ellerimi uzatsam sana değmez, bilirim

1.1K 69 145
                                    

Tolga'nın adamları salonu doldururken hepsi sakin kalmaya çalışıyordu. Alaz'ın daha dün dediği gibi Tolga onlara eziyet çektirmek istiyordu; bu yüzden hızlı davranmıyordu. Düşündükleri gibi uzun uzun konuşursa işleri kolay olurdu. Sadece biraz vakte ihtiyaçları vardı. Adamlar etraflarını çevreleyip silahlarını onlara doğrulttuğunda Alaz ve Yaman bakıştılar. Birkaç saniye birbirlerinde kalan gözleriyle başlarını sadece kendilerinin fark edeceği kadar ufak bir hareketle aşağı yukarı salladılar. Adamlar üstlerini arayıp herhangi bir silah var mı yok mu diye bakarken ise ikisi de neredeyse başına iş alacaktı. Birinin eli Asi'ye gittiği an Alaz, silahları umursamadan adamın elini yakaladı ve anlık bir gerginlikten sonra Asi'nin araya girmesiyle duruldu; sonra onun da üstünü aramayı başardılar.

Hepsi temizdi zaten. Tahmin ettikleri gibi aranmışlardı. O yüzden Alaz eline daha yeni yeni oturan o silahı odasında bırakmıştı.

"Kapıyı çalsan da açardık Tolga." dedi Alaz alaycı bir tonla.

Kalbi ağzında atıyor olabilirdi, elleri titriyor olabilirdi ama içindeki tanıdığı Alaz'a tutunmaya çalıştı. Her an her ortamda göğsünü gere gere, umarsızca konuşabilen o Alaz'a...

"Bir kere arka duvardan tırmanıştık..." diye başladı Tolga ve silahını elinde sallayarak Alaz'a doğru yürüdü."...onu da yapabilirdim ama artık çocuk değiliz değil mi Alaz?"

"Değiliz." derken dişlerini sıkan Alaz, Asi'nin kolundan çekiştirdiğini hissedince çenesini kapatma zamanı olduğunu anladı.

"Merhaba, Neslihan Teyze." diye devam etti Tolga. Konuşurken önce gözlerini Alaz'a dikmişti, bir şekilde onu korkutmaya ve germeye çalışıyordu ama o kadar oturmuyordu ki rol üstüne. Gerçekten korkutucu olabilseydi, elinde silah olmadan da onları germeyi başarırdı. Babası denen o şerefsiz tek bir cümleyle, tek bir kelimeyle başarıyordu bunu. Onun ağzından "Asi kız" lafını duyduğunda Alaz'ın vücudundaki tüm kaslar gerilmiş, kolundaki tüm tüyler dikelmişti. "Sizin de haberiniz olmuş galiba olanlardan."

"Tolga oğlum-

"Ne yaptıklarını anlattılar mı size?" derken sesi derinleşirken Neslihan'a yaklaştı. Yaman oraya doğru bir adım atmak istese de Alaz'ın bir bakışıyla olduğu yerde kaldı. Tolga kendince gösterisine devam ederken ikisi de silahı izlemeye koyuldu sadece. "Oğlunuzun kardeşleriyle ne yaptığını?"

Neslihan sessiz kalmayı seçti. Kısık gözlerini bir zamanlar tanıdığı o çocuğa diktiğinde bir yandan da kızının önünde durmaya çalışıyordu. Oğullarına, diğer iki kıza nasıl yeteceğini bilmiyordu ama yetmesi gerektiğini biliyordu. Ece'yle Feriş giderken o kalmak için ısrar etmişti.

"Bir de bizim suçlu olduğumuzu söylersiniz." diye devam ederken yalandan gülerek hepsine baktı

"Kabul ediyorsun yani yaptıklarını?" diye atladı Yaman da, sesinde biraz heyecan biraz panik vardı. Kardeşinin ona attığı bir bakışla duruldu. Sakin kalmalıydı.

"Siz kabul ediyor musunuz neler yaptığınızı?"

"Etsek de etmesek de sen kafandan kurmuşsun zaten." diye cevapladı Asi. Kendilerini suçlu konumuna düşürmemeleri gerektiğini biliyordu.

Elif onlara işaret eden tüm kanıtları ortadan kaldırmıştı ama polis şüphelenirse tekrar soruşturma açabilirdi. Belki onları suçlayacak yeni detaylar bulurlardı. Yasadan kaçmak, kendi vicdanlarından kaçmaktan daha zor olurdu...aynı zamanda daha da kolay olurdu. En azından vicdanları onları kelepçelemek için uğraşmamıştı.

"Sadece kurdum mu?" diyerek bir hışımla Asi'ye döndü ve ona doğru yürüdü Tolga ama sadece yürümekle kalabildi çünkü zaten Asi'nin önünde duran Alaz da Tolga'ya doğru bir adım attı.

bir ayrılık şarkısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin