Genç adam,yoğun ama akıcı trafikte yaklaşık 1 saat yol aldıktan sonra sorunsuz bir şekilde Ortaköy Meydan'ına geldiğinde,buluşmaları gereken saate 10 dakika kalmıştı."Neyse,daha ilk buluşmamızda geç kalmamayı başardım."
diye düşünerek,arabasını ara sokaklardan birine park edip indi ve herkesin "Ortaköy Camii"olarak bildiği,ancak asıl adı "Büyük Mecidiye Camii"olan camiye doğru ilerlemeye başladı.
Daha önce hiç yüzünü görmediği biriyle buluşmak için meydanın en bilinen yapısının önünde beklemek,mantıklı gelmişti.
Sonra,Çimen'in istediği gibi güzel bir banka oturup sohbet eder,birbirlerini daha yakından tanımaya çalışırlardı.Fakat ortada ciddi bir sorun vardı.Birbirlerini onca insan içinde nasıl fark edeceklerdi?
Sonunda cebinden telefonunu alarak kadına bir mesaj yazmaya karar verdi.
"Merhaba Çimen!Tekrar rahatsız ettiğim için kusura bakma.Ama şu an Ortaköy Camii'ne yaklaşıyorum ve üzerimde beyaz tişört,siyah-beyaz flanel gömlek,antrasit kargo pantolonla beyaz spor ayakkabılar var.Bu arada sarışınım.Senin de üzerindekileri tarif etmen mümkün mü?Yanlış anlama lütfen!Sadece seni daha kolay tanımak için üzerindekileri bilmek istedim."
diyen mesajını gönderdiği sırada camii de görünmüştü.
Fazla kalabalık olmayan,Çimen'in onu rahatça görebileceğini düşündüğü bir yerde durup,genç kadının cevabını beklemeye koyuldu.
Kısa sürede duşunu bitirip giyindikten sonra Elçin'le vedalaşarak Ortaköy'e doğru yola çıkan genç kadın,tam arabaya binmek üzereyken arkadaşının
"Bak yarın beni arayıp,olanı biteni en ince ayrıntısına kadar anlatmazsan,fena bozulurum canım."
diye ona takıldığını hatırlayınca,kendi kendine kıkırdamadan edememişti.
"Neyse ki,"Tamam ararım güzelim!"dediğimde,fazla uzatmadı."
diye mırıldandı.Aynı anda telefonundan mesaj bildirim sesi yükselince de,bakışlarını birkaç saniye yoldan çekerek arabanın ana ekranından genç adamın gönderdiği mesajı hızlıca okudu.
Trafik lambası şu an kırmızı olduğu için şanslıydı.Yine de çabuk olmaktan zarar gelmezdi.Okudukları,aklına edepsiz edepsiz düşünceler akın etmesine sebep olmuş,onu kahkahalara boğmuştu.
Zira,Türkçe öyle bir dildi ki,kelimelerin anlamlarını kolaylıkla başka yönlere çekebilirdiniz.Bu nedenle de özellikle yeni biriyle tanıştığınız zamanlarda yazarken ya da konuşurken çok dikkatli olmanız gerekirdi.
Ancak biraz düşününce,aklından geçenlerden utandı ve yüzü hafiften kızardı.Sonra da hızlıca kendi toparlayıp
"Adam ne yapsın kızım?Kıyafetini soracak tabii.Başka türlü birbirimizi kalabalığın içinde tanımamız mümkün mü?"
diye mırıldandı bu kez.
O arada trafik ışığı yeşile dönmüş,cevap yazması mümkün olmamıştı.Ama bunu önemsemedi.Nasılsa meydan yakındı,arabayı park edince yazardı artık.
Böyle düşünerek trafikte ilerlemeye devam etti.Yaklaşık 5 dakika içinde de arabasını uygun bir yere bırakıp indi ve Özgür'e kıyafetlerini tarif ettiği kısa bir mesaj gönderdi.Genç adamın
"Tamam,teşekkür ederim!"
diyen cevabı gelir gelmez,çevresine bakına bakına camiye doğru yürümeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE KUŞU
FanfictionÜniversitede Moleküler Biyoloji dersleri veren genç,yakışıklı öğretim üyesi Özgür ve güzel eczacı Çimen'in bir radyo programı sayesinde başlayan aşkları...Bu şahane kapak için @selinhantol arkadaşımıza çok çok teşekkürler ❤️❤️❤️