Tırnaklarımı yiye, yiye tam on gün daha beklemiştim ve artık dayanamıyordum. Asker nişanlısı olmak cidden zordu...
Mert ile Alaca bile buzları eritmisti...
Siz: Gel lan artık, konuşacak konularımız var daha
Siz: Sensizlik beni yedi yedi bitirdi
Siz: Bugün Elif teyze geldi bende yatıya kaldılar biliyor musun çok eğlendim
Siz: Ama eksiktim işte sen yoktun
Siz: Ha birde yarın yoğun olacak galiba yengen gil gelecek nisana gelemediler beni tekrar girmeye gelecekler birde senin o kuzenin gelecek adı neydi unuttum gereksiz zaten
Siz: Sevmedim sevmeyeceğim.
Siz: Isınmadım ısınmayacagim
Siz: Sağ salim gel askerim, bu bir emirdir.
Güzel bir uykunun ardından Elif teyzenin hazırladığı müthiş kahvaltıyı yaptık.
misafir gelecek diye Elif teyze bizi evden kovmustu... Evi temizlemek için beni evimden kovmuştu.
"Ben o kızı hiç sevemedim." Dedim Alaca'ya parkta çekirdek kola yapıyorduk
"Kuzenim değil mi bende sevmiyorum yılan yılan"
"Kenafir..."
"Annem evi temizlemedi mi daha ya, benim belim tutuldu bankta oturmaktan."
"Bilmen, misafirler kaçta gelecekti?"
"İki buçukta" dedi, telefona saate bakmak için açtığımda saat üçtü ve Elif teyze iki kere aramıştı
"Alaca acil kalk saat üç ve annen iki kere aramış..."
Hemen ayaklanıp eve geçtik.
***
Zili çaldık açan Gökalp'in kuzeni Yelda idi.
"Gelmeseydiniz zahmet etmeseydiniz."
"Keşke-" diyince Alaca'yı dürtüm "Yelda çekil seni hiç cekemiycem." Diyip içeri girdi Alaca.
"Hoş geldiniz." Dedim bende içeri girerek.
"Sende hoş geldin" dedi Yeşim yenge.
"Misafir biz miyiz o mu? Pek anlayamadım." Dedi yüzünü buruşturarak kurdu bu cümleyi Yeldanin annesi Hüzün hanım...
"Şey kusura bakmayın saatte bakmayı unutmuştum ben..."
"Ne olacak kızım ben burdayım zaten" dedi Elif teyze yanıma yaklaşıp sesizce "Sakın takma onları, heleki Hüzün ile Yeldayı boş yaparlar şimdi." Kayınvalidem asaletini asla bozmayan bir kadındı ve çok seviyordum.
"Sorun değil." Dedim
"Neyse, E kızım nasılsın." Dedi Yeşim yenge
"İyi yenge ne olsun geçip gidiyor."
"Kusura bakma Yakupun işi çıktı bizde yardım etmeye çalıştık gelemedik."
"Yok yenge olur mu öyle şey."
"Ben acıktım." Dedi, Yelda.
"E gelinler ne güne var hazilarsinlar." Dedi, beni Elif teyzeyi ve Yeşim ablayı kast ederek. Büyük hala idi sözü geçiyordu.
"Zaten şimdi hazırlayacaktik abla." Dedi Elif teyze...
Yemekleri hazırladık, çok güzel kısır ve sarma olunca daha da güzel bir sofra olmuştu...
Kapı çaldı Alaca kapıya bakmaya gitti. Koridor ile kapı arası biraz uzak olunca kimin geldigini duymadık.
En son yanımdaki sandalye çekildi ve gelenin Gökalp olduğunu gördüm, Elif teyze ile sarılmıştılar, Gökalp herkese selam verip yanıma oturmuş her zamanki gibi elini bacağıma atmıştı ve okşuyordu...
Başını geriye attı, mis gibi kouyordu ve saçları nemliydi. Duş alıp gelmiş olmalıydı.
"Özlemişim" dedi kısık sesle, bacağımı sıkarak.
"Aç mısın" dedim
"Sana açım evet." Diyince koluna yapıştırdım.
"Doğru düzgün cevap ver Gökalp." Dedim "Aç mısın" belki askeriyede veya yolda yemiştir diye düşündüm.
Kafasını salladı, ayağa kalkacakken elimi tuttu 'nereye' der gibi kafasını salladı.
"Kaşık ve kısır getireceğim."
"Sen yedin mi?" Diyince kafam ile onayladım.
Tabağımdaki kısırı önüne çekti kaşığımı alıp yemeye başladı.
Önüne biraz da sarma katmıştım ben.
"Yaran var mı?" Diye sormuştu Yelda. Benim yerime, ben sormadan!
"Yok." Diye cevapladı Gökalp, bacağımı daha da okşayarak...
"Gökalp, arayıp hiç sormuyorsun." Dedi Hüzün hanım.
"Yenge yeni görevden geldim nasıl arıyacagim."
"Görev öncesinden bahsediyorum ben."
Gökalp demin yaptığı gibi kafasını geriye attı...
"Görevden öncesi tam on bir aylık görevdeydim yoğun bakıma girdim beyaz ışığı bile gördüm ama sizi hiç görmedim halacığım."
"Gelecektik-"
"Ama gelmediniz."
"Gelemedik."
"Sonuca bakarım ben hala, bahaneler üretmeyin bana sen telefon bile açmadın bana Yakup amcam en azından aradı sordu."
Sustu Hüzün hanım.
"Kusura bakma." Dedi Yeşim yenge sesi kısık bir şekilde. Bir eli sakatı pek iş yapamıyordu o yüzden Yakup amca temizlikçi tutmuştu, ve hüzün hanım bundan pek memnun değildi.
"Yok yengem sen ikide bir aradın en azından." Dedi Gökalp.
"Çok mu yorgunsun" dedim kısık sesle.
"Fazlasıyla, yorgunum, açım, doyumsuzum, sensizim..."
"Seni affetmedim."
"Biliyorum..."
"Oğlum uykun varsa git yat." Dedi Elif teyze
"Burada mı yatacak?" Diye sordu Yelda
"Bir sorun mu vardı?" Dedi Gökalp
"Yokta ne bileyim hem nerede yatacaksin."
"Nişanlımın odasında."
"Ne? Ne demek nişanlımın odasında." Diye sordu Hüzün hanım "Hiç münasip olur mu?"
"Olur." Diyip ayağa kalktı Gökalp "Size görüşürüz ve afiyet olsun ben uyumaya gidiyorum."
****
Saat sekiz olmuştu, ve sonunda misafirler gitmişti Alaca ise Elif teyzeyi alıp evden çıkmıştı.
Bende tabi her ne kadar affetmesemde (!)
Gökalp'in yanına gitmiştim...Oyy ber
Bu saatte bölüm yazdım :)Sizleri seviyorum görüşürüz 💋
Yakında özel bölümler gelecek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimsiniz?/Yarı Texting
General FictionYüzbaşım: Kimsiniz hanım efendi ? Siz: İlerideki karın çocuklarının annesi basının tacı gönlünün Sultanı Yüzbaşım: İlla diyorsun uğraş benimle öyle mi? Siz: Evet Yüzbaşım: O zaman sana kötü bir haberim var ben işsiz bir adam değilim ve boşa harcay...