hani eski bir resme bakarken

2.3K 86 87
                                    

Merhaba,

Hiç planda yokken böyle bir bölüm ortaya çıkıverdi.@ /  atomichorizonn ile hikaye hakkında konuşurken bir süre daha bu evrende kalmak istediğime karar verdim. Haliyle hikayeyi uzatmanın yollarını ararken kendimi geçmişte buldum.

Biraz geçen bölüm ortaya attığım, benim için çok gerçek olan found family'nin gerçekliğini siz de görün istedim. Biraz karakterlerin kaybettiklerine, kaybettiklerimize bakalım dedim. Biraz nefes alalım, mutlu olalım, genç ve aşık olalım dedim. Biraz hikayenin kalanını oturtmak için bu bölümü kullandım. Önümüzdeki bölümlerde karşımıza çıkacak bazı detayları buraya yedirdim. 

Bu bölüme kendimden çok şey kattım. İstanbul özlemim...İstanbul'daki anılarım...lise anılarım...direkt arkadaşlarımdan, sevdiklerimden parçalar..benim için anlamı olan şarkılar...sadece kendim için yaptığım göndermeler...onun için de çok ayrı sevdim.

Ayrıca, evrenin içindeki diğer anlara, daha önce yazdığım one-shotlara da göndermeler yaparak kendimi eğlendirdim biraz. 

Geçen hafta biraz sitcom Yabani'siydik bu hafta da gençlik Yabanisi'yiz umarım seversiniz 🤗

bölüm playlistini de dinlemek isterseniz: 

https://open.spotify.com/playlist/1JJ8nPVE4PHmKD4NLeJIAF?si=d3e3f92d4bf441ad

----------------------------------

Mayıs 2024

Zafer Demirhan'ın hayatta olduğunu öğrenmelerinden 4 gün öncesi.

"İlla Büyükada'ya mı gitmek zorundaydık?" diye sordu Alaz etraflarındaki kalabalığı süzerken.

Güneş gözlüğünü burnunun ucuna indirmiş, güneşin altında onlarla birlikte bekleyen insanları; çığlık atan çocukları ve onları zapt etmeye çalışan annelerini izliyordu. Yüzündeki memnuniyetsizlik herkesi ufak ufak güldürüyordu.

"Ne oldu? Halka karşılaşmak ağır mı geldi Alaz efendi?" diye takıldı Cesur sırıtarak.

Alaz cevap vermek yerine kafasını sallayıp yanında duran Asi'yi belinden kendine çekerek kulağına eğildi.

"Bak, hala kaçmak için şansımız var." dedi Alaz fısıldayarak ve Asi gözlerini devirdi. "Çok güzel bir şarapçı biliyorum yakınlarda-

"Bir, ben daha çok köpeköldürenciyim ya da şarap-gazoz-" derken Alaz'ın suratında oluşan tiksinti ifadesi Asi'yi daha çok güldürecekken kendini tuttu. "-iki, zaten sürekli ekiyoruz herkesi. Bir sefer de sosyal olsak."

"İki kişi de gayet sosyal olunuyor bence." diyen Alaz, son kez şansını denerken kaybedeceğini biliyordu.

"Bakın! Buraya bakın!" diye bağıran Çağla, konuşmalarını kesti ve Alaz da kaderine razı geldi.

Daha vapura bile binmemişlerdi ama Çağla en az 100 tane fotoğraf çekmişti. Yaman ve Asi çoktan poz vermekten sıkılmışken, Cesur Çağla ne istiyorsa yapmaya hazırdı. Alaz, Çağla'nın bu hallerine alışık olduğu ve en iyi çektiği açıyı çok iyi bildiği için şikayet etmezken Rüya da kendisinin çekmeyi isteyeceği fotoğrafları hevesle Çağla çektiği için memnundu. Sonra ondan alacaktı tüm fotoğrafları.

Haftaiçi olmasına rağmen ada vapuru tıklım tıklımdı. Zar zor oturacak bir köşe bulmuşlardı. Alaz, Asi'nin yanına yerleşirken ayakta kalan abisi pek umrunda değildi. Zaten biri ayakta kalacaksa bunun kendisi olmasından memnun olan Yaman, Rüya'nın yanında dikilirken, Asi ve Alaz'ın karşısında oturan Çağla'yla Cesur, Alaz'dan pis bakışlara maruz kalıyorlardı. Cesur her kolunu atmaya çalıştığında öksürerek onları uyarıyordu Alaz. Neredeyse anında da Asi'den bir darbe yiyordu. Ya göğsüne dirsek atıyordu Asi, ya da ayağına basıyordu.

bir ayrılık şarkısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin