bölüm iki, şehir tarafından korunan melez

191 29 86
                                    


——&——

Lane buzdolabını karıştırdı, kahvaltıya dair en ufak bir şey arıyordu. Kız yorgun bir şekilde iç çekerek dolabı kapattı ve kahve makinesine döndü, anlaşılan bugünün kahvaltısı yine aynıydı.

Kahve lekeli beyaz kupayı çalkaladı, temizlendiği söylenemezdi ama kahve doldurmak için yeterdi. Bir yandan bilgisayarını açtı ve masanın üzerinde duran paketten sigarayı çıkardı.

Arama motoruna girdi ve kavgayı araştırmaya başladı, ailesi hakkındaki haberleri bulmaya çalışıyordu. En sonunda haber sitesinde benzer bir olay başlığı gördü, linke tıklayıp sayfanın yüklenmesi bekledi.

"Ne araştırıyorsun?"

Lane korkudan elindeki sigarayı düşürdü, boşta kalan eliyle ekranı kapattı. Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi, "Elijah, beni korkuttun." dedi.

Adam kızın karşısındaki sandalyeye oturdu, "Çok odaklanmış görünüyordun, bölmek istememiştim aslında ama konuşmak istiyorum." dedi.

Lane yere düşen sigarayı aldı ve izmariti temizledi, "Sorun yok, ne konuşmak istiyorsun?" dedi.

"Dün gece için kardeşim Niklaus'un adına özür dilerim, zor birisidir."

Lane ellerini masanın üzerinde birleştirdi, "Evet, beni boğazımdan tutup fırlatırken zor birisi olduğunu anladım." dedi ve bilgisayar ekranını tekrardan açtı.

"Lane sana burada kardeşimi açıklamaya çalışmayacağım, Mystic Falls'da onu çok iyi tanıdığını düşünüyorum. Sonuçta arkadaşlarına ve kuzenine çok fazla zarar verdi ama sen bir anda onunla New Orleans'a gelmeye karar verdin, karakterini çok iyi biliyorsun. Bunca sebebe rağmen neden Klaus'la bu şehire geldin?"

Lane adamın bakışlarındaki merakı görebiliyordu, resmen sorguluyordu.

"Bak Elijah, ben buraya Klaus için gelmedim ve bunu sen de çok iyi biliyorsun. Defalarca açıklamaktan sıkıldım ama sadece Kol'u geri getirmek istiyorum çünkü o sizin aksinize dürüst ve bana güveniyor."

Elijah bilgisayar ekranını tek işaret parmağı ile kapattı, "Başka bir sebebin yok mu Lane?" dedi.

"Hayır dedim, Elijah." dedi ve bilgisayarı topladı. "Şimdi izninle odaklanmaya ihtiyacım var, cadı işleri bilirsin."

Kız sandalyeden kalktı ve evden çıktı, bir an önce Hayley'nin yanına gitmek istiyordu. Bugün yine beraber batıklığa gideceklerdi, Hayley orada tuhaf bir kadını gördüğünü söylemişti. Lane en ufak bir ayrıntının bile ipucu olduğuna inanıyordu ve Hayley ile bu işin peşini bırakmayacaklardı.

Lane'in büyü yapması yasaktı ve bu yüzden Hayley'nin şehirde kalmasına yardım edemiyordu. Kız bataklıktaki tahta bir evde yaşıyordu, şimdilik o ev ona yetiyordu ama niyeti yasağın kalkması ile beraber tekrardan Fransız Mahallesi'ne yerleşmekti.

Rousseau adındaki barda buluşmak üzere anlaştılar, kısa süre sonra Hayley'de geldi.

Kız telaşla etrafa bakındı, "Lane uzun süre duramayacağımı biliyorsun, Marcel'in vampirleri her yerde." dedi.

Lane çantasındaki haritayı çıkardı, "Evet, biliyorum maalesef. Acele etmeliyiz, dün gittiğimiz yeri işaretledim. Tahminen bu bölgelerde olabilir." dedi.

Hayley haritayı kendisine çevirdi, "Olabilir ama bir de onun dışında, başka bir kurt vardı. Onu görmen gerekiyordu Lane, sanki gözlerimin içine bakarak bir şey anlatmaya çalışıyordu." dedi.

"O gördüğün kadını bulmamız gerek Hayley, en yakın zamanda ormanda aramaya çıkmalıyız."

Hayley bir yandan haritadaki önemli yerleri kırmızı kalemle işaretlerken, "Bilmiyorum Lane, tek başımıza çıkmak sence de mantıklı mı?" dedi.

saorsa & klaus mikaelsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin