[Peter Parker] Senseless - ÇEVİRİ

10

(PETER's POV)

Bu belki de bir evet ya da hayır sorusudur?

"Seni evine bırakmamam konusunda emin misin?" diye teklif ettim. "Gerçekten umurumda değil!" 

4 adet dolu market poşeti taşıyan Mila hafifçe gülümsedi ve başını salladı.

"Ama benim umrumda." dedi, "Sana söyledim, evim darmadağın ve bunu görmeni istemiyorum."

"Dağınık bir evde utanılacak bir şey yoktur."

"Evet var. Hoşçakal Peter."

"Güle güle Mila."

Caddenin karşısına geçerken onu izledim. Dağınık bir ev konusunda neden bu kadar savunmacı davrandığını bilmiyordum ama yargılayacak hakkım yoktu. Geçen seneye kadar düzenli olmaya başlamamıştım çünkü tembeldim. Ama nedense örümcek beni ısırdıktan sonra biraz ortalığı toparlamak istiyordum.

O gözden kaybolunca daireme ve odama geri döndüm. Telefonumu çıkardım ve meşgul olup olmadığını öğrenmek için Ned'i aradım. Yarım saat sonra odamdaydı ve kedi belgeseli izliyorduk.

"Tombul bir kedi." diye mırıldandım, ekranda şişman bir kedi yavrusu belirdiğinde. "Onu istiyorum."

Ned onaylayarak başını salladı, gözleri önündeki gösteriye kilitlenmişti. Birkaç saat sonra telefonum çalmaya başladı. Ned hariç kimse beni aramadığı için kaşlarımı kaldırdım. 

"Alo?" diye sordum, telefonumu elime aldığımda.

"Hey Parker."

"Mila?"

"Evet." Diğer hattan konuştu, sözleri neredeyse fark edilmiyordu.

"Ağzın yemekle dolu gibi konuşuyorsun." dedim daha önce aldığı nutella kavanozlarını hayal ederek.

"Çünkü öyle."

"Oh... Peki numaramı nereden buldun?"

"Hmm, sarı sayfalardan aldım."

"Oh, tamam. Ne oldu?"

"Hiç bir şey. Sadece seninle konuşmak istedim."

Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki sustum. Konuşmayı duyabilen Ned heyecanla bir aşağı bir yukarı zıplıyordu.

"DOSTUM, ONA ÇIKMA TEKLİFİ ETMEK ZORUNDASIN!" diye yüksek sesle fısıldadı.

Telefonumun hoparlörünü kapattım ve başımı salladım.

"Mümkün değil."

"Hadi dostum, yap şunu!"

"Eğer hayır derse seni öldürürüm."

Elimi hoparlörden çekip tekrar kulağıma götürdüm. Mila diğer tarafta sabırla bekliyordu. Kalbim hala hızla atıyordu ve yutkundum.

"Yani..... şey, yarın takılmak ister misin?"

"Elbette, Ned'i tekrar getirecek misin?"

Ned hayır anlamında başını salladı ve ellerini salladı. Ona kızgın bir bakış attım ve telefonuma geri döndüm.

"Hayır... Sadece biz oluruz düşünüyordum? Bekle, Date falan gibi değil! Tıpkı arkadaşlar gibi..."

"Bunu çok isterim Pete."

"S-sen ister misin?"

"İsterim."

...........

"Dostum, onu bir daha gördüğümde ne diyeceğimi bilmiyorum ya benden nefret ediyorsa ve sadece bana acıdığı için evet diyorsa korkuyorum Ned yardım et lütfen bana bunu neden yaptırdın?!?!?!? "

Sınıfımda dolaşıp Mila'nın gelmesini bekliyordum. Belli bir nedenden dolayı tüm derslerimdeydi, umurumda değildi ama onu gördüğümde ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Dostum, sakin ol," dedi Ned, "gerçekten seninle takılmak istediğini söyledi!"

"Evet ama bana acıyor olabilir!!!"

"İnan bana, eğer öyle olsa şaşırmazdım ama bu sefer gerçek olduğunu düşünüyorum."

"Az önce bana iltifat ederek mi hakaret ettin?" Somurtarak nefesimi tuttum.

"Aslında sana asla iltifat etmedim, sadece hakaret ettim."

"Dostum, beni daha iyi hissettirme konusunda en kötüsün."

"Bu yüzden ben de denemiyorum."

Gözlerimi devirip koltuğa çöktüm. Mila'yı nereye götürecektim ki? Sinemaya gitmiyor, belli ki klişe şeylerden de hoşlanmıyor... Peki ya müze?

Ne yapacağımı bilemediğim için gözlerimi ovuşturdum. Dersin başlamasına hâlâ 30 dakikam vardı, sanırım internetten yardım isteyebilirim. Safariyi açtım ve 'güzel bir kızın götürülebileceği yerler' yazdım.

Tahmin ettiğim gibi sadece klişe şeyler ortaya çıktı. Neden biri bir kızı ilk randevusuna çıkaracağımı düşünsün ki - kusura bakmayın, takılmak için, geceleri yıldızları seyretmek için? Yani, bugün cumaydı, sanırım geç saatlere kadar dışarıda kalmak bir seçenekti.

Köşede yayınlanan bir reklamla karşılaşınca seçenekler listesini aşağı kaydırmaya başladım. Kusursuzdu. Görünüşe göre bugün özel bir tur yapılıyordu ve kontenjan sınırlıydı. Bu mükemmeldi! Bağlantıya bastım ve hemen bir web sitesine yönlendirildim.

Ekranın üst kısmında siyah renkte büyük bir başlık vardı.

STARK TOWER TURU