Confusion

6

"Siktiğimin esmeri."

Jeon Jungkook, üzerinde yalnıza boxerı ve dudakları arasındaki tek dal sigarasıyla yatağında oturmuş kendine gelmeye çalışıyordu. Kendini 18 yaşında bir ergen gibi hissediyor, baktığı birkaç fotoğraf ve dinlediği bir ses kaydıyla nasıl kendini rahatlattığını sorguluyordu.

Ne ara bu hale gelmişti?

Daha birkaç hafta önce tek derdi zorla nişanlandığı kadınla olan nişanı atabilmekken şimdi salak hormonlarına hakim olamıyordu. Esmer teni leziz görünen bir üniversite öğrencisi, kendisini adeta parmağında oynatıyordu ve Jungkook bundan kesinlikle memnun değildi.

Ama nedense kendisine söz geçirmeyi bir türlü başaramıyor ve durmadan saçma sapan durumlara giriyordu.

Biten sigarasını yanında duran küllüğe bastırıp söndürdü. Titreyen telefonuyla ayaklandı ve masanın üzerinde duran telefona ilerledi.

Yoongi hyungunun aradığını gördüğünde dudaklarını birbirine bastırdı ve aramayı yanıtladı.

"Efendim hyung."

Dudağındaki piercingi diliyle oynatırken kalçasını arkasındaki masaya yasladı beyaz tenli adam.

"Ben arayıp sormasam aklına geleceğimiz yok Jeon Jungkook."

"Üzgünüm hyung, sanırım bu ilişki daha fazla yürümez. Ayrılmamız en doğrusu."

Jungkook sırıtarak telefonu kulağına yasladı ve masanın üzerindeki paketten bir dal daha sigara çıkardı.

"Hayır, Jungkook. Konuşup anlaşabiliriz, aramızdaki yaşanan onca şeyi bu kadar kolayca kestirip atamazsın."

Hyungunun oyuncu ve neşeli sesi kulaklarını doldururken dudakları arasındaki zehrin ucunu alevlendirdi.

"Üzgünüm, bizim için en doğrusu bu."

Cümlelerinin ardından derin bir nefes çekti zehirli dumanından. Ardından havaya doğru üfledi.
"Keşke gerçekte de ayrılmak bu kadar kolay olsa."

"Jungkook, sizinki gerçek bir ilişki bile değil biliyorsun. Bir kere bile el ele bile tutuşmadınız siz, aileler yokken bir araya bile gelmediniz. Buna rağmen hala neden diretiyor bilmiyorum. Harin cidden ilginç bir kadın."

"Adam gibi karşıma alıp konuştum, istemiyorum seni atılacak bu nişan dedim ama basmıyor kafası. Bende anlamıyorum sebebini."

"Jeon Jungkook'dan vazgeçmek zor geliyor sanırım."

Dudaklarındaki sigarayı tekrar parmak uçlarına devretti ve hafifçe kıkırdadı Jungkook.

"Bana bu kadar hayransan seni altıma alabilirim hyung."

"Arsız velet, ayrıca eminim altına zevkle yatacak başka birini bulabiliriz."

Jungkook aklına esmerin gelmesiyle kaşlarını çattı. Aklını karıştırıyordu bu çocuk. Ne yapması gerektiği belliydi. Harin'den kurtulmalı ve yaşamına devam etmeliydi. Yalnız bir şekilde.

Yaslandığı masadan uzaklaştı ve birkaç adım atarak sigarasını birkaç dakika öncekine de yaptığı gibi küllüğe bastırdı.

"Sağol almayayım. Altıma yatacak birine ihtiyacım yok."

"Sen bilirsin Jungkookie, eğer bir gün semelikten vazgeçip uke olmaya razı gelirsen hyungun seni bekliyor."

Jungkook kıkırdayarak odasından çıktı ve mutfağa doğru ilerledi. Kendisine bir bardak su doldurmak istiyordu.

"Çok düşüncelisin hyung, teşekkür ederim."

Telefonu kulağı ve omzu arasında sıkıştırıp sürahiden bardağa su doldururken kulağı altındaki telefonu titredi. Doldurduğu bardağı tezgaha bırakıp ekrana baktı. Yine O mesaj atmıştı.