Arkadaşlar herkese merabe✨
Öncelikle ufak bir açıklama; her bölümün medyasına o bölümü yazarken ilham aldığım, sözlerinden alıntı yaptığım bir şarkı bırakıyorum.
Sizden nacizane bir isteğim, bölümü okumadan önce ve ya okuduktan sonra medyaya bıraktığım videodan türkçe çevirisini sakince dinleyin.
Benim yazarken hissettiğim duyguları sizin de okurken hissetmeniz dileğiyle...
Kayboldum... Bir gökkuşağında,
Şimdiyse gökkuşağımız yok...Kocaman, yuvarlak karnı hareketlerini kısıtlarken ağzına tıkıştırılmış bez parçasını acıyla sıktı Bala. Gözlerine dolan yaşları silmeye dahş takati kalmamıştı.
Acı ve çaresizlik dolu inlemeleri mağaranın taştan duvarlarına çarpıp yankı yaparken dışarıda çanaktan boşalırcasına yağan yağmur da cabasıydı.
"Hayde Bala'm! Hayde kızım!" Cesaret verici cümlelerin arasında onun elini kendi avuçlarının arasına aldı Selcan Ana. Yaşlılığın verdiği bilgelik ile oradaki herkesten daha soğukkanlı, daha temkinli bir ifade takınmıştı yüzüne.
"Aygül!"
"Bebe inatçı çıktı Selcan Ana!" Diye sitem etti Aygül, örtünün altından başını kaldırıdığında ter içinde kalmış yüzü mağaraya vuran loş ışıkla parladı. "Sanarsın bize oyun eder!"
Karnı bir kez daha kasıldığında acı dolu çığlığını bastırıp kıvrandı Bala. Artık gözleri kararmaya, duyduğu sesler soluklaşmaya başlamıştı.
Malhun onun bu durgunluğunu fark edende tedirgin olmuş, birkaç adımda yanına yanaşıvermişti. "Bala..."
Selcan Ana onun sesi ile döndü tuttuğu elin sahibine. "Güçten kesilir..."
Aygül ne edeceğini bilemez halde örtüye bakakalırken Bala'nın yüreğinden kopan bir hıçkırık dudaklarından firar etti. Boşta kalan elini güçsüz bir şekilde karnının üstüne sararken ise içinden ettiği duaların haddi hesabı yok idi.
Mağara kısa bir sessizlik ile duruldu.
Derken Selcan Ana bir hışımla kalktı yerinden. İki adımda Aygül'ün yanına varıp kolundan tuttu ve kaldırıp kenara ittirdi onu. "Kalk hele!"
Malhun da tıpkı Aygül gibi hayret içinde, merakla bakıyordu ona. Bala'nın tam karşısına geçmiş, örtüyü hafifçe kaldırıp elbisesinin kollarını dirseklerine kadar çekmişti.
Telaştan parıldayan zümrüt gözlerini yanında duran iki kadına dikiverdi aniden. "Kart horoz gibi dikilmeyesiniz de bir işin ucundan tutasınız hele! Aygül, suyun altındaki ateşi harlayasın! Malhun, ana olduğunu hatırlama teveccühünü gösteresin de Orhan'ıma bakasın!"
İki genç kadın onun emirleri ile dikleşip usulca süzüldüler yanından.
Selcan Ana ise iki eliyle Bala'nın toparlak karnını kavradı. "Bala'm, bana bakasın hele!" Acıdan bayılmak üzere olan Bala, dirseklerinden destek alarak başını doğrulttu ona doğru. "Son bi gayret kızım! Hayde, evladın için son bir gayret!"
Avucunda toparladığı çarşafı son gücüyle sıktı Bala. Çığlıkları gök gürültüsünü dahi bastırırken beklenen mucize, Selcan Ana'nın kucağına doğdu...
Alnına yapışmış kapkara saçlarını usulca okşarken fark etti Selcan Ana.
Ağlamaz idi, ufak cüsseli büyük mucize.
![](https://img.wattpad.com/cover/371069374-288-k455919.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akşın Destanı
Fantasy"Gündüzleri asilzade, Tekfur kızı. Geceleri Türk yandaşı, suikastçı. Kaç adın var senin? Kaç yüzün var?"