İki ay sonra New OrleansBu Dünya'nın erkeklere ait olduğunu söylerler, bazen gerçekten de öyledir. Kurtarılan her bir Çeyiz Kızı'nın yanı sıra sayısız kız son nefesini verdi. Fakat kadınlar sanılanın aksine çok daha hızlı iyileşirler.
Bazı kadınlar da şöyle söyleyeyim, kendisine baskı yapan erkekler kendisini kollasa iyi olur.
Lane kahvaltı tabağında çatalını gezdirdi, "Erkekler berbat." dedi.
Rebekah bardağına doldurduğu kanı yudumladı, "Kesinlikle, sadece yıkıp dökmekten anlarlar." dedi.
Klaus aceleci bir tavırla kızların kahvaltı masasına doğru yürüdü, "Siz ikiniz yine kadın birleşmesinden falan mı konuşuyorsunuz?" dedi.
Rebekah çatalı vampir hızıyla erkek kardeşine fırlattı ancak Klaus onu sadece iki parmağı ile tuttu. "Daha hızlı olmalısın kız kardeşim."
"Erkekler böyledir işte." dedi Rebekah yorgun bir şekilde iç çekerken.
Lane onların bu haline gülmeden duramadı, "Sana da günaydın, Klaus." dedi.
Uzun zaman sonra malikaneden kahkaha sesleri duyuluyordu, savaşın kısa soluklu bir arasıydı bütün bunlar ama bilmedikleri şey ise daha büyük bir savaşın geldiğiydi.
Klaus kız kardeşinin bardağını elinden aldı ve sonuna kadar içti, "Lane işin bittiyse artık çıkalım." dedi.
"Siz nereye gidiyorsunuz?" dedi Rebekah merakla, anlaşılan o da gelmek istiyordu.
"Şehrimde sakin bir gün geçirmek istiyorum sadece."
Lane peçete ile dudaklarını sildikten sonra ayağa kalktı, "Beni Davina ile tanıştıracağına söz vermiştin." dedi.
Klaus yorgun bir şekilde iç çekti, "Bir de ergen cadı ile görüşmemiz var." dedi.
Bu plan sarışın vampire sıkıcı gelmişti, "Ben gelmiyorum, çok sıkıcısınız." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
saorsa & klaus mikaelson
FanfictionLane, babasının ölümünden uzun süre sonra arkadaşlarının çağrısı üzerine Mystic Falls'a döner ancak köken vampirlerin hayatını bu kadar değiştireceğinden habersizdir. the originals fanfic by frenyth