we'll meet again

12 4 5
                                    

 YuJun dağının içinde bir kadın ormanda ağaçlardan aşağı asılmış cesetleri toplamaları için General Xuan Zhen'in tapınağındaki orta cennet görevlilerini yönlendiriyordu. Xie Lian tarafından tanınmamak için kılık değiştirdiği için şuan o da Xuan Zhen sarayından bir görevliymiş gibi davranıyordu. Oysa ki General Xuan Zhen ondan başkası değildi. Etraftaki iğrenç ceset ve kan kokusu onu tiksindirdiği için biraz daha temiz hava almak için arkasındaki görevlilere emir verdikten sonra ormanın içine doğru ilerledi.

Xie Lian ve Nan Feng , daha doğrusu kılık değiştirmiş Nan Yang, hala tapınaktaki gelin cesetleri ile uğraşıyordu. Fu Yao kılığındaki Mu Qing tapınağın oradaki tanrısal ışığı gördükten sonra General Pei tapınağından birinin aşağıya yardım için indiğini düşündü. Pei soy ismi midesini kasılmalar gönderirken ağaçlardan birine sırtını yasladı. General Pei geçmişten beri çapkınlığı ile tanınıyordu. Ama aslında çok bilinmese de sadece tek bir çocuğu vardı ve bu çocuk sekiz yüzyıl önce karısını korumak için General Pei tapınaklarının birinin önünde can vermişti. Babasına kadın konularında hiç benzemese de onun yiğitliğine ve cesaretine sahipti Pei Xia Yue. 

Mu Qing bu sefer General Pei'nin başının fazlasıyla belaya gireceğini bilerek iç çekti. General Pei o yükseldiğinden beridir ona her konu da yardım etmeye çalışıyordu, çapkınlığı yüzünden değil ölmüş oğlunun canını verecek kadar çok sevdiği karısı olduğu için. Daha önce hiç sözü geçmese bile Pei Ming her zaman onu gelini olarak görmüş ,ona oğlunun emaneti olarak bakıyordu, ve öyle görmeye devam ediyordu. Hatta Mu Qing hakkında çıkan dedikoduların bazılarını da o fark etmeden susturmuştu. Ayrıca Mu Qing bu zamana kadar da sadece Pei Ming'e hamile olduğunu ve onu Pei Xia Yue öldükten sonra düşürdüğünü söylemişti.

Tapınaktan gelen hayalet gelinin çığlıklarına göre General Pei kendisi inmek yerine Xiao Pei'yi göndermişti. Xiao Pei yakın zamanda yükselmiş ve General Pei'nin uzaktan akrabası olduğu için aynı tapınakta tapınılmaya başlamışlardı. Mu Qing o çocuğa baktıkça içinde Pei Xia Yue'ya benzeyen bir şeyler uyandırıyordu. Onun alışkanlıkları, onun kılıç stili ,onun dövüş stili.. o kadar fazla benziyordu ki bir ara Mu Qing içten içe o çocuğun Pei Xia Yue'nun reenkarnasyon hali olup olmadığını ciddi bir şekilde düşünmüştü. Sonradan bu düşünceyi aklından tamamen silmişti çünkü parmağında ki yüzük, kemik külleri hala sapa sağlamdı. Aynı zamanda Pei Xia Yue general Pei tarafından eğitilmişti , Xiao Pei de büyük bir ihtimalle general Pei tarafından eğitilmişti. Ama Mu Qing bu konu da fazlasıyla yanıldığını daha sonra öğrenecekti.

Mu Qing yeniden istemsizce parmağındaki yüzüğü okşamak istedi ama sonra şuan Fu Yao kılığında olduğundan dolayı yüzüğün orda olmadığını fark etti. Yaslandığı ağaçtan doğrularak iç çekti. Geri dönmek için tam adım atacakken ormandan gelen yere bir serçenin yürümesi gibi belli belirsiz hafifçe basan ama sanki ona yakalamaya çalışırsanız içinden bir kartal çıkacak kadar değişken ayak sesleri duydu. Mu Qing kaşlarını çatarak bir kaç adım geriye gitti.

Burası ne kadar General Pei'nin bölgesi olsa ve ona bir şey olmayacağını bilse de onun asıl bölgesi güney batıydı. Ayrıca şuan orijinal formunda bile değildi! Ve az önce Ekselansları Xie Lian'ın ona ormanda kırmızılar içinde ve gümüş kelebekleri yöneten bir adamın eşlik ettiğini söylemişti.

Bu kırmızılar içindeki hayalet Hua Cheng'ten başka kim olabilirdi? Üç diyarın en korkulan hayalet krallarının başında ikinci sırada yer alıyordu. Tong Lu dağından çıkan ikinci hayalet kraldı ve cennetin başını fazlasıyla ağrıtıyordu.

Hua Cheng'in burada ne işi olduğunu bilmese de Hua Cheng'in onunla kesinlikle iyi bir ilişkisi yoktu.. hayır aslında nedeni bilmese bile araları gerçekten fazlasıyla kötüydü. Ve burası ,şuan ki durum, onunla karşılaşmak istediği son yerdi. Mu Qing aceleyle geri dönmek üzereyken ağaçların arasından bir dal kaldırıldı. Ağaçların arasından uzun boylu ve oldukça yakışıklı bir adam çıktı. Bu adam ne kırmızılar içindeydi ne de gümüş kelebekleri vardı. Bu adam simsiyah bir hanfu giyiyordu.  Üzerinde ayı yada kurt kürkünden olduğu anlaşılan büyük bir pelerin vardı. Vücudu pelerinin altından gözüktüğü kadar sıkı ve yapılıydı , o kıyafetlerin altında belirgin kaslar olduğu belliydi. Mu Qing bir anlığına nefes almayı unuttu. Yanlışlıkla yere düşmemek için yanındaki ağaca tutundu. Gözleri şaşkınlıkla irileşirken kılık değiştirdiğini ve şuan hala Fu Yao olduğunu bile neredeyse akından çıkıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 12 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Black SeaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin