British Girl | Charles Leclerc

Got the job

Uyandığımda o gün gelene kadar hissetmediğim bir heyecan içerisindeydim. Yataktan hazırlanmak için kalkmıştım. Altıma siyah keten bir pantolon, üstüme ise şık straplez bir üst giymiştim. Nede olsa iş görüşmesine gidecektim.
Otelin açık büfesinden kahvaltılık bir şeyler atıştırmıştım. Kahvaltımı ederken arayıp arabanın birazdan beni almaya geleceğini haber vermişlerdi.
                                            •••
Şoföre "Teşekkür ederim, iyi günler." deyip arabadan inmiştim. İşte karşımda o bina duruyordu. Yıllardır içerdeki ekibin bir parçası olmak için didindiğim bina... İçeri girdiğimde Mia Djacic karşımdaydı.
"Scarlett hanım hoşgeldiniz."
D
"Ah, hanıma gerek yok." Dedim gülerek.
"Hoşbuldum, çok memnun oldum tanıştığıma."

"Ben de, ben de. Bir kahve içelim mi yoksa görüşmeye mi geçelim istersiniz?"

"Kahveye hayır demem." Stresimin azalmasına yardımcı olur diye düşünmüştüm. Mia, takımın PR işlerine bakıyordu. En başından beri de benimle o ilgilenmişti.
Kafeteryaya geçecektik ki arkadan biri bize seslendi.

"Mia, arkadaşımı benden çalıyor musun yoksa?"

"Kafeteryaya geçiyoruz, görüşme öncesi bi' İtalyan kahvesi içelim dedik. Katılmaz mısın bize?"

Charles'ın yüzünde çok mutlu bir ifade vardı. Burada olmam onu sevindirmişti anlaşılan. Ona ne kadar bayılmasam da yeni iş yerimde yıllardır tanıdığım bir iki insanın varlığı beni de rahatlatıyordu.

"Siz ikiniz takılın. Biz sonra konuşuruz zaten Scarlett. Değil mi?"

"Tabii, görüşürüz." Dedikten sonra Mia'nın yönlendirmesiyle kafeteryaya yürümeye başladık. Giderken de küçük bir tur yapmıştık. Gezdikçe binayla, yapılanlarla ilgili bir şeyler anlatıyordu. Çok fazla teknik bilgisi yoktu tabii, bu yüzden mühendislerle toplanmak için can atıyordum.

Oturduğumuzda "Ne hakkında konuşmak istersiniz Scarlett Hanım, pardon Scarlett?" diye sormuştu. Çok sıcak bir insandı. Hemen kanım ısınmıştı Mia'ya.

"Bilmem, sen ne istersen."

"Peki. O zaman aklındaki soru işaretlerini gidereyim biraz. Neden başkalarını değil de seni buraya davet ettiğimizi düşündün mü?"
Sorduğu soruyla duraksamıştım. İçimden çünkü ben daha iyiyim demek geçiyordu ama biraz durup düşününce aklıma bir "Horner" olmam da gelmişti.

"Fazlasıyla başarılı bir eğitim hayatım oldu. Bu sporun içinde büyüdüm. Az bir süre olsa da karting yaptım. Ve son olarak, Christian Horner'ın kızıyım. Doğru mu?"

"Başta söylediklerine kesinlikle katılıyorum. Kendini bildin bileli bu sporun içindesin, evet. Son söylediğine gelirsem, bunu söylemen için bu soruyu sordum aslında. Burada evinde gibi hissetmen çok önemli. O yüzden buraya bir çıkar için getirildiğini düşünmeni istemeyiz.
Açıkça konuşacağım Scarlett. Tabii ki PR anlamında önemin çok büyük olacak. Christian Horner'dan ve Max Verstappen'den dolayı. Çevrendeki insanlar Redbull diye bağırırken sen niye burayı tercih ettin? Bu çok önemli bir izlenim bırakacak. Buraya gelirken burada çalışmaya başlayacak olmanın da ses getireceğini bilerek geldiğini düşünüyorum."

"Farkındayım elbette."
                
"Peki o zaman. Benim söylemek istediklerim bunlardı. Toplantı odasına geçelim mi?"

"Tabii. Nasıl istersen."
                                          •••
"Umarım birlikte çok güzel şeylere imza atarız. Başarılar."