Gözlerimi korkuyla açtım. Yine lanet kabuslardan birini görmüştüm. Sakinleşmek için kendime biraz süre verdim. Nefeslerim düzene girdiğinde lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp aynadan yüzüme bakmak gibi bir hataya düştüm.
Yüzüm solmuş gözlerimin altındaki mor halkalar daha belirgin bir hale gelmişti. Kendime bir tövbe çekip odaya geri döndüm. Saçımı yukarıdan sıkı bir atkuyruğu yaptım. Üstüme boğazlı bordo bir body altıma da siyah bir eşofman giydim. Göz altımdaki morluklar için biraz kapatıcı sürdüm. Yüzümdeki diğer kusurları da olabildiğince kapattım. Dudağıma da rujumu sürdükten sonra biraz da olsa insana benzemiştim. Saat 6 ya geliyordu.
Telefonumu yanıma alıp aşağı indim. Deniz ortalıkta gözükmüyordu. Mutfağa geçip kendime kahve yapmaya başladım. Kahvaltı yapmayı ikimizde sevmiyorduk zaten o yüzden yiyecek bir şeyler yapma gereği duymadım. Masanın köşesinde duran sigara paketini ve çakmağı alıp bahçeye çıktım.
Yaklaşık 15 dakikadır bahçedeydim. Bu süre zarfında kendime bir yol çizmiştim. İlk olarak beni bu hale getiren insanları ortadan kaldırıcaktım. İlk adımı zaten o abi denilmeye bin şahit isteyen adamı öldürerek atmıştım. Tek tek hepsi Anka'nın gazabına uğrayacaklardı. Şimdilik sadece buna odaklanmam yeterliydi.
Ayaklanıp mutfağa geri döndüm. Elimdeki kahve kupasını makineye yerleştirip oradan ayrıldım. Salona girdiğimde Deniz telefonuyla uğraşıyordu. Bakışları bana döndüğünde rahat halinden uzaklaşıp olduğu yerde dikleşti.
- Günaydın. Dün biraz kötü görünüyordun daha iyimisin?
Ellerimi kaldırıp konuşmaya başladım.
> Evet. Uyumak iyi geldi.
-Eminim çok rahat uyumuşsundur. Seni tenımasam inanıcam.
>Aydın'lar bu duruma nasıl tepki verdiler?
-Her yerde Anka'yı arıyorlar. Bulamıycaklarının farkındalar ama yinede uğraşıyolar. Bugün kimi hallediyoruz?
>Cenk.
-Ben mi alıyım adamlar mı indirsin?
>Adamlar halleder. O kadar büyük bir yem değil.
-Tamamdır haber veriyorum en uygun anda alırlar. Akşam gideriz.
>Tamam.
-Hepsinin işini bitirdikten sonra ne yapıcaksın?
>Onu hep birlikte öğrenicez.
-Senin biyolojikler Anka'yla iletişime geçmeyeçalışıyorlar. Onları ne yapıcaz?
>Planlarını uygulamaya çalıştıklarında onları kendi tuzağımıza düşürücez. Beni hafife almanın cezasını çekicekler.
>Bu hoşuma gitti açıkcası. Kafalarına sıkmamak için kendimi zor tutuyorum.
Başımı tamam manasında sallayıp odama çıktım. Bilgisayardan birkaç işimi halledip hazırlanmaya başladım. 1 saate canım abimin(!) yanına gidicektim. Saçlarımı açıp yeniden sıkı bir atkuyruğu yaptım. Üstümdeki body gayet iyiydi bence o yüzden altıma siyah çokta bol olmayan bir paraşüt pantolon giydim. Makyajımı tazeleyip yüzüme taktığım maskemi yanıma aldım. Telefonumu da aldığımda aşağı indim.
Aşağıda Deniz'i bir süre bekledikten sonra evden çıkmıştık. Depoya gittiğimizde Cenk sadece küfürler etmiş ve tehditler savurmuştu etrafa. Onu biraz dövüp oradan ayrılmıştım. Deniz ilgileniyordu Cenk bana ailede annelerinden sonra en az zarar veren kişiydi ayrıca Deniz'in az kalsın ölmesine sebep oluyordu o yüzden ona bırakmıştım bu işi.
Deniz'in evine vardığımda güzel bir duş aldım üstüme çeki düzen verip saçlarımı kuruttum. Saçlarımı açık bırakıp telefonumu alarak mutfağa ilerledim. Kendime kahve ve atıştırmalık bir şeyler alıp bahçeye geçtim.
! +18 UYARISI rahatsız olucaklar okumasın. bitiminde bilgilendirme bulunmaktadır oradan okumaya devam edebilirsiniz.
Deniz'in gözünden
Hera gittikten sonra Cenk'i biraz daha dövmüştüm. Burnu kırılmış ve yüzü kan içinde kalmıştı. Buna rağmen sürekli küfürler ve asla gerçekleşmiycek tehditlerde bulunuyordu. Bir süre sonra sıkılmaya başlamıştım oturduğum yerden kalkıp arkasına geçtim. Ellerindeki her bir parmağını tek tek yavaş yavaş kırdım. Bu sefer acıdan bağırıyordu. Ellerimi sanki bir çöpe dokunmuşum gibi silkeleyerek masama doğru ilerledim. Fazla uğraşmıycaktım işimi bitirip en kısa sürede Hera'nın yanına gitmek istiyodum. Elime çakılardan birini alıp bedenine uzun ve derin çizikler attım. Şu ana kadar yaptığım en hafif cezalandırmaydı bu.
Şu ana kadar bayılmaması işime gelmişti. Masadan kolonya ve çakmak aldım. Kolonyayı üstüne dökmeye başladığımda kestiğim yerlere bulaşmasıyla çığlık atmaya başlamıştı. Bayılmasını istemediğim için çakmağı yakıp üstüne attım. Gözlerimin önünde yanmaya başladığında sadece yüzüne bakıyordum. Çığlıkları artık başımı ağrıttığında silahla alnının tam ortasından vurdum.
İnsanları benim öldürdüğümü yanmalarından anlıyorlardı Anka gibi bir işaret kullanmıyordum hoş o da basit bir çizimle kendini belli ediyordu sadece. Adamları çağırıp ateşi söndürüp onların ininin önüne bırakmalarını söyleyerek oradan ayrıldım.
+18 SONU
Hera ya arabayı verdiğim için motorla eve gitmeye başladım.
-30 dakika sonra
Eve geldiğimde kaskı girişe bırakıp odama çıktım. Güzel bir duşun ardından aşağı Hera ya bakmaya indim. Mutfağa girdiğimde bahçede olduğunu gördüm. Kendime sıcak bir kahve yapıp yanına geçtim.
_______________________________________________
Açıkcası bölüm çok hoşuma gitmedi ve saçma olmuş gibi hissediyorum ama bununla idare edicez artık.Bir bölümün daha sonuna geldik.
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere...
Oy vermeyi unutmayınn
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ YALAN (Gerçek Ailem)
Short StoryHayatta kalmak için sesinden mahrum kalan zeki bir kız. Aslında ailesinin gerçek ailesi olmadığını ve hayatını karartmaya, onu kukla gibi yönetmeye çalışan insanlara karşı elinde bir güç olursa ne olur? Elimden geldiğince klasik gerçek aile kurgular...