Talya dakikalardır Maysa’nın uyanması için omzundan tutmuş sarsıyordu. Sonunda çabaları işe yaradığında Maysa gözlerini aralayıp yüzüne ısrarla doğrultulan kağıda baktı. Bulanık görüntü giderek netleşiyor kelimeler bir araya gelip anlam ifade etmeye başlıyordu.
“Misafirleri beklerken çok fazla uyuyakalmışız! Fuat amca şu an Hande’yle konuşuyor! Arkaları dönük olduğu için anlayamıyorum. HEMEN KALK! NE DİYORLARSA DİNLE, MERAK ETTİM!”
“Neh-!”
Maysa keskin bir solukla yataktan fırladı. Saliseler içinde iki kız da kapıda konuşlanmış gizlice içeriyi hedef almışlardı. Talya kağıda durmadan yazıyor yazarken de heyecandan buruşturuyordu.
“Hadi çabuk dinle!”
“Acele etsene Maysa...”
“Bir dakika... Of bu mesafeden duyamıyorum.”
Hande’nin kapıya doğru yürüdüğünü görünce ikisi birbirine baygın bir bakış attı.
“Gidiyor işte! Hiçbir şey anlayamadık...” dedi Maysa dudak büzerek.
Fuat kapıdan çıkan siluetlere aldırış etmemişti Hande gidene kadar. Biraz duraksayıp arkasından baktı dalgın dalgın. İçinden bir şeyler geçiriyor ama bir türlü seslenemiyordu. Sanki dudaklarına yerleştirmek istediği her hece kaçıp karanlığa gizleniyordu utangaç bir çocuk kılığında. Pes ederek salona döndü.
“Şş oğlum bu gece burada kalsam olur mu lan?” dedi Tunç koltuğa iyice yayılırken. Üşengeç biri olduğu metrelerce öteden kendini belli ediyordu.
“Olur, olur. Kalman bana da iyi gelir.”
“İşte feraset! İşte fazilet! İşte fedakarlık! İşte mertlik! İşte adam gibi adamlıkkk!” Dalgacı gülümsemesi Tunç’un gamzelerinde gölgelenirken Maysa’nın kahkahası duyuldu. Yakalandıklarını görünce ikili apar topar ortaya çıkmıştı.
“Şey efendim aslında biz sizi dinlemiyorduk... Sadece siz ayağa kalkıp coşkulu coşkulu övünce gülesim geldi.”
“Fuat bunlar ne? Yani bunlar kim? Sen evli, mutlu, çocuklu mu oldun görüşmeyeli?”
“Hayır be! Bakıcıyım ben.” diye homurdandı.
“Hağ!”
“Fuat amca...”
“Ne var?”
“Neler oldu bugün Hande’yle?”
“Hadi canım!” diyerek lafa atladı Tunç. “Hala mı onu seviyorsun? Lan sen harbiden salaksın. Sana o kızı unutturmak için ne taklalar attık!”
“Off başlama yine...”
“Başlarım kardeşim! O kız yıllar önce gidip seni aldatmadı mı? Nişanlandığını görmesek daha bizi ayakta uyutuyor olurdu.”
“Olsun, o olay çok eskide kaldı. Hem nişanı da atmışlardı sonunda.”
“Ama bugün yeni bir ilişkisi daha olduğunu söyled-“
“Kes! Mesleğine yeni atanan nikah memuru musun sen? Her ilişkiyi ciddiye bağlıyorsun. Ayrılırlar belki olur biter.”
“Ya yine giderse?”
“Bekleyeni var deriz.”
“Bekleyeni de hiç bitmiyor!”
“Tunç sen bir dur. Ben kızlara bugünü anlatacağım! Kapıyı açınca Hande selamlaşmak için elini uzattı! Elleri yumuşacık, sıcacıktı... İnanabiliyor musunuz? Elimi tuttu! Hala etkisindeyim, etkisini unutmamak için elimi yıkamadım saatlerdir.” Fuat yayılmış gülüşüyle mutluluğunu yaşarken kızlar iğrenerek burun kıvırdılar. Sonra Maysa Tunç’a dönüp merakla sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUNBOZAN - RAFLARDA
Non-FictionBir çizgi çizdim Ellerimdeki tebeşir tozunu soluyorum Bir çember çizdim İçindekilerle arkadaş oluyorum