9.Bölüm: Kıskançlık

19 3 0
                                    

Mem Ararat: Li Hêviya Baranê

RONA

Pişmanlık ...
Bu duygu belki de çoğu insanın hayatını kaydıran bir duyguydu.Benim hayatımı da alt üst edecek miydi? Etmişti. Ben sevdiğim adamın pişmanlığını kendi gözlerimle görmeme rağmen affetmiyordum. Çünkü ona hâlâ tam anlamıyla güvenmiyordum. Serger benim güvenimi yıkmıştı ve o güven kolay kolay kendine gelmezdi.Biliyordum , görüyordum ama güvenmiyordum.

" Buke, gel hadi yardım et! " Dildar Hanım'ın çağırışıyla kendime gelip onlara yardım etmeye gittim. Bugün Dilan yengenin ailesi gelecekti. Dilan ,Hazar abinin eşiydi. Hazar abinin bir kolu sakat diye ağalık ona değil Serger'deydi.Dilan'la evlenmeleri de biraz sorunlu olmuştu bundan dolayı çünkü Dilan'ın babası kolu sakat bir adama kızını vermek istememişti . Olaya büyükler ve aşiretler girince zorlada olsa evlilik olmuştu.
Eve Dilan'ın annesi ve kız kardeşi gelecekti.İçim huzursuzdu bugün nedenini de bilmiyordum.

Hazırlıklar ikindi vaktine doğru bitmiş , yemekler hazırlanmış herkes Dilan'ın ailesini bekliyordu.Avluda bulunan sedirde hepimiz otururken kapı çaldı. Kapının çalmasıyla Dilan yerinde zıpladı ve koşarak kapıya gitti. Konağın kapısı açıldı ve Dildar hanım yaşlarında bir kadın ve esmer bir kız göründü. Yanlarında da uzun boylu esmer bir adam girmişti. Onların girmesiyle hepimiz ayaklandık. Serger belimden tutmuş beni oraya yönlendirmişti. Belimden tutmasıyla titresemde belli etmemeye çalıştım . Tabi ondan bunun hesabını soracaktım.

Kayınbabam ve kayınvalidem sonra da sırayla hoşgeldiniz muhabbeti başlamıştı. Sıra benle Serger' e gelince kadın ilk başta Serger'le gülümseyerek selamlaşırken , bana gelince yüzünü buruşturdu. Yaptığı hareketle sağ kaşım yukarı kalktı.

" Ay yeni gelin sen misin ? Pek bir cılızmışsın sen! Serger oğlum , gerçekten bu kız mı?" Diye söylendi. Söyledikleriyle yüzüm kızarmaya başlamıştı sinirden . Hemen yanımdaki Serger'e baktım onun da gözleri beni bulurken hemen gözünü kaçırarak , kadına karşı konuşacakken sözünü kestim.

" Pardon teyzecim ama benim gayete fiziğim yerinde ve güzelliğimde dillere destan . Ben olmayacaktım da kim olacaktı? Siz mi ? Bunun için baya yaşlısınız ama !" Son sözleri söylememle başta Serger olmakla beraber konaktakilerden küçük bir kıkırdama oluştu. Yalnızca adını bilmediğim kadın ,kızı gülümsememişti ki , gülselerdi gerçekten artık bir sorun olduğunu düşünecektim.

Gülüşmeler durunca Dildar Hanım , 'misafirlerimizi' de alarak avluya geçti. Arkalarından bende gidicektim ki biri kolunu tutu. Kim olduğuna bakacaktım ki kokusundan Serger olduğunu anladım. Ne oldu diye kafamı sallamamla çapkınca gülümsedi ve kulağıma yaklaşarak ." Bu kendi savunmaların varya, ufff aşırı seksi oluyorsun karıcım ." Dedi ona ters bir bakış attım. " Hâlâ, hâlâ iyiki sana karşı öyle değilim yoksa halimiz ne olurdu?" Dedim dudağımı büzerek. Arkamı döndüm ve şalımı arkaya doğru attarak ilerledim. Arkamdan Serger'in gülme sesi geldi.

Akşam olmuş herkes yemek masasına oturmuştu. Bizde Dilan yengeyle servis yapıyordu sadece masada adını yeni öğrendiğim Hevi yoktu . Tam servisi bitirip oturacakken , Hevi gelmişti . Herkesin gözleri ona dönmüştü refleksle ama tabi bu sadece refleklesle değildi çünkü Hevi giydiği kısacık elbisesi ve göğüs dekoltesi ile herkesin ona bakmasını sağlamıştı. Tam ben yerime oturacakken Hevi hızla gelerek Serger'in yanına oturmuş ve bacaklarını üst üste atarak zaten kısa olan eteğini artık arşa çıkarmıştı. Herkes bir bana bir Hevi'ye bakarken , Serger ise tedirgin bakışlarını bana döndürmüştü.Sinirden yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim artık. Hızla Hevi'nin kolunu tutarak kaldırdım. Bunu yapmamla sanki öldurmüşüm gibi cırlaması bir oldu.

RONA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin