Yüzüme vuran sert rüzgar içimi serinletti. Açık camın ardından arabanın içine yayılan rüzgar çalan şarkının sesini bastırmaya çalışıyordu.
&Şarkı:Aşk v Nefret AQTAİİ &
Aşk nefret önce sev sonra küfret
Demedim mi ,Aşk fâni bitmeden bari terk et
Deneme hiç anlamsız boşuna
Karakterim gelmiyorsa işine
Dert değil bırak beni tek başıma
Baksana varmışız lan kaç yaşınaBenden seni çalıcaklar beni senden
Benden çok sevecekse git zatenGitmen daha iyi bir senaryo mahvetmenden
Teli kapat hadi geri dön hayata madem
Belki artılarımızı eksileten
Kafa fazla çalıştı belki kalpten
En kötü zamanlarda aldım iptal
Benden çok sevecekse git zatenBelki artılarımızı eksileten
Kafa fazla çalıştı belki kalpten
En kötü zamanlarda aldım iptal
Benden çok sevecekse git zatenBenden çok sevecekse git zaten
Benden çok sevcekse git zaten
Aşk nefret
Aşk nefret
Aşk nefret
Önce sev sonra küfretŞarkının verdiği Vibe beni şaşırtmıştı doğrusu. Böyle şarkıları pek dinlemezdim ve Behçetin bunu açması oldukça şaşırtmıştı. Şarkı sanki aşk acısı ve terkedilmeyi anlatıyordu.
Şarkıcının sesi arada donuklaşıyordu ve bu bazı duygular hissetmeme sebep oluyordu. Sanki şarkıyı söyleyen kişi tam ağlayacakken tüm şeffaflığıyla içini dökmüş gibiydi.
Tüm duygular açık ve ortadaydı. Kıza karşı olan nefreti.
Hem kendisini terk ettiği için ona büyük bir nefret duyuyor hem de içindeki söndüremediği aşk duygusunu dile getiriyordu.
Bu mümkün olabilir miydi. Yani gerçek hayatta.
Birine hem sonsuz nefret hem de sonsuz aşk duyabilir miydik.
Çok saçma geliyordu kulağa. Aşk ve nefret. O kadar zıt duygulardı ki aynı kişiye beslemek ölümcül olabilirdi. Ama bir gerçek daha vardı. İnsanlar duygularını kontrol edecek kadar kudretli değildi.
Şayet bu olsaydı Adem o elmayı ısırmazdı.
Radyodan çalan şarkının sona ermesi ile kafamı gömdüğüm yoldan çektim bakışlarımı. Öyle uzun bir düşünceye dalmıştım ki geldiğimizi bile fark edememiştim.
Ön kapının açılması ile ben de kendi kapımı açıp indim. Behçet kendi kapısını kaparken ben de ona uyumlu bir şekilde kapattım.
Gözlerim etrafı taramaya başladığında oldukça büyük ve güzel bir restorantın önünde durduğumuzu fark ettim.
Behçet de dahil buradaki herkesin üzerinde şık ve gösterişli kıyafetler var iken benim üzerimde sıradan bir kot pantalon ve düz siyah bir tişört vardı.
Hastaneden önce üzerimde olan kıyafetlere zıt bir şekilde tam bedenime görelerdi.
Didem'in getirdiği yemekleri görünce midem bulanmıştı. Et yemeği pek sevmezdim. Özellikle de tavuk dönerden nefret ederdim. Çorbayı sevmeme rağmen fazla soğuk olduğu için onu da içmemiştim. Çorbamın soğuk olmasından nefret ederdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUMA ÇEYREK KALA {+18}
RomansaElime dolanan kelepçeler bana benden korkması gereken kişinin ben olmadığımı anlattı. Üzerimi saran hastane önlüğü ise kaybedecek hiç bir şeyimin olmadığını hatırlattı bana. Vücuduma defalarca giren acı verici iğneler, insanların da benden korkm...