Lane, babasının ölümünden uzun süre sonra arkadaşlarının çağrısı üzerine Mystic Falls'a döner ancak köken vampirlerin hayatını bu kadar değiştireceğinden habersizdir.
the originals fanfic by frenyth
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
———&———
Mikaelson ailesi yüzyıllardır bulaşılmaması gereken bir belaydı ancak köken vampirlerden çok daha kötüleri varsa onlar da cadılardı.
Dalliencourt cadıları ilk günden bu zamana kadar "deli ve zalim" gibi sıfatlarla anılırlardı. Bu ailenin sadece adının geçmesi bile vampirlerin dizlerinin titremesine yol açardı.
Mikaelson gibi korkusuz bir vampir ailesi bile onlarla ters düşmek istemezdi.
...
Hayley elindeki kokteyli köken vampirin üzerine fırlattı. "Benimle Lane yüzünden mi konuşmaya başladın?! Ben de seni diğer vampirlerden farklı sanmıştım!"
Elijah kızın bu tavrına karşı oldukça sakindi, peçete yardımı ile yüzünü temizledi. "Hayley seninle konuşma sebebim Lane değildi ama onun en yakın arkadaşı sensin. Bir şeyler biliyor olacağını düşündüm."
"Saçmalıyorsun. Ayrıca öyle bir şey olsa bile seninle gerçekten paylaşacağımı mı düşündün? Ben aptal değilim, Elijah." oturduğu yerden hızla kalktı. "Bir daha sakın yanıma yaklaşmaya kalkma."
Elijah itiraz etmedi, kızın peşinden koşmadı. Bu gibi durumlarla insanları yalnız bırakmanın daha iyi olacağını biliyordu ve peşinden koşmak sadece boşa zaman kaybıydı.
Hayley'nin inkar etmesine rağmen Elijah hala şüpheliydi ve melezin bir şeyler sakladığına inanıyordu.
Diğer taraftan Lane üzerine bir ağırlığın çöktüğünü hissetti. Ayaklarından başlayan bir karıncalanma hissi yavaşça bütün bedenini sardı.
Günlerden ulaşmak istediği o kapı ile arasında engel vardı ancak şu an o kapı kilitli değildi, sadece önünde birkaç adım vardı. Bembeyaz bir kapı, sonuna kadar açıktı ve kızı bekliyordu.
Lane kendisini kapının arkasındaki boşluğa hızla düşerken buldu. Yer, zaman veya mekan yoktu.
Sadece sonsuz karanlık.
Bir enerji boşluğuna düşüyordu, zihninde dolaşan fısıltılar o boşlukta bağırışlara dönüşmüştü.
"Kim olduğunu biliyorsun!" "Onlara merhamet etme!" "Aileni öldürdüler!" "Mikaelson ailesi seni yok edecek!" "Klaus Mikaelson senin sonun olacak!"
Lane gözlerini yavaşça araladı ve etrafına bakındı. Malikanedeki odasında değildi, kendi bilincinde olmasına rağmen fiziksel olarak hissedebildiği bir yerdeydi.
Temiz çimlerin üzerinde uzanıyordu, kuş cıvıltıları kulağına doldu. Masmavi saten gibi akan şelaleye baktı ve uzandığı yerden kalktı, hafif esen rüzgar saçlarında gezindi.