'Gözlerin gerçek mi?'

27 2 27
                                    

Ay bu bölümü de salıcam hadi yine iyisiniz

1 saatte iki bölüm wooooaaaaaaaa (taslakta bölüm yok sevince bak)

1 saatte iki bölüm wooooaaaaaaaa (taslakta bölüm yok sevince bak)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


*

İğrençti, çok kötüydü, çok ama çok kötüydü.

O kadar berbat hissediyordum ki kendimi kalbim çok acımıştı, paramparça olmuş gibiydi.

Nereye gideceğimi bilemedim, arkamı dönüp kaçmak istedim oradan ama Taehyung kolumu kavrayıp beni durdurduğu için gidemedim, uzaklaşmıştım, ormanın ilerisine doğru hızla yürümeye başladığımda gözlerimin dolduğunu fark etmiştim ama ağlamak istemiyordum ki, ağlayacak bir nedenim yoktu çünkü, Taehyung benim hiçbir şeyim değildi, Taehyung benim daha dakikalar önce arkadaşım olmuş yazlıktan tanıdığım bir çocuktu ve ben onu başka birisiyle öpüşürken gördüm diye durup ağlayamazdım.

"Jungkook dursana." Arkamdan koşup bana yetiştiğinde dolu gözlerimi görmesin diye yere bakıyordum ve sertçe burnumu çekmiştim, "bekle nereye gidiyorsun böyle ya?" Nefes nefese kalmıştı.

"Ne kadar hızlı yürüyorsun öyle yetişemedim sana.." az önce hiç garip bir şey yaşanmamış gibiydi, saniyeler önce birisi gelip de onu öpmemiş gibi davranıyordu, hiçbir şey olmamış gibi.

"Gitsene sen." Dedim ona bakmadan, dolu gözlerimi saklıyordum aklımca, "ben engel olmak istemedim size o yüzden gittim." Dedim açıklamaya başlayarak, kalbim çok acıyordu.

"Ne?" Güldü, komik değildi ki, "neye engel olmak istemedin tam olarak?"

Söylemeye dilim varmadı, söylemek istedim aslında ama nasıl söylerdim, nasıl bunu dile getirirdim bilmiyordum, başım önüme eğik ayak uçlarıma bakıyordum ondan gözlerimi saklamaya devam ederek.

"Engel olmak istemedim işte.." dedim yine, "sizin o şeyinize.." konuşurken yeniden gözlerim doldu, istemiyordum bunu, gözlerim dolsun da istemiyordum, böyle iğrenç hissetmeyi de istemiyordum.

"Ah.." dedi bir iki adım gerileyerek, "sana bunu açıklamayacağım Jungkook." gülüyordu hala komik bir şey varmış gibi.

"Tamam.." daha çok acıdı canım, zaten bana bir açıklama yapmasını beklemiyordum, zaten bana bir açıklama yapmak zorunda bile değildi ki, bu yüzden canımın bu kadar acımış olmasını umursamamaya çalıştım ama beceremedim tabi ki, kalbimin tam orta yeri çok acıyordu.

Yine yürümeye başladım, dolan gözlerimi ondan saklamaya çalışırken önümü göremediğim için nereye gittiğimi de bilmiyordum, yürüdüm sadece.

"Jungkook aptalın teki o." dedi arkamdan seslenerek, "bak sana bunun açıklamasını yapmayacaktım çünkü gerek duymuyorum bile onunla ilgili konuşmaya, o kadar umurumda değil ki adını ağzıma bile almak istemiyorum.." o konuşuyordu ben ise durmadan yürüyordum, "burada olacağını tahmin edemezdim, geçen sene tanıştığım bir çocuktu, sadece arkadaşım olarak gördüğüm birisiydi ama bana kafayı takıp sürekli benimle birlikte olmak istediğini söylüyordu, bende arkadaşlığımızı tamamen bitirdim ama şimdi.. bir anda karşıma çıkınca neye uğradığımı şaşırdım, yapıştı bir anda dudaklarıma, onu itip kendimden ayırana kadar da sen kaybolmuştun, neden o kadar hızlı gittin ki oradan?"

JEONGGUK'UN GÖZLERİ | TAEKOOK ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin