Kafamda ve bacaklarımda hissettiğim acıyla tüm evde yankılanacak bir çığlık attım.
"Aaaaaaaaağğğğhhhhhhhhhhh"
Bacaklarımdaki ağrı ilk başlarda çok şiddetliydi ama zaman geçtikçe hem acısı azaldı hem de çığlığım dikkatimi dağıtmaya yetti.
Çığlığım tükenmeye yakınken duyduğum zemind sertçe çarpan ayak sesleri beni daha da ürküttü.
Ne olmuştu bana.
Kafamı yerdeki parkelerden kaldırıp idrak etmek adına çevreme bakındım. Neler olduğunu tam anladığım sırada gür ve sert bir ses salonu doldurdu.
"Koltuktan düşmeyi nasıl becerdin"
Kafam hızla sesin geldiği yöne doğru çevrilince ikinci çığlığımı attım. Bu öncekinden neredeyse 10 kat daha tiz bir çığlıktı.
Kirkydan ne yapacağımı bilemezken öncelikle oturduğum pozisyonu düzeltmem gerektiğini düşündüm.
Ellerimin üzerinde kayarak düzgün bir pozisyon almaya çalıştım. Sonunda dizlerimi kendime çekmiş sırtımı da arkamdaki koltuğa yaslamış korkuyla onun yüzüne bakıyordum.
Sert bakışları avını görmüş kurdu anımsatıyordu. Kuruyan boğazımla yutkunmama sebep olacak kadar ürkütücüydü.
Gözlerim neler yapabileceğimi anlamam için etrafta geziniyordu ama bana tek bir yol dışında seçenek sunmuyordu.
Ağrıyan ayaklarım korkudan ve heyecandan olsa gerek ne kadar titriyorsa tüm titreme saniyeler içinde yok oldu. Sanki içime nur inmiş gibi beynim hızla komutlar yağdırmaya başladı. Zamanın yavaşladığını hissetmem de tesedüf olamazdı.
Güçlenen ayaklarımla atağa geçip ayağa kalktım. İki koltuğun arasında koşarak geçip beynimin verdiği diğer komut için tüm gücümü bacaklarımda topladım. İçimde hissettiğim enerji bombası ile koştum.
Ben kapıya doğru son hız koşarken beyefendi sadece boş gözlerle beni izlemiş hiç bir tepki vermemişti. Tabi olayları fark etmemiş olabilirdi ama ben gayet farkındaydım.
Benim evimde yani üst kattaki odamda uyuduğuma göre büyük ihtimalle benim olan evde başka bir yabancı vardı. Sanki beni tanıyormuş veya yıllardır berabermişiz gibi davranıp o rahatlıkla konuşuyordu. Önce kanepemde yatmış sonra da benimle dalga geçmeye çalışmıştı. Tamam bu aralar kafam ve hafızam pek iyi değildi ama bu yaşananlar kesinlikle normal değildi.
Evin çıkış kapısına ulaştığım gibi kapı kulpuna sertçe asıldım. Tüm gücümle önce indirip sonra da kendime doğru çektiğim kapı kolunun hareketiyle tüm kalbimin duracağı ve beynimin şok darbesiyle sarsılacağı o ana şahit oldum.
Kapı açılmıyordu.
Tùm gücümle kapıya tekrar asıldım.
Kapının tekrardan gıdım oynamayışı gerçeği artık anlamamı sağladı.
Varlığından emin olamadığım tüm gücümle kapıya yumruk atmaya ve çığlıklarımla evi inletmeye başladım.
"İmdaaaaaaaaaaaaaat"
"Yardım ediiiiiiiiiiiiiiiiin"
"İmdaaaaaaaaaaaaaat"Yumruk yaptığım elimi kapıya tekrar geçirdim. Ama hiç bir sonuç vermedi.
"İmdaaaaaaaat"
Bu kapı niye açılmıyodu. Nereye düşmüştüm ben.
Artık ümidim tükendiğinde ve gücüm kalmadığını hissettiğimde pes etmiştim. Gözlerim az önce korkudan kaçtığım bedeni buldu.
Boş bakışları hala yerinde duruyordu. Neden böyle baktığını anlayamasam da merak etmiyordum. İstediğim tek şey buradan kurtulmaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUMA ÇEYREK KALA {+18}
RomanceElime dolanan kelepçeler bana benden korkması gereken kişinin ben olmadığımı anlattı. Üzerimi saran hastane önlüğü ise kaybedecek hiç bir şeyimin olmadığını hatırlattı bana. Vücuduma defalarca giren acı verici iğneler, insanların da benden korkm...