Tekrar merhabalar efenimm,
Kitabın hak ettiği değeri görmediğini düşünüyorum ve bu benim yazma isteğimi kırıyor kendi kendime yazıyormuş gibi hissediyorum. Belki bi dahaki bölüm gelmez bile,
Neyse...
Fotoğraf koymaya çalıştım fakat olmadı bölümü okuduktan sonra Google'ye Merida yazarsaniz anlayacaksinizz
Oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayinn!!Keyifli okumalarr🎶
Çagandan
Herkes vardı yanımda ama o, o yoktu. Ve ben bu kadar kişinin arasında onu arıyordum. O sadece burda olsa konuşmasa sadece dursa bile yeterdi benim için, ama yoktu işte.
En son yanımdan ayrılmasının üzerinden 3 - 4 saat geçmişti. Nereye kaybolduğunu merak ediyordum. Fakat soramazdım bile. Yanımda bu kadar kalmış olması bile bir mucizeydi benim için.Elimin üstünde hissettiğim elin sahibine döndüğünde bakışlarım, tabikide Alin'i gördüm. Geldiğinden beri benimle ilgileniyordu. Beni sevdiğini biliyordum elbet. Fakat ben ona hiç o gözle bakmamıştım, bakamamıştım.
Babam onunla evlenmemi istiyordu. Onu istemememin en büyük sebebide buydu. Babamın dediklerine göre hareket etmek istemiyordum. Tabi bunların hiçbirini ona söyleyememiştim, kalbini kırmamak için.Elimden geldiğince ona ümit vermemeye çalışıyordum. Halbuki Bir bakış bile yeterdi bazılarının ümitlenmesi için...
Akşam olduğunda bir tek Emine abla kalmıştı yanımda. Emine abla elini omzuma attığında bakışlarım ona döndü. "Bir şey var değil mi oğlum başka bir şey var." burukça gülümsedim nasılda tanıyordu. "Var Emine Abla var..." sıkıntıyla nefesimi verdiğimde anlatmamı bekliyordu."Şu motorlu kız, hatırlıyor musun?" hatırlaması için beklediğimde konuştu "Hatırlıyorum tabi," geri önüme döndüm devam etmeden önce "Ben o kızın evinde kalıyordum." o araya girmeden devam ettim. "Şu an soru yağmurunun sırası değil abla, Annemi buraya getirdiğimizden beri o yanımdaydı fakat bir anda yok oldu ve ben onun yokluğunu en derinlerimde hissediyorum abla." ellerimi yüzüme dayadığımda o konuştu.
"Sen baya baya seviyorsun anlaşılan bu kızı oğlum." yüzümü sıvazladım "Seviyorumda noluyor sanki abla," bi bok olmuyor "O sevmiyor anlaşılan seni." sözleri kafamda yankılandı. O sevmiyor anlaşılan seni...
"Bilmiyorum ki abla bir gün başımı okşayıp sarılıyor ertesi gün gidiyor. Anlayamıyorum bir türlü ve bu durum beni öyle yoruyor ki..." omzumu sıvazladığında başımı ona çevirdim. "Derler en büyük yaralardan biridir karşılıksız sevgi, şifası zor bulunur." Yüzümdeki buruk gülümsemeyle geri önüme dönerken ağırca başımı salladım sözlerine karşılık, "Öyle abla, öyle..."
🎼
Annem ertesi gün uyandığında normal odaya almışlardı sonunda. Annem tekrar eve dönmemi istemişti. İtiraz etmek için ağzımı açtığım sırada durumunu öne atmıştı ve çaresiz kabul etmiştim.
Kapı çalındığında bakışlarımız kapıya döndü. İçim ümitle dolduğunda bakışlarım merak dolmuştu. Fakat içeri giren Alin ile birlikte uğradığım hayal kırıklığı tarif edilemezdi...
Alin annemin yanına ilerlediği sırada telefonumun çalmasıyla odanın dışına çıktım. Arayan Yağız'dı. "Efendim?" içimdeki ufak bir ümit o çıkar diye beklerken Yağız'ın konuşmasıyla yok oldu. "Çağan, kusura bakma kardeşim yeni haberim oldu. Geçmiş olsun, durumu nasıl annenin?" Acaba o mu söylemişti Yağız'a? "Sağol kardeşim, şuan iyi normal odaya aldılar." Bir süre ses gelmedi. "Nasıl olmuş peki?" Nasıl söylerdim babamın vurduğunu? "Bende bilmiyorum tam olarak ben geldiğimde ambulansa bindiriyorlardı." yalan değildi aslında tam olarak nasıl geliştiğini bilmiyordum. "Anladım, yapabileceğim bir şey var mı?" Ne yapabilirsin ki Yağız ne yapabiliriz ki.. "Eyvallah, çok sağol" ardından her zaman burda olduğunu, destek olduğunu belirtti ve vedalaştık...