2 0 0
                                    

Hande elindeki kahve fincanlarından birini Gökay'a uzattı.

- Gökay hemen gitmeli misin ? Zaten daha bu sabah geldin.

- Üzgünüm Hande kuş, teyzeni biliyorsun. Bir şeyi kafaya koyunca bırakmıyor.  Mecbur Muğla'ya gidip oradaki işleri halledicez. 

- Yaa , olamaz . Keşke senle İlayda'da gelseydi . Neyse  siz ev ayarlarsanız orada ben gelirim.

Hande Gökay'a kapıya kadar eşlik ederken gözleri Ediz'in evine kaydı . İçinden bir ses güzel şeyler olacağını söylüyordu.  Sırıtarak Ediz'in odasına bakarken Gökay'ın sesiyle irkildi .

- Ay dalmışım canım,  kusura bakma .

- Neye , kime daldın acaba ?

Gökay bi yandan gülerek  alaylı bir şekilde sözüne devam etti .

- Neyse ben İlayda'dan öğrenirim nasılsa bir kaç aya .

- Off , hemen nasıl fark ettirebilirim . Neyse hadi git beni yaz aşkımla rahat bırak.

-  Ooh , yaz aşkıda olunmuş.

Hande elindeki suyu Gökay'ın arkasından dökmektense yüzüne fırlatmanın daha iyi bir fikir olduğunu düşünmeye başladı. Gökay kendisini hedef alan suyu görünce kaçmaya çalıştı ama artık çok geçti.  Hande kahkalarla bir Gökay'a bir de elindeki şu şişesine baktı.

- Hande ya , ben şimdi sırılsıklam nasıl yola çıkacağım.  Hem de gerçekte benden daha sırılsıklam olan senken .
Gökay göz kırparak Hande'yi daha da çıldırtmaya çalışıyordu.

- Sana bir şişe su yetmedi galiba biraz daha istiyorsun belli oldu .

- Yo yo yo , ben vaftiz edin lütfen . Bu çocuk daha Muğla'da yaz aşkını bulacak. Beni bağışlayın lütfen prensesim .

Gökay dizlerinin üstünde , ellerini havaya kaldırıp kavuşturmuş , yalvarırcasına gülmesini tutmaya çalışarak duruyordu.

-  Tamam , tamam affedildin . Çekilebilirsin

Hande elini savururcasına  git git yapıyordu .

- Tamam gel hadi son kez sarılalım. Çok dikkatli ol tamam mı ? Gidince de haber ver bana.

- Tamamdır Handecim.

Kocaman sarıldılar,  Gökay arabaya bindi Hande arkasından araba kaybolana dek izledi. Araba tam gözden kaybolunca Ediz'in evine doğru yola koyuldu. Kapıyı çaldı.  Bekledi , bekledi ,bekledi ...
Sonunda kapı açılmıştı.  Ediz elinde örgü ipiyle bir şeyler yapıyordu.

- Merhaba Ediz . Ben müsait değilsen daha sonra da gelebilirim.

Ediz Hande'yi fark etmemiş olucak , Hande'nin sesiyle irkilip Hande'ye büyükçe bir tebessümle bakarak konuşmaya başladı.

- Dur dur gitme lütfen. Gelsene sana bir şey vermek istiyorum.

- Tamam , bu arada örgü örmen çok tatlı. Nerede öğrendin örgü örmeyi ?

- Şey aslında daha dün öğrendim.

-Nasıl, baya ciddili örüyorsun . Deneyimin varmışcasına. Ben , ben hiç beceremem .

Ediz Hande'ye  oturması için sandalyeyi çekip mutfağa gidip iki fincan çay alıp geldi. Fincanın birini Hande'ye uzatıp konuşmaya başladı.

- Hiç beceremem dedin ya ben senin için istediklerini örerim merak etme .

Hande afallamış bir şekilde Ediz'in gözlerine bakakaldı.

-Ben , teşekkür ederim sağol.

- Bi dakika lütfen Hande,hemen geliyorum .

Ediz seri hareketlerle sandalyeden doğrulup koşar adımlarla üst kata çıktı elinde büyükçe bir poşetle döndü.  Hande Ediz'in elindeki büyükçe poşete baktı ve kendisine uzanan poşet şaşkınlığını arttırdı.

- Ba.. bana mı ?

Hande şaşkın gözlerle poşeti alıp içindeki paketi çıkardı. Çok tatlı  pembe bir hediye paketiyle sarılmıştı içindeki her neyse . Hande paketide açınca içinden kocaman oversize yumuş yumuş bir hırka çıktı. En sevdiği renk olan mavi ve morla örülmüştü.  Pakette birde mektup vardı.  Mektubu eline alınca Ediz söze girdiğinden bi an durakladı.

-Hande burda geceleri çok serin oluyor , ben yanında değilken seni sıcak tutması için ördüm onu . Mektubu ise eve gidince okursan çok sevinirim.  Kelimeler , duygularımı ve düşüncelerimi çok daha iyi ifade edebildiğim bir yer . Yalnızken özenle okumanı ve istersen yüz  yüze ya da mektupla mektubumu değerlendirmeni istiyorum.

-Şey , tabii tabii ki evde okurum . Nasıl cevaplayabileceğimi şuan  bilemedim . Bir de hırka için çok teşekkürler,  çok çok güzel olmuş. İnce düşüncen için teşekkürler.

Hande usulca Ediz'in elini tutup sıktı. Sonra ayağa kalktı.  Eli ensesine gitti arkadaki saçlarıyla oynayarak konuşmaya başladı.

- Ben şimdi kalksam  iyi olur o zaman.  Hem mektubu okurum hem ona göre konuşmamıza devam ederiz . Çay için çok teşekkürler.

Ediz aceleyle kalkan Hande'nin peşinden kapıya kadar gitti , onu uğurlarken de kalbi çok hızlı atıyordu. Mektupta tüm çıplaklığıyla bütün duygularından ve düşüncelerinden bahsetmişti. Acaba mektubu geri mi almalıydı ? Neyse vermişti bi kere geri dönüş olamazdı...


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÇEKİM YASASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin