mı?
Ellerim titriyordu Damla hanım yanıma gelip bana sarıldığında yavaşça yere çöktüm bacaklarım beni daha fazla taşıyamıyormuş gibi. Ateş merdivene doğru bir adım attığında diğer aile üyeleri de gelmişti bulunduğumuz kata. Benim halimi gördüklerinde yanıma gelmeye başlamışlardı. Hepsinin elinde hala silahları duruyordu. Damla hanıma daha da yaklaşıp sindiğimde duraksadılar.
İlk fark eden Mert olurken silahını hızlıca beline gözükmeyecek şekilde yerleştirdi. Diğerleri de fark ettiğinde aynı şeyleri tekrarladılar. Tuna beyin elinde Deniz in bıraktığı not duruyordu. Titreyen ellerimi kaldırdığımda Tuna beyin bakışları direk elime yönelmişti herkes pür dikkat bana bakıyordu sanki diğerleri anlayabiliyormuş gibi. Neyse. Ellerimi zorlanıyormuşum gibi hareket ettirmeye başladım.
'Neden hepinizde silah var? O silah sesleri neydi? O not ne? Siz kimsiniz? Bana zarar vermeyin lütfen.'
Tuna bey elindeki notu Mert'e verip yanıma çöktü ve sorularımı cevaplamaya başladı.
'Kızım kendimizi korumak için silahımız var. O silah seslerini biz de henüz bilmiyoruz ama öğrenicez. Biz senin aileniz başka hiçbir şey değil. Senin saçının teline zarar vereni yakarım. Bizden korkmana gerek yok tamam mı kızım? Ben abilerin annen hepimiz seni koruruz kendimizden bile.'
'Not ne peki? Evin kapısına ateş ettiler ses burdan geldi. size zarar mı vermeye çalıştılar?'
'Bebeğim biz büyük bir şirketiz biliyorsun. Birçok düşmanımız var şu ana kadar bize hiçbir şey yapamadılar yapmalarına da izin vermiycem tamam mı? Korkma. Ateş oğlum Hera yatsın sen de onunla kal bu gece kardeşin çok etkilendi.'
Ateş başıyla onaylayıp beni kucağına aldığında ellerimi boynuna sardım. Bu hareketim ufak bir tebessüm etmesine sebep olmuştu. Beni yatağıma bıraktığında üstümü örtüp yanıma oturmuştu. İçi gider gibi bana bakıyordu.
Telefonumu alıp notlara girdim. 'Gidebilirsin o kadar korkmuyorum artık.'
'Benim için senin yanında olmak o kadar güzel ki. Gitmeme ihtimal bile verme derim. Rahatsız olmazsan birlikte uyuyabilirmiyiz?'
Çok masum bir şekilde sormuştu. Telefonumda olan mesajlaşmalar aramalar her şey siliniyordu zaten telefonumu açmaları sonucu hiçbir şeye ulaşamıycaklardı. Bunun rahatlığıyla başımla onayladım.
Gülümseyerek bana baktığında yanağında oluşan gamzeye gözüm kaydı. Dışarda gülerken nadir fotoğrafı yakalanmıştı onlarda sahteydi bunu fark etmiştim zaten. Meğer gamzesi varmış. Benimde gamzem vardı. insanda olan en güzel kusurlardan biri diyebilirdim.
Ateş yanıma uzandığında hafif kayıp ona alan açtım. Oysa bana yaklaşıp sarılmayı tercih etmişti. Başım omzu ve boynu arasındaki boşluğa yerleştiğinde sakin bir nefes aldığını hissettim.
'İyi uykular güzelim rahatça uyu hiçbir şey olmıycak. Söz veriyorum.'
Ve gözlerimi her nekadar huzurlu hissetsemde rahatsız bir uykuya daldım.
_______________________________________________
Oy vermeyi unutmayınn
Ateş hakkında ne düşünüyorsunuz? Fikirleri alalıyım
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ YALAN (Gerçek Ailem)
Short StoryHayatta kalmak için sesinden mahrum kalan zeki bir kız. Aslında ailesinin gerçek ailesi olmadığını ve hayatını karartmaya, onu kukla gibi yönetmeye çalışan insanlara karşı elinde bir güç olursa ne olur? Elimden geldiğince klasik gerçek aile kurgular...