Hışımla kıyafet dolabıma doğru ilerledim. Çekmecelerden birini açıp rastgele bulduğum kravatlardan birini aldım ve heyecanla arkama döndüm.
Esmer ve leziz beden beyaz nevresimlerim arasında adeta parlıyordu. Odayı inlemeleri dolduruyor, çıkık kalçası üzerine atlamam için beni cezbediyordu.
Yüzüstü yatan bedenin kollarını iki elimle kavradığım gibi kravatı sıkıca önce bileklerine, sonra da yatak başlığına geçirdim.
Ellerini bağlamam hoşuna gitmemiş olacak ki, bileklerini oynatarak inledi. Öyle bir inliyordu ki içim titriyor, sadece onu dinleyerek boşalabileceğimi düşünüyordum.
Böyle devam ederse dayanamayacaktım ve onu hazırlamadan içine girecektim. Kendime zar zor engel oluyordum.
"Mmhhhmm Jungkook!"
İhtiyaçla inleyen çırılçıplak esmer bedene bakarak alt dudağımı dişlerim arasına sıkıştırdım.
"Seni öyle bir sikeceğim ki ağlaya ağlaya boşalacaksın, kollarımda bayılacaksın."
Aldığım yanıt tekrardan yüksek bir inleme olurken hızla pantolonumun fermuarını indirip bacaklarımdan sıyırdım. Tişörtümü de aynı hızda yerle buluşturup, yatağımda benim tarafımdan tüketilmeyi bekleyen bedene ilerledim.
Bacaklarını aralamış, pembe enfes deliği ortaya serilmişti. Beni ne kadar istediğinin kanıtı olan zevk suları deliğinden usulca hayalarına uzanırken derince yutkunup parmaklarımı kasılıp gevşeyen yuvaya uzattım.
"Siktir."
Gözlerimi aralayıp nerede olduğumu anlamaya çalıştım. İçimde inanılmaz bir volkan vardı sanki. Yanıyordum.
Herşey rüyaydı. Gerçekten yeni yetme bir velet gibi ıslak rüya görmüştüm. Yüzüstü yatan ve çehresi gizlenen beden V'den başkası değildi.
Bunun farkındalığıyla kendime küfrederek ellerimi yüzüme bastırdım ve sıvazlayarak kendime gelmeye çalıştım.
Ama bir sorun vardı. Önümdeki pike kelimenin tam anlamıyla ufak bir çadır oluşturmuştu. Tanrım! Resmen rüyamdan etkilenmiştim ve küçük Jungkook fena şekilde uçuşa geçmişti.
Kendime olan öfkemle hışımla yataktan kalkarak telefonumu elime aldım. Mesaj ve bildirimleri görmezden gelerek V'den gelen fotoğraflara girdim.
Banyoya doğru ilerlerken yapacağım şeyden pek hoşnut değildim ama... Cidden sağ elime kuvvetti...
~~~
"Evet, çalışma grubundakiler dersten sonra bir yere ayrılmasın. Detayları akşam konuşacağız."Lüle saçlı oğlan, istemsizce ofladı. Çok daha farklı şekilde hayal etmişti. Tabii ki de koskoca okulda Bay Jeon'un dersinden geçemeyen bir sürü öğrenci olacaktı.
Taehyung, Jungkook ile daha içli dışlı olacağı bir ders hayal etmişti ama porno filmi çekmiyorlardı sonuçta. Çalışma grubu epey kalabalıktı. Aptal Seul üniversitesi öğrencileri, diye düşündü Taehyung.
Keşke matematik yapamayan tek kişi kendisi olsaydı.
Kafasını kaldırıp amfiye baktı kıvırcık saçlı oğlan. Herkes Bay Jeon'un dağıttığı sayfalarca soruya gömülmüş durumdaydı.
Bay Jeon ise, kürsünün başında telefonuyla ilgileniyordu. Fırsat bu fırsat, diyerek telefonunu cebinden çıkardı Taehyung.
~
V:
Ne zaman ayrılıyorsunuz?~
Hafifçe sırıtarak Profesörün yüzüne çıkardı bakışlarını. Jungkook gelen bildirime önce kaşlarını çatmış, ardından dudaklarını birbirine bastırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Confusion
FanfictionSeul üniversitesinde öğretmen olan Jeon Jungkook, gecenin bir yarısı mesaj kutusuna düşen bildirimle, kendisine telefon şakası yapıldığını düşünür.