"Amınakoyayım Yoongi, ne yapacağımı şaşırdım oğlum. Harin ayrı dert, V ayrı dert."
Beyaz tenli adam parmaklarını kullanarak siyah tutamlarını geriye doğru taradı. Oturmakta olduğu koltukta iyice geriye doğru yaslanarak başını kolçağa dayadı.
"Ne yapacağını bilmiyorum ama ilk yapacağını biliyorum Jungkook."
Siyah saçları ve kedi gözleriyle kendisine bakan hyunguna çevirdi bakışlarını. Soru sorarcasına kaşlarını kaldırıp konuşmasını bekledi.
"V işini ne yaparsın bilemem. İster çocukla sevgili ol istersen yat, istersen götüne tekmeyi bas. Orasını bilemem. Tek bildiğim, Harin'den bir an önce ayrılman gerektiği."
Derin bir of çekti Jungkook. Diliyle, dudağındaki soğuk metal parçasını oynattı.
"Kolaydı sanki amınakoyayım."Omuzlarını silkti Yoongi.
"Salaksın sen. Elinde seninle sikişmeye meraklı bir afet var. Yani en azından afet diye umuyorum. Çocuğu al, kendi ailene ve kızın ailesine sevgilim diye yuttur. Bak bakalım kızlarını seninle evlendiriyorlar mı?"Jungkook, Yoongi'nin zihnine sızan kelimeleriyle birkaç dakika konuşmadan düşündü.
"İyi de, o zaman ailem de bana sırt çevirir. Onları kaybedemem. Ayrıca V'nin kim olduğunu bile bilmiyorum."
Min Yoongi gözlerini kısarak Jungkook'un oturduğu koltuğa adımladı. Yanına oturdu ve kollarını göğsünde kavuşturdu genç adam.
"V kişisi, her kimse, eminim seninle sevgili rolü yapmaya epey hevesli olacaktır. Diğer konuya gelirsen de, seni sen olduğun için kabul etmeyeceklerse ailen bile olsa aranızda mesafe olması çok sorun olmamalı Jungkook."
Jungkook, sıkıntılı haliye memnun olmadığı belirten nefesler vererek kalktı oturduğu yerden. Ne yapacağını bilmiyordu.
Harin'den kurtulmak zorundaydı ve bunu bir süre daha başaramazsa gözünü karartacak duruma gelmişti.
Önce son bir kez daha Harin ile konuşmaya çalışacaktı beyaz tenli genç adam. Her ne kadar kendisinden hiç hazzetmese de genç bir kadını yalanlarla dolu bir oyuna alet etmek içine sinmiyordu.
"Offf dünden sonra aklım daha da karışık."
Jungkook'un kendi kendine mırıldanması üzerine Yoongi kaşlarını kaldırdı.
"Dün? Ne oldu dün?"Jungkook kendi kendini ifşa ettiğini farkederek dudaklarını dişledi.
"Dün ben V'yi odama çağırdım."Yoongi'nin gözleri beklemediği şekilde faltaşı gibi açıldı.
"Nasıl yani?"Jungkook'un elleri başını buldu.
"Biraz.. Yakınlaştık işte.""Lan orospu evladı ne demek yakınlaştık! Hani kim olduğunu bilmiyordun?"
Gözlerini kaçırdı beyaz tenli oğlan. Siyah tutamlarını karıştırdı kemikli parmaklarıyla.
"Bilmiyorum zaten. Gözlerim kapalıydı."Yoongi'nin alaylı kahkahası sardı evin atmosferini.
"Lan ne demek gözlerim kapalıydı? Enayi misin amınakoyayım. Mal yemin ederim.""Ya bi sus aklım yerinde değildi zaten uçtum resmen."
"Oha lan o kadar mı iyiydi?"
Geriye yaslandı Jungkook. Diliyle piercingini oynattı.
"Aklım uçtu. Sadece sürtündü ve ben uçtum. Yemin ederim kim olduğumu unuttum Yoongi."Ufak bir kıkırdama bıraktı Yoongi. Daha önce arkadaşını hiç böyle şeylerden bahsederken görmemişti.
"Senden sıkılırsa bana yolla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Confusion
FanfictionSeul üniversitesinde öğretmen olan Jeon Jungkook, gecenin bir yarısı mesaj kutusuna düşen bildirimle, kendisine telefon şakası yapıldığını düşünür.