7 gün sonra.
Sabahki alarmdan yarım saat sonra yataktan çıktım. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım. Ardından yatağımı topladım ve üstüme sarı renkte bir kazak altıma ise siyah kot pantolonumu giydim. Uzun saçımı tarayıp her zamanki gibi at kuyruğu yaptım. Takı olarak annemin saatini ve Burak'ın hediye ettiği kolyeyi ve bilekliği taktım. Her gün takıyordum.
Bugün yeni birisi gelecekti yerleşkeye ve yine benim grubuma dahil olacaktı. Burak bu grup olayına ses etmediği için ben de bir şey demiyordum.
Odadan telefonumu aldım ve çıktım. Bir yeni mesaj vardı.
Burak: Günaydın. Kahvaltıdan sonra çalışma odama gel.
Birazcık geç çıkmıştım yataktan. O yüzden kahvaltıyla vakit harcamadan direkt Burak'ın çalışma odasına gittim.
Günaydın diyerek içeri girdim ve kapıyı kapattım.
"Günaydın, günaydın. Yaptın mı kahvaltını?"
"Yok ama aç değildim buraya geldim."
"Yapsaydın keşke ama neyse. Yeni kişiyi konuşmamız lazım." dedi.
"Neden ki? Kaç yaşında? Adı ne?"
"22 yaşında. Adı da Kerem." dedi ve güldü.
Şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm.
"Nasıl yani? Baya bildiğimiz Kerem? "
"Evet, Hasan Bey'ciğimizin oğlu. Açıkçası böyle saçma bir hareket bekliyordum."
Kerem başka bir yerleşkede liderdi ve de şimdi benim grubuma girecekti.
"Hayatımda gördüğüm en saçma şey. Engelleyemez miyiz?" Kerem hayatımda gördüğüm en itici insandı.
"Maalesef, biliyorsun ki buraya gelecek kişilere onlar karar veriyor."
"Senin grubuna girsin o zaman. Sen de kendi grubundan birini gönder bana, lütfen."
"Hayır ya saçmalama. Benim grubumda olamaz, olmamalı. Elimde kalır yoksa." dedi. En son onu gördüğümüzde bana hoş olmayan şeyler demişti. Burak da dayanamayıp haddini bildirmişti.
"Sen canını sıkma. Ayrıca sana güzel bir haberim var." dedi ve gülümsedi.
"Ne oldu?"
"Artık resmi olarak ikinci lider sensin."
"Ne!?" Tepkime güldü.
"Geç kalınmıştı zaten, artık lider olmanın vakti gelmişti."
"Nasıl ikna ettin onları?"
"Kerem'i zorla buraya getireceklerdi. Ben de senin resmi lider olman karşılığında kabul ettim."
Gülümsedim. Hak ettiğimi bana vermişti.
"Çok teşekkür ederim. Gerçekten çok teşekkür ederim." dedim ve yanına gittim. Anlayınca hemen kalktı ayağa ve kollarını açtı.
Ona sarılmak bana güven veriyordu. Bu yerleşkeye geldiğimden beri her ne kadar korksam da üzülsem de Burak hep yanımda olmuştu ve bana sarılmıştı.
***
Akşama kadar büyük kütüphanede Sıla ile beraber kitap okumuştum. Çok seviyordu kitapları. Benim için de iyi olmuştu çünkü uzun zamandır kütüphane ortamında kitap okumamıştım. Saat altı olduğunda kütüphaneden ayrılıp ana binaya geldik.
Yemekhaneye girerken içimde kötü bir şey hissettim. Tam burada, yemekhane kapısının önünde görmüştüm onun cansız bedenini.
"Seda abla? İyi misin?"
YOU ARE READING
Feda
JugendliteraturBir bina, yüz yirmi sekiz kişi ve sayısız düşman. Yöneticiler ve onların yönetiminde yaşayanlar... "Biz aslında bizim hiçbir zaman anlayıp bilemeyeceğimiz bir amaç uğruna feda edildik." 04.07.2024