5 : İsmin Telafuzu

12 2 0
                                    

Bu bölümden sahneler :

Bu bölümden sahneler :

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

K

afeden geç çıkmanın verdiği yorgunlukla bugün ki fotoğraf çekme planımı iptal etmek zorunda kalmıştım. Zaten şu hayatta birçok şeyi zorunlu olarak yapmıyor muydum ?!  Aracımı evin önüne park ettikten sonra seri adımlarla merdivenleri çıktım. Tek isteğim kendimi bir an önce koltuğa bırakıp hayattan soyutlanmaktı.

Evin kapısını açıp içeri girdikten sonra hemen aranın ve salonun ışıklarını açıp kendimi koltuğa bıraktım. Her şey istediğim gibi ilerliyordu. Hayattan soyutlanmak , yalnızlık , yalnızlığın verdiği huzur ve rahatlık beni içine çekmek üzereydi.

Tâki içime bir ürperti hissi girene kadar. Gelen ürperti ile hızlıca kendimi bıraktığım koltukta doğrulup kafamı tekli koltuğa çevirdim. Hiç bir şey yoktu. Ama şu birkaç günde zaten hiçlikle sınanmıyor muydum  İçimden kendi kendimi sakinleştirirken telefonu elime alıp ne yapmam gerektiğini düşnüyordum. Psikolojik baskı altında verilebilecek en doğru kararı vermeye çalışıyordum. Karar verme sürecim gri tişörtü ve mavi ceketi ile salona giren Alazı görmem ile son bulmuştu. Tam bir şey diyecekken gözleri arkamda kalan tekli koltukta
takılı kalmıştı.

Kaşları çatılmış bir şekilde " Burada senin ne işin var ? " dedi sesindeki kesinlik ve keskinlik kulaklarımı kesecek derece netti. Bir an benimle konuştuğunu zannetsemde burası benim evimdi. Bu soruyu bana sormuş olmazdı o zaman. Bende onun bu sorusu üzerine korkan gözlerle arkama bakarak sordum : " Orada biri mi var ?" demem ile kızıl saçlarını at kuyruğu yapmış kahverengi pantolan ile beyaz gömlek giymiş bir kadının tekli koltukta belirmesi bir olmuştu.        

Kızıl saçları ateş kıvılcımı misali parlıyordu. Dokunsan yakacakmış gibi. Kulağındaki mavi küpeler zümrüt misali omzuna doğru uzanmıştı. Ayağa kalkıp öne doğru birkaç adım attı. Asil ve narin adımlardı. Bir o kadar da kendinden emin adımlardı. Kızdan etkilenmemek elde değildi. Her haliyla büyüleyici gözüküyordu. Sanki başka bir evrene aitmiş gibi. Ortaya aniden çıkmasıda bunu destekler nitelikteydi.

Bu adımlar kafamda birkaç şimşeğin çakmasına ve kafamın içine Alaz ile ne kadar yakıştıkları fikrinin dolmasına sebeb olmuştu.  Düşüncelerimi kızın sesi bölmüştü : " Asıl benim sana aynı soruyu sormam lazım. Burada senin ne işin var? "

Kendimi tutamayıp Alaz'a hitaben " Sevgilin mi ? " demem ile ikisininde kafası aynı anda bana doğru döndü. Kesinlikle ruh eşi olmalılardı. Aaa doğru onun ruh eşi bendim değil mi ? Alaz sert olmayacak bir ses tonu ile konuştu : " Saçmalama istersen."

" Neden saçmalayacakmışım ki. Kaderimiz bir şekilde bağlandı ve sen ona bu durumu söyleyemedin ve buraya ondan gizli gizli geldin o da bunu fark edip buraya geldi. Bence her şey mantıklı. " dedim sanki çok önemli bir teoremi veya teoriyi açıklarmış gibi ciddi bir şekilde.

Alaz bir şey diyeceği sırada kadın "Bir dakika. Sizin kaderiniz mi bağlandı?" diyip gözlerini sol ellerimize indirmişti. Ardından gülüp devam etti cümlesine : "Doğruymuş demek. Sabah böyle bir duyum almıştım ama ne bileyim senin olucağını hiç tahmin etmemiştim." dedi şaşkınlığı sesinede yansımıştı bariz bir şekilde.

Alaz ise histerik bir gülüş atmıştı ardından tüm ciddiyeti ile "Ne işin var burada ?" dedi. Ama ses tonu sanki bir daha sormayacağım der gibi acımasız bir şekildeydi.
" Bölgeme izinsizsiz giriş vardı. Bugünde tekrarlanınca bende... "

" Tamam anladım. Durum gördüğün gibi o yüzden ister istemez bölgene sık sık gireceğim. En azından bu kader işini çözene kadar. " diyip kısa bir şekilde kendini açıklamıştı. Kız ise kafasını sallamakla yetinmişti ardından ortdan kaybolmuştu. Tıpkı geldiği gibi. Ben ise Alaz'a dönüdüm :  " Sen neden geldin ? " dedim. Sonuçta onu aramamıştım. Her ne kadar onu aramayı kısa bir sürede düşünsemde aramamıştım. Öylesine de gelmiş olamazdı. Laren ile kapıyı çalarak girmesi konusunda da konuşmuştuk. Yoksa korkumu mu hissetmişti de gelmişti ?                                                   

" Sen neden uyumadın ? " diyip sorumu görmezden gelmişti.

" Önce ben sordum Alaz. "

" İsmimi nerede- Aaa doğru Laren seninle konuşmuştu. " diyip kendi sorusunu kendi cevaplamıştı.
"Neden geldin ? Önemli bir şey mi oldu ? " dedim yüzüne bakarak merakla ama hala gözlerinin içine bakamıyordum. Gözlerindeki karanlıkta ya boğulacağımı ya kaybolacağımı ya da görmemem gereken bir şeyi görecekmişim gibi hissediyordum.

" Hayır. Sadece... Ben sadece seni kontrol etmek için gelmiştim. Yanlış anlama. Sadece bu durum çözülene kadar bir nevi sana karşı sorumluyum o yüzden. Geçen seferde yani dün akşamda o yüzden gelmiştim. " kendisini uzun açıklamasına mı bana açıklama yapmasına mı şaşırmalıydım.

" Sakin ol ! Anladım merak etme ayrıca yanlış falan da anlamadım. Ama bundan sonra gelmene gerek yok. " dedim onun telaşlı sesine zıt bir şekilde sakin bir ses tonuyla.
" Sen neden uyumadın ?" dedi diğer dediklerimi duymazdan gelerek.

" Sanırım arkadaşın yüzünden. Galiba onun varlığını hissettim o yüzden. "

" Bu tarz olaylarda beni arayabilirsin. Ya da güvende hissetmediğin zamanlar da. Laren sana numaramı vermiş olmalı. "

Kafamı sağlamakla yetinmiştim. Ne yani demin önce beni mi düşünmüştü. Tam bir şey söyleyeceğim sırada ortadan kaybolmuştu. Yine gitmişti. Sanırım
varlığı beni ilk günki kadar rahatsız etmiyordu ya da korkutmuyordu. Dün bir bugün iki ama ben şimdiden kendimi onun yanında güvende hissediyordum. En azından onun dışında hiçbir varlık bana zarar veremezmiş gibi hissediyordum.


Son söz

Bazen kalbimizin ritmini adımlarımızın bizi götürdüğü yer ya da kendi ismimizi başka birinin ağzından duymak bile değiştirebilir. Zaten önemli olanda bu değil mi ? Kalp zaten atıyor sihirli ve mühim olan ritmini değiştirmek değil midir ?

Gelecek bölümden fragman :

Gelecek bölümden fragman :

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
SENSEDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin