•|Ruhta Hissedilen Şüphe Göze Yansır mı¿

33 11 17
                                    

Bir ruh bir beden, etrafımı sarmış duvar şüpheden. Bir bilinmezliğin içindeyim,
Kim bilir neredeyim...

ʕ≧ᴥ≦ʔBeğenmeyi ve yorum yapmayı unutma lütfen, desteğin çok önemli! ʕ·ᴥ·˵ʔ

Gözlerimi açtığımda Bayan Myron' ın evindeki tavanları gördüm. Neler oldu bana! Yavaşca uzandığım yerden doğruldum. Hâlen ıslak kıyafetlerim üzerimdeydi. İyiki değiştirmeye kalkmadılar, yani umarım kemiklerimin görünmesini istemem. Kendimi toparlayıp etrafıma bakınınca bana merakla bakan Kontes ve Lord'u gördüm.

Derin bir nefes alıp konuşmaya zorladım kendimi. Nerden başlayacağımı ne diyeceğimi bilmiyordum.

"O-orada noldu pek hatırlamıyorum?"

"Suya çiçek bırakırken birden heykele doğru yürümeye başladın. Ve bayıldın ne olduğunu anlayamadık." Dedi Lord endişelenmişti benim için. Sonra konuşmaya devam etti. "Hemen ardından seni buraya getirdik. Şifacı çağırdım senin için, henüz ge-"

"Şifacı mı!! " Lord' un sözünü kestiğim yetmemiş gibi sesimde yüksek çıkmıştı. Verdiğim tepkiye şaşırmış bana bakıyorlardı.

"Şifacı geldi mi? Beni buraya kadar getirmişsiniz zaten şifacıya gerek yoktu Lord'um. "

"Henüz gelmedi Şifacı fakat görünmen sağlığın için iyi olacaktır Küçük Hanım senin için bu kadarını yapabilirim. " Diyerek gülümsedi. Oturduğu yerden kalkıp yanıma geldi. Yatağın başındaki sandalyeye oturdu. Kendimi toparlayıp oturur vaziyete geçtim. Oturduğum yer yataktı. Etrafıma bakındım burası Kontes' in bana verdiği odaydı. Yatağım ıslaktı, Üzerim gibi. Kıyafetimi değiştirmem gerekiyor. Kıyafetimi incelerken Lord' la göz göze geldim.

"Sen üzerini değiş aşağıda seni bekliyor olacağım." Diyerek odadan çıktı. Bana bakışları beni ürpertiyordu. Kemiklerimi mi görmüştü? İçimi kaplayan korku ruhuma bir endişe prangası takmıştı bile. Yaşadıklarım fazla geliyordu bana. Hiç kimseye yaşadıklarımı anlatamadan hayata devam etmek kendimi aramak kolay değildi. Derin bir nefes alıp buğulu gözlerimle odaya baktım. Bayan Myron uyandığımdan beri orda öylece oturup konuşmadan duruyordu. Ona baktığımı görünce ayağa kalkıp bana yaklaştı.

"Roza üzerini değiştirmeye çalıştım fakat ellerinle elbiseni sıkıca kavradığın için başaramadım, elini zorlamakta istemedim incitirim diye." ürkek ve titreyen tiz sesiyle konuştu. Ona gülümseyip önemli olmadığını belirterek kıyafetlerimin olduğu dolaba yöneldim.

Açık mavi tonlarında boğaza kadar yükselen tül detaylı fırfırlı bir elbiseyi dolaptan aldım. Etek kısmı aşağı düz uzanıyor eteklerindeki fırfırla son buluyordu. Arkamı dönüp Kontes' e baktım. Yatağımın ıslak örtüsünü çıkarmıştı.

"Senin için yeni bir örtü getireceğim diyerek odadan çıktı." Kapıyı ardımdan kapatıp sandalyeye bıraktığım elbisenin yanına geldim. Soyunmaya titreyen ellerimdeki eldiveni çıkarmakla başladım. Tamamiyle soyunup kurulandım. Hızla giyindim. Saçlarımı havluyla kurularken bakışlarım pencereden görünen meydana kaydı. Yavaşca pencereye yöneldim. Meydanda yaşadığım olayları aklım almıyordu. Atmayan kalbimdedi sızıyı tarif edemiyordum, bilinmezlik...Yalnızlık... Ne de zordu.

Kapımın çalınmasıyla içeri girmesi için cevap verdim. Yeni yatak örtüsüyle gelen bir hizmetkârdı. Bir hizmetkâr? Saçımı toparlayıp aşağı indim. Güçsüz bedenimi taşıyan ruhum yorgundu. Alt kata inen her basamak bir öncedinden daha yüksek geliyordu. Merdivenlerin korkuluğuna dayanarak zemin kata indim.

ARAYIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin