Yüzbaşım: Kimsiniz hanım efendi ?
Siz: İlerideki karın çocuklarının annesi basının tacı gönlünün Sultanı
Yüzbaşım: İlla diyorsun uğraş benimle öyle mi?
Siz: Evet
Yüzbaşım: O zaman sana kötü bir haberim var
ben işsiz bir adam değilim ve boşa harcay...
Odamı temizleyip Şarkı dinliyordum ve şarkıya eşlik edip söylüyordum. Bazen bana o yük olan odayı temizlemek bazen keyif veriyordu neden bilmiyordum.
Aman canımdan bıkmış bir yerdeydim. Bana hep bunu yaşatıyorlardı, annesiz ve babasız olmak çok güzel bir şeymiş gibi davranıyorlardı. Kimi acıyor kimi İse ne kadar mutlusun diyip Benim yerimde olmak istiyorlardı. Benim ne kadar acı çektiğimi hiç bilmiyorlardı, ne kadar canımın yandığını görmüyorlardı...
"Bak bana, bak bana ne zerre kaldı benden. Sev beni, sev beni istemem başka senden. Kim bilir Nerdesin bilinmez bir yerdesin sev beni, tek beni Öyle sev ki" şarkıyı teker teker mırıldanıyordum. Bu şarkı beni anlatıyormuş gibi hissediyordum. Lanet olsun ki bu hiç güzel bir duygu değildi.
(Şarkı böyle devam etmiyor söylemiş geçmiş gibi okuyun)
"O bir tepe, ben bir ova koyulmuşuz aynı yolla, O gök mavi, bense kara koyulmuşuz aynı dünyaya. Zaman zaman sorarım neden? Zaman nedir sabah nedi? Şimdi gitsem buralardan bunu kim bilir kim bilir."
"Bak bana, bak bana ne çok şey aldın benden" şarkının bu kısmını annem için yazıldığını düşünüyordum, neden beni bırakıp intihar etmişti ki. O kadar mı çekilmez biriydim. Neden ya neden ? elbet bir sebebi vardı.
"Sev beni, sev beni istemem başka senden. İstemem başka senden. Kim bilir Nerdesin? Bilinmez bir yerdesin, sev beni, tek beni, öyle sev ki..." Kapı iki kere tıklandığında şarkıyı kapatmıştım.
"Kim o." Dedim tok sesim ile.
"Kapıcı Memo."
"Öyleyse siktir git ben kapıcı Memo diye birini tanımıyorum."
"Kızım kapıyı niye kilitliyorsun sen?"
"Keyfim ve kahyası öyle istedi Emreğ"
"Aç bak yemek hazır."
"Canım istemiyor siz yiyin." Dedim cidden canım hiç bir şey istemiyordu.
"Sarma var yemekte." Dedi
"İstemiyorum diyorum Emre neden zorluyorsun?"
"Sarma?"
"Evet istemiyorum canım hiç bir şey istemiyor"
"Kısırda yapmış Fahriye sultan. En sevdiğin yemek" dedi.
"Canım istemiyor Midem bulanıyor rahat bırak beni." Dedim, onu kırmak istemiyordum ama ben üzülünce mideme vuruyordu, midem bulanıyor canım hiçbir şey istemiyordu.
"Hadi ama Gece."
"Emre rahat bırak beni istemiyorum diyorum neden anlamıyorsun ki." Dedim sesim ister istemez titremişti. Dedem bayan her ne olursa olsun ağlamayı öğretmişti Ama ben artık dayanamıyordum...
"Buraya getireyim Ama ne olursun bir lokma bir şey ye"
"Getirsen de yemem"
"Asral..."
"Hadi Emre rahat bırak beni ne olursun dinlenmek istiyorum."
"Peki bugünlük sana izin veriyorum. Ama yarın kaçışın yok Elif ile alışverişe çıkacaksınız ayrıca Alaca da Asral gelmese bende gelmem diyor." Dedi
"Yarın olursa düşünürüm..."
"Düşünme, gel."
Kafamı yastığa koydum. Aradan saatler geçti telefonuma sadece iki tane bildirim geldi.
YAPIKREDİ: Degerli Musterimiz, İyi ki dogdunuz! Yeni yasinizin size saglik, mutluluk ve basari getirmesini dileriz*********"********************************
Zartu zurtu...
Gerisini okumadan çıkmıştım mesaja ikinci gelen Mesaj ise Gökalp'den gelmişti mesajın üstüne tıklayıp okumaya başladım.
Yüzbaşım: İyi ki doğdun Asral Aybel Gece. İyi ki tanımışım seni bu kısa sürede az da olsa neşelendirdin beni. Karşıma neden çıkmadığını bir türlü anlayamadım, oysa ki ben sana seni tanıdığımı karşıma çıktığında söylemek isterdim. Ama olsun bundan sonra inşallah çıkarsın karşıma aynı evde Aynı çatının altında iki yabancı olmak istemiyorum seninle. İyi ki doğdun tekrardan iyi ki varsın Birbirimizi tanıdığımız Mutlu yıllara Gece hanım
"Bu kişiyi engellediniz"
Aldığım mesaj ile şok geçirip salak gibi çocuğu engellemiştim. Ama ben böyle hayal etmemiştim ki....
//////////
Ya abi hepimiz her yıl atlatıgımızda böyle değil mıyız ?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
