BÖLÜM-9

1 0 0
                                    

        Ertesi gün apartopar karakola gittim, memur beylere mektubu gösterdim. Üzerinde parmak izi olup olmadığına bakmaya gittiler, bende o  sırada memur beylerden aldığım Çağatay' ın telefonunu incelemek için parka gittim. Telefonu açtığımda şifresi yoktu " allah allah Çağatay şifre koymayacak kadar salak değil " diye içimden geçirdim, bu işte bir iş vardı, bu işin altından kimler çıkacaktı çok merak ediyordum. İlk olarak mesajlara baktım, boştu sonrasında ise sosyal medyalarını kurcaladım, orada da ilgi çekici birşey yoktu. Çok garipti, sanki Çağatay' ı öldürenler herşeyini yok etmişti. Son olarak notlar kısmına girdim ve bir metin vardı, tabiki okumak için tıkladım;

Ah Elifnaz AKORT , hiç vazgeçmeyeceksin, bu işin peşini bırak ve ölümü bekle. Çağatay bizim kim olduğumuzu biliyordu ve bizde mesajları yok ettik, asla öğrenemeyeceksin, ha bu arada o mektubun üzerindeki parmak izlerinin kardeşine ait olduğunu öğrenince ne yapacaksın acaba...

Son cümlesi beni şaşırtmıştı, hemen eve gittim ve Zeynebi çağırdım. Yaklaşık bir saat sonra Zeynep geldi, herşeyi ona gösterdim " kameralara bakalım, kimin bıraktığını görürüz " çok mantıklıydı. Hemen kameralara baktık. Mektubu bırakanı görünce kalbim sıkıştı, çünkü bırakan kişi Helin' di. " Elifnaz, gidip o mektubu almalıyız, yoksa Helin hapse girer, bunu istemezsin " nedense Zeynep bugün çok mantıklı konuşuyordu " tamam gidelim hadi " diyerek evden çıktık. Karakola geldik ve gizlice inceleme odasına girdik, neyseki mektuba sıra gelmemişti, onu alarak odadan çıktım. Tam dışarıya çıkacakken biri seslendi " Oooo kimler varmış burada, Elifnaz hanım bi sorun mu var ? "  bu ses memur Sedat' tan  geliyordu " Sedat bey, ne sorunu olacak ya " " ne bileyim, inceleme odasından çıkınca " beni görmüştü " odaları karıştırdımda " " hemen odama gelin, mektupla ilgili konuşacağım " beni  odasına çağırmasının sebebi neydi, mektupla ilgili ne söyleyecekti. " Söyle bakalım, o odada ne işin vardı ? "  " söyledim ya yanlışlıkla girdim " " bana yalan söylüyorsun" " hayır söylemiyorum " " bak açık konuşacağım, üzerinde kardeşinin parmak izinin olduğunu bile bile neden çaldın o mektubu" şaka gibiydi, Sedat herşeyi biliyordu " siz bunu nerden çıkarttınız  " " Çağatay' ın telefonunu bizde kurcaladık ve o notu okuduk, mektubu taradık ardından taranmamış gibi gösterdik, ben sizi daha erken bekliyordum fakat geciktiniz, sonuç olarak kardeşiniz tutuklanıyor " bu kadar söz karşısında şoka girmiştim doğal olarak, Sedat sandığımdan da zekiydi ve bu işe el atmam gerekiyordu " bak, eğer kardeşimi tutuklamazsanız size daha çok bilgi veririm, hatta yakalamanıza yardımcı olurum " " ben kimseden rüşvet almam fakat rüşvet teklif edenleri kapının önüne koyarım, şimdi sizi dışarı alalım " bu sözden sonra çok beklemeden dışarı çıktım " neredesin sen ? " diye sordu Zeynep " yakalandım, hemde çok kötü bir şekilde, acil eve gitmeliyiz  " olanları eve giderken anlattım ve planımıda anlattım. Eve girer girmez Helin'' in odasına çıktım  "hazırlan, kaçırıyorum seni" " bi dakika nereye gidiyoruz " " o mektubu senin bıraktığını polisler öğrendi ve şimdi seni tutuklamaya geliyorlar, sus ve hazırlan " diyerek kendi odama gittim. Artık ikimizde hazırdık, kapıya doğru geldiğimizde, kapı çaldı " açın kapıyı, polis " bu sesi duyunca hemen arka kapıya ilerledik ve oradan sessizce kaçtık.

Akşama doğru bi kayalığın oraya parkettim arabayı " anlat bakalım, kim yaptırdı sana bunu ? "  " Selin yaptırdı, geçen hafta verdi bu mektubu ve dünde mesaj attı" "mesaj mı attı ? Selin öldü geçen hafta çarşamba günü " " hayır ölmedi bak mesajına " telefonu aldım ve baktım, mesajlar gerçektende vardı, bir süre sonra çevrimiçi oldu  Selin sandığımız kişi ve mesaj attı ;

Selam Elifnaz, kardeşin çok safmış, baksana oyunumuza düştü hemen, şimdi kardeşin hapse girecek yazık sana...

Hep benden bir adım önde olmalarına sinir oluyordum " Bak başımıza ne işler açtın, şimdi birde seninle uğraşacağız" " ben sadece Selin' e yardımcı olmak istedim " " ama Selin öldü, sen bunu nasıl unutursun " " bak abla, ben senin kocamın sevgilisi olduğunu öğrendim, aklımdaki tüm yer bu bilgiyle dolu olduğu için yeni bilgiler alamıyorum" hep bunu söylemesi sinirimi bozuyordu " bana bak Helin, seni bırakırım polislerin eline, kalırsın ortada "  artık patlama noktasındaydım, aynı sözleri pişirip pişirip önüme koyuyordu...

O gece arabada uyumuştuk, daha doğrusu Helin uyumuştu. Sabaha kadar ne yapacağımı düşündüm,Helin' i Yunanistan'a kaçıracaktım. " Helin, bu akşam gidiyoruz " " nereye ? " " Seni botla Yunanistan' a kaçıracağız "
Herşey hazırdı, sadece akşam olmasını bekleyecektik, yakalanmadan gitmemiz lazımdı...

Beklediğimiz yerden ayrılmıştık ve bota doğru ileliyorduk " yakalanırsak ne olacak ? " " sen orasını düşünme, yakalanmayacağız " aynı korku benim içimdede vardı, yakalanırsak kardeşimi kurtarmam daha zor olurdu, o yüzden strateji değişikliğine başvuracaktım " şimdi mesaj geldi yarın gidecekmişiz " " peki " sadece peki demişti,
o bile kaderini kabullenmişti.

Nihayet saat gelmişti, uzak bir dağdan olanları izledim. Botun kalkmasına 1 dakika vardı,
on
dokuz
sekiz
inanıyorum polisler gelecekti
yedi
altı
beş
dört
hala ümidim vardı, birisi bize oyun oynuyordu
üç
iki
bir
işte, haklıydım, polisler geldiler ve sadece bizim bineceğimiz bota baktılar, botla kaçacağımızı sadece Irmak ve Zeynebe söylemiştim, Zeynep yapmayacağına göre, Irmak bir haindi.

Ertesi sabah Helin gözlerini çok farklı bir yerde açtı " ne işimiz var burada ? neden karakola geldik? " akşam polisleri çekmiştim, onu gösterdim " teslim olmaya geldik Helin "

Bu Kimin Kafası ¿Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin