Bu sadece bir görev.
"Peki sistemde toplam 12 birim enerji varsa ve 4 tanesi sürtünmeye aktarılırsa son kısımda ne kadar kalır?" diye sordu öğretmen. "Cevabı bilen var mı?"
Yanımda oturan Peter'a bir bakış attım. Eli havaya kalkarken gözleri heyecanla parlıyordu.
"Bay Parker?"
"3 Joule çekim enerjisi ve 5 birim Kinetik!" diye cevapladı.
"Bir kez daha doğru, ama bir dahaki sefere soruyu Peter'dan başka biri yanıtlasın." diye söylendi bakışlarını sınıfta gezdirirken.
Odadaki herkes sıkılmış ve ölü gibi görünüyordu ki bu hiç mantıklı değildi çünkü fizik muhteşemdi. Benim bütün bunları zaten öğrenmiş olduğum ve yeniden öğrenmeme gerek olmadığı gerçeği dışında.
"Tamam, sizi kovmadan önceki son sorum." Öndeki bayan, "Merkezcil kuvvet ile merkezkaç kuvveti arasındaki fark nedir?" dedi.
Kimse elini kaldırmadı, Peter bile. Benim yaşımdaki bu insanların temel bir soruyu bile cevaplayamamaları beni biraz üzmüştü. Babamın emirlerini hiçe sayarak elimi havaya kaldırdım. Kendimi tutamamıştım, kimsenin bunu bilmemesi beni rahatsız ediyordu.
"Bayan Waters?"
"Merkezcil ivme, bir nesnenin bir yay boyunca belirli bir hızla giderken yaşadığı ivmedir. Merkezcil ivme yayın merkezine doğru işaret eder. Merkezkaç kuvveti, dizginlenmemiş bir nesnenin bir yay etrafında hareket ederken deneyimlediği hayali kuvvettir. Bu kuvvet etki eder. Örneğin, eğer bir araba sağa keskin bir dönüş yaparsa, yolcular koltuklarında dönüşün ortasından sola doğru kayma eğiliminde olacaklardır. Bu, merkezkaç kuvveti olarak tanımlanır." dedim bir an bile durmadan.
Öğretmen dahil herkes bana şaşkınca bakıyordu. Omuzlarımı silktim ve defterime baktım.
.........
"Benimle dalga geçiyorsun, değil mi?" Peter İngilizce sınıfına girerken söyleniyordu. "Sen de benim İngilizce sınıfımda mısın?!"
İç çektim ve ona bir gülümseme gönderdim.
"Hayır, sadece bu sınıfta eğlenmek için oturmayı seviyorum." diye şaka yaptım. "Elbette sınıf kaptanınız benim."
"Mümkün değil!" dedi neşeyle. "Ama sınıf arkadaşı olabiliriz!"
Hafifçe güldüm. Bu adam çok aptal bir salaktı. Ama benimle aynı sınıfta olacağı için bu kadar heyecanlı olmasını çok sevimli buldum. Neredeyse iron man kostümü için yeni parçalar ekleyen babam kadar heyecanlı görünüyordu.
"Peki, b-benimle D-delmar'a gitmek i-ister misin?" diye sordu Peter kolunu ovuşturarak. "Okuldan sonra?"
Başımı salladım ve güldüm. Bunu bana sorduğu için çok gergindi ve bunun için hiçbir nedeni yoktu. Zaten onu oraya kadar takip etmem gerektiğini bilmiyordu, bu yüzden artık o kadar da ürkütücü gelmiyordu.
Bana 'lanet olsun, evet demeni beklemiyordum' diye bağıran aptal bir bakış attı. Kelimeleri okuyormuş gibi yaparak kitabıma geri döndüm. Telefonunu çıkarıp arkadaşı Ned'e mesaj attığını gördüm.
- Dostum, az önce Mila'ya Delmars'a gitmeyi teklif ettim.
- LANET OLSUN EVET DEDİ.
- Sanırım ilerleme kaydediyoruz!!!!!
- :)
Mesajlarına hafifçe gülümsedim. Onu izlemediğimi sanıyordu ama gerçekte telefon ekranını mükemmel bir şekilde görebiliyordum. Yani bunun bir randevu olduğunu mu düşünüyordu?
Yavaş ol örümcek çocuk, yeni tanıştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[Peter Parker] Senseless - ÇEVİRİ
Fanfiction❝Nora Parker mı? Bunu söylemesi hoşuma gitti.❞ ❝Evet, benim de.❞ Bu kitap kingdombyer tarafından yazılmıştır tüm haklarına sahiptir. (This book was written by kingdombyer and has all rights.)