~ 4. Bölüm ~

12 0 0
                                    

Yağmur'un Nişan Elbisesi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yağmur'un Nişan Elbisesi...

İyi Okumalar 💍

"Dayıcım müsaadenle sana bir şey sorabilir miyim?"
"Sor bakalım dinliyorum"
"Acaba sen karına, benim silah zoruyla evlendirildiğimi söylememiş olabilir misin?"
"Niye ki?"
"SENCE DAYI? Görmüyo musun sabahtan beri benden ayrı saçma bir telaş içerisinde. Hayır yenge diyorum kendini bu kadar yıpratmana değmez. Gelsinler, kahvelerini zıkkımlanıp, yüzükleri takıp defolup gitsinler yani! Niye bu kadar uğraşıyosun?

Evet yengem geldiklerinden beridir bir oraya bir buraya koşturuyo, yenge diyorum bak yüzük takıp gidicekler bir şey yapmana gerek yok diyorum. Ama nerdee, dinlemiyo ki beni.
En son baktığımda organizasyoncuyu arıyodu, şuan n'apıyo bende bilmiyorum. Hayır ben mi farklı bir dilde konuşuyorum yoksa o mu beni anlamıyo anlamadım yani.
Sabah da kalkmış "yürü elbise almaya gidiyoruz" diyo. Ya ben size bedenimi söyliyim, siz kafanıza göre bir şeyler alın dedim dinlemedi beni. Neymiş gelin benmişim o yüzden benim deneyip almam gerekiyomuş. Hangi kitapta yazıyo bunlar? Saçma sapan şeyler

"Yenge bi dur artık Allah rızası için, dayı fincan takımı sipariş ediyo ya! Allah'ım isyan etmek istemiyorum ama, yok mu bu ızdırabın sonu?! Yenge seni düğüne çağırırsam nolayım YENGE!!"
Zilin çalmasıyla yengemin beni kapının oraya atması bir oldu. Bir de kendisi de karşıma geçip video çekmeye başlaması yok mu? Çıldıracaktım resmen. Burda zorla evlenen ben olduğum için kimse beni anlamıyodu. Neyse olsun da bitsin artık deyip kapıyı açtım ki açmaz olaydım. Siz de karşınızda nur topu gibi Galip Karahan'ı görseniz, siz de aynı benim gibi olurdunuz eminim ki. Şu adamı gördüğümde niyeyse içimde bir gram yaşama hevesi varsa da, adam onu da götürüyodu. Neyseki çar çabuk geçtiler de ben de fazla yüz göz olmadım. Ama o ihtiyarın ben bir şeyi istersem alırım bakışını gördüm ya, bekle sen Galip amca, benim yeni vazifem sensin. Burnundan getiricem senin!

Bilin bakalım en arkada, eline sanki zorla tutuşturulmuş gibi duran bir çiçekle gelen kimdi? Tabii ki de..
bir dakika bir dakika onun cebindeki mendilin rengi benim elbisemle aynı renk miydi yoksa ben renk körü falan mı olmuştum? Umarım ben renk körü olmuşumdur. Ben şok olmuş gözlerle bakarken, sırıtarak bana bakan yengem her şeyi açıklıyodu zaten.
Derken yengem son golünü asıl şimdi atıyordu.

"Hadi biz içeri geçelim."

Ben kesinlikle emin olmuştum bu kadın beni sevmiyordu. Hatta sevmemekle kalmayıp nefret ediyodu. Yoksa durum başka şekilde açıklanamazdı yani.
Benim durun gitmeyin dememe kalmadan hepsi artık salondaydı. Benle Yiğit denilen şu herifse kapıda elimizde çiçek çikolatayla kalmıştık. Ben her ne kadar yüzüne bakmamaya çalışsam da, adam resmen gözlerimin içine kadar bakıyodu. Bu ne demek? Yani normal bi insanın bile hafif kızaracağı durumda ben bir beyaz tenli olarak bütün insanlık adına kızarıyordum.

"Burda dikilmeye devam edicek miyiz?"
"Oluur, fark etmez bana" bana fark ederdi ama
"Hem zaten.." beni mi süzüyordu bu adam?
"Henüz daha önümdeki güzelliği tam olarak inceleyebilmiş değilim." Bu incelememiş haliyse, Allah'ıımm adam sapık resmen! Dayı, umarım beni bi sapıkla evlendirdiğinin farkındasındır.

Bilinmezlik Rüzgarında SavrulanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin