Saniyeler geçerken Burak hemen ikisinin üzerine doğru yöneldi. Benim ise hala gözlerim doluydu. Burak, Ömer'in nabzını kontrol ederken ben de Gamze'nin yanına gittim. Nabzına baktım.
Atıyordu.
Burak derin bir nefes alınca Ömer'in de nabzının attığını anladım.
"Hiçbir yerde kan yok. Silah veya bıçak da yok." dedi Burak.
Yavaşça Gamze'nin montunun fermuarını boynunu görecek kadar aşağı indirdim. Tahmin ettiğim gibi, boynu kıpkırmızıydı.
"Burak! Biri boğmuş Gamze'yi. Ömer'e de bak." Burak Ömer'in boynuna baktı ve onunki de kıpkırmızıydı.
"Abi kafayı yiyeceğim! Kim boğmuş olabilir ya? Birbirlerini mi boğdular acaba?" Burak kendi kendine söylenirken Gamze'ye yöneldim ve kolunu omzuma atıp bir elimi beline diğer elimi bacağına sardım. Burak da beklemeden aynısını yaptı.
"Nereye götüreceğiz ki? Revire mi?"
Evet anlamında kafamı salladım ve oradan çıkıp koridoru aştık. Merdivenlerde biraz tökezlesem de orayı da geçtik. Gamze 17 yaşındaydı, zayıf ve kısa bir kızdı. Çok zorlanmamıştım, Burak da aynı şekilde.
Revir birinci kattaydı. Asansöre yöneldik ve yavaşça eğilip bastım düğmeye. Asansörü beklerken Burak ile göz göze geldim. Dalgındı. Kardeşiydi sonuçta normaldi ama onu böyle görmek garipti. Genelde hep neşeli olurdu ve bana takılırdı.
"Bakma öyle kız, ağlamayacağım."
Bir an irkilip yüzüne baktım. Hafifçe gülümsedi. Ben de güldüm. Acaba nasıl bakmıştım?
Revire girdiğimizde ikisini de sedyeye bıraktık. Bırakır bırakmaz nefesimi sertçe dışarı verdim. Burak'a baktım o da aynı şekilde nefes verdi, yorulmuştu.
"Eşek sıpası çok büyüdü ya. Yakında döver beni bu."
Her şeye rağmen şaka yapabiliyordu. Güldüm ve derhal işe koyuldum. Gamze'nin montunu çıkartıp üzerine tekrar baktım başka iz var mı diye, yoktu.
Burak Ömer'i incelerken ben de solunum maskesini çalıştırdım ve Gamze'nin yüzüne yerleştirdim.
"Elinin üstü kızarmış, sanırım birisini iyi dövmüş ama kendi yüzünde yara yok" dedi sakince ve sonra genişçe gülümsedi.
"Kimin kardeşi be!"
Gülmemi tutamadım ve güldüm. Burak çok şiddete meğilli biri değildi ama güçlüydü. Birkaç kere kavga ederken görmüştüm, gerçekten dövünce mahvediyordu karşısındakini.
***
O gece revirde kaldık. Sabaha doğru bir yarım saat kadar uyumuştum ama okulun alarmı çalmıştı. Evet, okulun alarmı.
Burak belli ki hiç uyumamıştı. Kollarını bedenine sarmış, kafasını da tavana çevirmiş öylece duruyordu. Benim uyandığımı fark etmemişti sanırım.
22 yaşındaydı Burak. 6 yaşımda yerleşkeye geldiğimde tanışmıştım onunla. O, 7 yaşındaydı ve yerleşkedeki tek kişiydi. Önce bakıcılar vardı, onlar baktı bize ta ki Burak 18 yaşına gelene kadar. Burak 18'ine girdikten sonra ikimiz kaldık bu kocaman yerleşkede. Daha sonra yavaş yavaş yeni çocuklar gelmeye başladı. Şu an yerleşkedeki en küçük kişi 16 yaşındaydı.
Onu yerleşkenin lideri yapmışlardı ancak o bir sene lider kaldı ve ben 18 yaşıma girince yerleşkeyi ikiye bölmeyi teklif etti. Yöneticiler bilmiyordu bunu ama bir sorun olmaz demişti bana. Ben de kabul ettim çünkü bana güvenmesi hoşuma gitmişti ve o güvenince bana bir cesaret gelmişti.
YOU ARE READING
Feda
TeenfikceBir bina, yüz yirmi sekiz kişi ve sayısız düşman. Yöneticiler ve onların yönetiminde yaşayanlar... "Biz aslında bizim hiçbir zaman anlayıp bilemeyeceğimiz bir amaç uğruna feda edildik." 04.07.2024