Gökyüzündeki Yasak

13 3 23
                                    


Kasaba sessizdi. Sabahın erken saatlerinde, güneş yavaşça doğarken Elif penceresinden dışarı baktı. Her sabah yaptığı gibi, okulun yolunu gözlüyordu. O yol, onun için sadece bir yol değil, aynı zamanda hayallerine açılan bir kapıydı. Ancak, o kapı başörtüsü taktığı için ona kapalıydı.

Elif, okul çantasını hazırlarken, içindeki umudu korumaya çalışıyordu. Eğitim, onun ve birçok kızın geleceğe dair en büyük hayaliydi. Ancak bu kasabada, başörtüsü takan kızlar için okul, neredeyse erişilmez bir hayal haline gelmişti. Yerel polisler, okulun önünde bekleyerek başörtülü kızları geri çeviriyordu.

"Bugün de gideceğim," dedi Elif kararlı bir şekilde. "Bu sefer başaracağız."

Elif'in en yakın arkadaşı Meryem de aynı zorluklarla karşı karşıyaydı. İki kız, okula alınmamanın getirdiği hayal kırıklığını ve baskıyı birlikte göğüslemeye karar vermişlerdi. Elif, Meryem'e doğru yürürken, kalbindeki kararlılık her adımda daha da güçleniyordu.

Kasabanın meydanına geldiklerinde, diğer kızlarla birlikte toplandılar. Polisler yine oradaydı, sert bakışlarıyla gözdağı veriyorlardı. Elif, polislerin arasında dikkat çeken biri olduğunu fark etti. Genç bir polis memuru, diğerlerinden farklı olarak onlara karşı daha nazik görünüyordu. Adı Mehmet'ti ve Elif'in dikkatini çeken bir şeyler vardı onda.

"Bugün biz de buradayız, kızlar," dedi Mehmet sakin bir sesle. "Ama lütfen olay çıkarmayın."

Elif, Mehmet'in gözlerine baktı ve orada bir anlayış gördü. Bu anlayış, onun için umut vericiydi. Belki de bu genç polis, onların sesini duyabilirdi. Elif, cesurca ileriye adım attı ve Mehmet'e yaklaştı.

"Biz sadece eğitim almak istiyoruz," dedi Elif, sesi titrerken. "Bu hakkımızı neden elimizden alıyorsunuz?"

Mehmet, Elif'in sözleri karşısında duraksadı. İçindeki adalet duygusu ve vicdanı, Elif'in söylediklerini anlamaya çalışıyordu. Ancak, görevini yapma zorunluluğu ile karşı karşıyaydı.

"Kurallar böyle," dedi Mehmet, gözlerini kaçırarak. "Ben de bir şey yapamıyorum."

Elif, pes etmedi. "Kurallar değişebilir," dedi. "Biz sadece sesimizin duyulmasını istiyoruz."

Bu sözler, Mehmet'in içinde bir yankı uyandırdı. Elif'in cesareti ve kararlılığı, onun içinde bir şeyleri harekete geçirmişti. Belki de bu küçük kasabada büyük değişiklikler olabilirdi.

Kasaba meydanında, Elif ve arkadaşlarının sesleri yankılanırken, Mehmet de sessizce içinden bir karar verdi. Bu kızların mücadelesi, onun da mücadelesi olacaktı. Çünkü adalet, herkes için olmalıydı.

Elif ve Meryem, o gün de okula giremediler. Ancak, onların sesi her geçen gün daha da güçleniyordu. Bu sessiz kasabada, adalet arayışının yankıları duyulmaya başlamıştı. Elif'in hikayesi, daha yeni başlıyordu ve bu mücadele, sadece onun değil, tüm kasabanın kaderini değiştirecekti.

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum

Sesimi DuyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin