Öncelikle kitapta küfür ve argo kelimeler bulunmaktadır bunun bir kurgu olduğu bilincinde yorum yaparsanız sevinirim. Kulüpte çalan şarkı yukarıdaki şarkı çok uğraştım oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın, keyifli okumalar..
Kulağıma telefonumun melodisinin gelmesiyle uyandım. Doğrulup telefonu elime aldığımda Beratın aradığını gördüm. Aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüm."Efendim Berat" "Sonunda teşrif edebildiniz hazretleri!"cırtlak sesini duyduğumda bi küfür savurdum "Kulağımı... Uyuyodum olm" "Yuh amk saatin kaç olduğundan haberin yok senin herhalde" telfonu kulağımdan çekip saate baktım NE 19.00 ekranda gördüm rakamlarla şok oldum ne ara bu kadar geçmişti ki "Ne ara o kadar oldu ln" "Ohoooo sen daha uyu" "Sende gece yatmasaydım görürdüm seni ben" "gEcE yAtMaSaYdIn GöRüRdÜm SeNi BeN" diye beni taklit ettiğinde bıkkınlıkla nefesimi verdim "Neyse sen beni niçin aramıştın" "Biz çocuklarla Yağız'ın kulübe gidicez gelirsen diye aramıştım" Yağız Beratın arkadaşıydı tanışmışlığımız vardı ama o kadar konuşmuyorduk."Bi düşinim bakarız" "İyi sen bilirsin görüşürüz" "Görüşürüz" diyip telefonu kapattım.
Dün babamla tartışıp evden çekip gitmiştim herzamanki gibi, aslında çoğu kişi dışardan baksa benim yerimde olmak ister çünkü sadece sahneyi görürler kimse sahne arkasını görmez, görmek istemez. Herkes sizi dışardan mutlu sanar ama kimse bilmez sizin içinizdeki yangını, yaşadığınız sorunları herkes paraya bakar. Paran varmı tamam sen mutlusun ozaman, altında araban özgürsün sen ozaman, ne kadarda kolay keşke herşey dışardan gözüktüğü kadar toz pembe olsaydı keşke
Kapımın çalınmasıyla daldığım düşüncelerden çıktım. Gelen büyük ihtimalle Emine ablaydı "Gel" dememle içeri Emine abla girdi ve tahminim doğrulandı. "Çağan oğlum hiçbir şey yemedin sabahtan beri annenle baban yedi istersen sanada bir şeyler hazırlayım" çağırmamışlardı hoş çağırsalarda inmezdim oturmazdım o sofraya "Yok Emine abla zaten birazdan çıkıcam dışarda yerim bir şeyler merak etme" "Oğlum hep böyle diyorsun. Yoksa artık yemeklerimi beğenmiyormusun" gidip yanına sarıldım "Aşk olsun Emine abla hiç öyle şey olurmu senin yemeklerin her zaman gözümde 1. Hem bazen düşünüyorum acep senin için bi Master Chef'e mi başvursak diye" geri çekilip omzuma vurup güldü. "Abartma oğlum sende o kadarda diğiliz" "Valla benim gözümde öylesin" diyip göz kırptım. "Neyse ben aşağı inim kızlar tatlı yapcaklardı bi bakim onlara" diyip gitti.Kapıyı kapatıp dolabıma döndüm. Kalın ve rahat bi sweat ve altınada eşofman alıp giydim parfümü sıkıp montum ve arabamın anahtarını alıp aşağı indim. Salona bakmadan mutfağa girip Emine ablayı alnından öpüp çıktım benim annem gibiydi Emine abla, bebekliğimden beri benimle ilgileniyordu sağolsun. Arabama binip çalıştırdım ve evin önünden ayrıldım. Hoş ev denebilirmi pek bilmiyorum. Saate baktığımda kulübün başlamasına daha vardı. Yolumu değiştirip biraz dolaştım gerçi daha çok sinirimi atmak istiyor gibiydim. En son sahile çektim ve aşağı indim temiz havayı içime çektim. Denize bakan banklardan birine oturdum. Ve denizi seyretmeye koyuldum dalgaların karaya çarpışını, bugün şansıma dalgalarda hırçındı tıpkı benim gibi..
Tek bi farkla ben gösteremezdim onlar gibi, sakin gözükürdüm ama içim, içim çok farklıydı çok farklı
Orda kaç dakika geçti bilmiyorum aklıma saate bakmak geldiğinde kolumu kaldırdım. Kulüp çoktan açılmıştı ama sıkıntı yoktu geceye kadar açıktı. Banktan kalkıp arabama bindim ve kulübe doğru yola koyuldum.Arabamı kulübün önüne park ettim ve arabadan indim. Buraya çok sık gelmezdim nadiren gelirdim çünkü burda hep tanıdıklar olurdu ve ben yalnız kalmak isterdim hissettiğim gibi..
Kulübe girdiğimde sahnenin orda bizimkileri gördüm kendi aralarında konuşuyolardı çok istemesemde oraya doğru ilerledim. Anıl beni fark edince gülerek bir şeyler söyledi. Tüm hepsi bana döndü bi sandalye çekip oturdum. "Bizde tam diyorduk Çağan nerde Berkalp gelmez dedi" Berat'ın dedikleriyle birlikte bakışlarım Berkalp'e döndü. "Ama geldim" dedim ve bakışlarımı Berat'a çevirdim. Elindeki içkiyi bana uzattı. "İçmezmisin?" başımla teklifini reddettim burda içmek istemiyordum çünkü birazdan olacakları biliyordum. Biraz sonra kulağıma gelen melodiyle bakışlarım sahneye çevrildi. Sevdiğim bir şarkıydı sözsüzdü ama hissedebiliyordunuz şarkıyı zaten en güzelide buydu.
Fakat daha sonra fark etmediğim birşeyi fark ettim. Sahnenin karanlık köşesinde kapşonlu biri çalıyordu pianoyu kendini belli etmek istemiyordu kimse görmesin istitordu onu ama ben görmüştüm onu.
Acaba kızmıydı yoksa erkekmi . O an o kadar çok merak ettimki yüzünü, çok meraklı biri diğildim ama merak ettim.O pianonun tuşlarına dokunan ellerin sahibini merak ettim. Nasıl fark edememiştim onu bu zamana kadar tuşlara basan parmakları şarkının yükselme yerlerinde sert basıyordu sanki sinirini birşeyden çıkarmak istiyor gibiydi Berat seslenene kadar daldığımı fark etmemiştim. "Lan olum aloo sana diyorum Çağan" bakışlarımı ona çevirdim "Noldu" "Sence Berkay şu kızı tavlayabilirmi?" Eliyle bir yeri gösteriyordu. Sarhoş olduğu için kelimeler ağzından bozuk çıkıyordu Berkalp'in ismini bile söyleyemiyordu. Gösterdiği yere baktım bir kız oturuyordu ve sarhoş olduğu belliydi "Bilmem" dedim umursamaz bi tavırla, önüme döndüm. Gözlerini devirdi "Ben tavlayamaz diyorum" Anıl ise "Bence tavlar" dedi. Ozan da tavlar dedi. Berkalp Berat'a meydan okuyucu bakışlar attıktan sonra elindeki kadehi kafasına dikip kızın yanına doğru yürüdü kafamı olumsuz anlamda sallayarak önüme döndüm.Ve tekrar ona çevirdim bakışlarımı bir kaç saat sonra teker teker hepsi ayrılmaya başladı ben gitmedim hiçbir yere orda ona bakmaya devam ettim ah bi yüzünü görsem o kadar merak ediyordum ki, kulüp kapanıyordu artık kimse kalmamıştı. Birinin adımı seslenmesiyle sesin geldiği yöne çevirdim başımı Yağız'dı bana doğru geliyordu. "Kapatıyoruz artık sen bu kadar kalmazdın hayırdır?" Fırsat bu fırsattı şu şahısıda öğrenebilirdim. "Şu arkada köşede piano çalan kim?" "Kendin öğren" "Neden söylemiyorsun ki" "Kendisi öyle istiyor çünkü" gizlenmek istiodu ayağa kalktım. "Zaten kulüp kapanıyo şimdi görürüm kimmiş" alayla güldü. "Tabi çıkarsa" kaşlarımı çattım "Nasıl yani?" "O külüpte biraz daha kalır kapandıktan sonra takılır biraz sonra gider eve" kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırdım. Demek ki Yağız ona güveniodu. "Beklerim o zaman sorun değil" ona veda edip kulüpten çıktım. Kulübün biraz ilerisindeki kokoreçciden kokoreç aldım mis gibi yapıyordu buranın sahibi yiyip parasını bıraktım. "Ellerine sağlık" dedim adama "o da "Afiyet olsun" diye yanıtladı. Ordan çıktım az ileride kaldırıma oturdum ve beklemeye başladım..
TUANADAN
Sabah kalktığımda öğlendi. Bu benim normal uyanma zamanımdı uyku düzenim böyleydi gece geç geliyordum bu yüzdende öğlen kalkıyordum. Elimi yüzümü yıkayıp çıktım dışarda bir şeyler atıştırırdım. Bisikletime baktım ama sonra koşmaya karar verdim kulaklıklarımı takıp yola çıktım. İlerde benim simitçi görününce biraz soluklanmanın ve bir şeyler yemenin iyi olcağını düşünüp iki tane simit aldım bu sırada etrafa ruhsuz bakışlarımı atmaya devam ediyordum. Simiti alıp banka oturdum bazen vapura binerdim. Fakat çok kalabalık olduğu için bugün binmedim. Denizin dibinde olan bir banka oturdum önce kendi simidimi yedim daha sonra diğer simidi bölüp parça parça denize attım. Hemen martılar gelmişti sonuçta onlarda bir candı.
O an aklıma gelen şeyle kendime lanet ettim hay ben şu kafamı.... Nasıl unuturum ya. Ben her zaman çıktığımda evimin önündeki kaba mama koyardım dostlarım için kafayı yicem şimdi, yazık beklemişlerdir şimdi ama geri de dönemezdim kulüp açılcaktı, mecbur erken çıkacaktım. O yüzden erken gitmeye karar verdim kulübe 1 saat önce gittim. Kulübün iki tane anahtarı vardı biri bende biri Yağız'daydı. Piano çaldım önce o tuşlara dokunuşumda çıkan mükemmel notaları dinledim bir süre sonra gitara geçtim ve en son bateriye geçtim. Sinirimi çıkarmak istercesine vurdum. Ama nafileydi geçmezdi sinirim.
Bana bunları çalmayı öğrenmemi sağladığı için Yağız'a minnettardım. Onla yetimhanede tanışmıştım kimse yokken o vardı yanımda sırf bunun için bile minnettardım ona fakat daha sonra o kurtuldu evlatlık aldılar onu o zaman o kadar çok istemiştim ki onunla ikiz olmayı ben okuldayken almışlardı evlatlık o gün geldiğimde yurdu ayağa kaldırmıştım tabi sonucunda cezada almıştım Yağız terk edilmişti güven sorunu vardı. Ama biz aştık o sorunu iyiki tanımışım onu can dostumdu manevi ikizimdi. Tabi daha sonra tesadüfen karşılaştık hayatımın en güzel tesadüfüydü sonra işler buraya kadar gelmişti..
Kulüp açılalı saatler olmuştu. Ve birisi saatlerdir bana bakıyordu ilk defa yaşamıyordum ama genelde beni kimse fark etmezdi etselerde hiç biri bu kadar uzun bakmamıştı. Büyük ihtimalle onu fark etmediğimi sanıyordu.
Kulüp kapanıyordu artık ama hala o adını bile bilmediğim kişi gitmemiş beni izlemeye devam ediodu hayır yani yüzümü bile görmüyordu bir insan bir insanı neden bu kadar uzun süre izler ki arkadaşları da gitmişti çoktan, ama umrunda değildi. Ayağa kalktı Yağız'lamı konuşuyordu o neyse banane be, Yağız'ın arkadaşlarıyla ilgilenmiyordum. O da benimkilerle gerçi benim olmadığı için sıkıntı yoktu. Çocuk gitti herkes gitti Yağız'da bana selam verip gitti. Keşke sorsaydım ama sonra niye sordun falan derdi uğraşamazdım. Biraz daha çalıp her zamankinden erken çıktım mama koymam gerekti. Kulubün kapısını kitledim kulüp yer altında olduğu için çok belli olmuyordu..
ÇAĞANDAN
Kulüp kapandıktan 1 saat sonra çıkmıştı hala kapüşonluydu yani ne var çıkarsan. Yürümeye başladığında bende arkasından yürümeye başladım ama mesafe vardı anlamasını istemiodum e o zaman nasıl tanışcaktım off. Bi sokağa indi bende peşinden girdim derken bir anda kendimi duvarda buldum. Biri boğazıma kolunu yaslamıştı. Gözümü açtığımda ikinci bir şok geçirdim bu oydu kulüpteki şahıstı..